YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6432
KARAR NO : 2023/7194
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … AŞ (… Kimya Şirketi) arasında kurulan … sözleşmesinde davacıya ikramiye ödeneceğinin taahhüt altına alındığını ancak işverenin taahhüt ettiği ikramiyeyi ödemediği gibi eşit işlem yapma borcuna aykırı davranışlarda bulunduğunu, … Kimya Şirketi çalışanları arasında ücret eşitsizliği bulunduğunu, işveren tarafından aynı kıdem ve aynı birimde çalışan işçiler arasında ücret eşitsizliği yapıldığını, davalı işverenin eşit davranma borcuna aykırı hareket etmesinden dolayı davacının etkilendiğini ve mağdur olduğunu, davacının … yıllar işverenin hizmetinde çalıştığını fakat aynı hizmeti sunan ve aynı birimde çalışan işçilerden düşük ücret aldığını, işveren tarafından uygulanan ücret politikasının haksız olduğunu, işçiler arasında eşit davranma borcuna aykırılık teşkil ettiğini belirterek aynı işi yapan emsal işçi ücreti oranında ücret fark alacağını, eşitsizlik tazminatını (ayrımcılık tazminatı) ve işyeri şartı hâline geldiği hâlde … taraflı kaldırılan ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.09.2003 tarihinden itibaren davalı Şirkette forklift operatörü olarak hâlen çalıştığını, bu nedenle 01.09.2013 tarihinden öncesine ilişkin iddia ve taleplerin muhataplarının davalı Şirketin olmadığını, davacının bu tarihten önceki iddia ve talepler yönünden davacının muhatabının o tarihlerdeki işveren olduğunu, davacının ikramiye alacağı olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için böyle bir alacağın olduğu kabul edilecek olsa dahi davacı tarafından 12 yıl öncesine ilişkin olarak ortaya atılan ikramiye alacağı iddiaların zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının ikramiye alacağının olmadığını, davalı Şirkette ikramiye uygulaması veya bu yönde verilmiş … taraflı bir taahhüdün söz konusu olmadığını taraflar arasında da bu hususu içerir bir sözleşmenin olmadığını, davacı tarafından ortaya atılan ücret alacağı iddiasının da zamanaşımına uğradığını, davacıya Şirket tarafından hiçbir zaman eşit işlem borcuna aykırı şekilde davranılmadığını, davacının hiçbir ücret farkı alacağının olmadığını, ayrıca dava tarihinden önceki bir döneme faiz uygulanmasının da mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça ikramiye alacağı talebinde bulunulduğu, davalı vekilince ikramiyenin ücrete yansıtıldığının savunulduğu, işverence sunulan ücret bordrolarına göre 2004 yılında ikramiye uygulamasında değişikliğe gidilerek giydirilmiş ücretin de üzerinde zam yapılarak ücret ödemesi yapıldığı, işçinin ikramiye miktarının birim ücretine eklenmesinin fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile … … ve genel tatil ücretlerinde uygulanacak saat ücretinin artışı ile işçi için işveren tarafından olumlu işyeri uygulama değişimine neden olduğu kanaatine varılmakla davacının ikramiye alacağı talebi haksız bulunarak talebin reddine ve davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını tekrarla, işyerinde ikramiye uygulaması bulunduğunu, sözleşmede hüküm olduğunu, davalı işverenin sözleşmeleri sunmadığını, davalının ikramiye uygulamasına ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu; önce ikramiye uygulaması olmadığını sonra ise 2004 yılına kadar ikramiyenin ödendiğini, bundan sonra ücrete giydirilerek ödendiğini savunduğunu; istinaf kaldırma kararı gereği karşılaştırmalı hesaplama yapılmadığını, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu; Mahkemenin gerekçesinde davacının ikramiye uygulamasının kaldırılmasına itirazı olmadığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, davacının işverene belirli aralıklarla ikramiye bedellerinin ödenmesi için başvurduğunu, amirlerinden ve müdürlerinden ikramiye bedellerinin ödeneceğine dair taahhüt almış olmasına rağmen ikramiye ödemelerinin yapılmadığını; kaldı ki işveren tarafından ikramiye uygulamasının kaldırılmasına ilişkin herhangi bir yönetimsel karar alınmadığını ve müvekkili tarafından ikramiye uygulamasının kaldırılmasına ilişkin işverene muvafakat vermeyerek itiraz niteliğinde eylemde bulunduğunu; fark ücret ve ayrımcılık tazminatının reddinin hatalı olduğunu; ıslah için süre talep etmelerine rağmen talebin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dairenin, davalı işyerinde işçiler arasında hizmet süresi vs. nedeniyle az da olsa ücret farkları olmakla birlikte geneli kapsayan objektif olarak belirlenmiş bir ücretin davacı işçi için daha düşük şekilde uygulanmasının söz konusu olmadığı, davalı işverenin 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 5 … maddesi tanımına uyan bir işlem veya eylemi saptanamadığı, ikramiye uygulamasının … taraflı kaldırılmasının veya işçiler arasında hizmet süresi, eğitim durumu vb. objektif ve kabul edilebilir nedenlere bağlı olarak ücret farkları oluşmasının, anılan Kanun’da yer … “ve benzeri sebepler” kapsamında olmadığına dair emsal nitelikteki 10.09.2020 tarihli ve 2019/3958 Esas, 2020/720 Karar sayılı ilâmının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/2990 Esas, 2021/7233 Karar sayılı ilâmı ile onandığı; emsal kararlar, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporunda belirtilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf başvuru nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı işverence aynı işi yapan işçiler arasında ücret yönünden eşit işlem borcuna uygun davranılıp davranılmadığı, fark ücret ve ayrımcılık tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı, ikramiye alacağının … taraflı kaldırılıp kaldırılmadığı, olumlu-olumsuz işyeri şartı hâline gelip gelmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun’un 5 ve 32 … maddeleri.
3. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 405 … maddesi.
4. Dairemizin 31.03.2021 tarihli ve 2021/2990 Esas, 2021/7233 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.