YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/600
KARAR NO : 2023/1651
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/204 E., 2022/456 K.
DAVA TARİHİ : 08.03.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 8.000,00 … Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davalı … AŞ’nin (…) özelleştirme tarihine kadar olan dönem için talepte bulunulduğu, özelleştirme tarihinden sonraki dönemin uyuşmazlık konusu olmadığı ve verilen hükmün ileriye dönük etkisi olmadığı belirlenen davada; Dairenin bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bozmaya uygun olarak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 5.830,82 TL olup İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan sebeple davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait … Termik Santralinde 02.03.1998 tarihinden … sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği 12.01.2015 tarihine kadar değişen alt işverenler nezdinde aralıksız olarak çalıştığını, temizlik görevlisi olarak işe alındığını ve bu kapsamda resepsiyon görevlisi, idari binada temizlik işçisi ve odacı olarak çalıştığını, son iki yıl ise türbin bakım servisinde kadrolu işçilerin yaptığı işi yaptığını ve davalı işyerinde kadrolu işçilerin yaptığı teknik işlerde çalıştırılan davacı işçinin baştan itibaren asıl işverenin gerçek işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, bu sebeple husumet yöneltilemeyeceğini ve ayrıca davalı ile ihbar olunan Şirketler arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2016/376 Esas, 2017/850 Karar sayılı kararıyla; davacının özelleştirmeden sonra da aynı işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiği ve feshe bağlı alacaklara hak kazanamadığı, davalı ile ihbar olunan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve davacının ağırlıklı olarak resepsiyonda ve idari binada temizlik personeli olarak yardımcı işlerde çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 17.10.2018 tarihli ve 2017/3968 Esas, 2018/2502 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.02.2021 tarihli ve 2020/4212 Esas, 2021/5108 Karar sayılı ilâmı ile; davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosya içerisinde davalı ile ihbar olunan Alnıaçık Fırın İşl. Oto Tem. İnş. Hay. Taah. Ltd. Şti. arasında 22.02.2013 tarihinde düzenlenen … Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde teknik bakım işlerinin toplam 143 teknik personel ile 2 yıl süreli yürütülmesi hizmet alımı işine dair hizmet alım sözleşmesinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu sözleşmenin geçerli olup olmadığı, fiilen alt işverene verilen işin ne olduğu, davacı işçinin ihale ile verilen … kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve bu sözleşme kapsamında çalıştırıldığı sürenin tespitinin gerektiği, yapılacak araştırmada; verilen işin yardımcı … niteliğinde olduğu ya da 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (4628 sayılı Kanun) ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (6446 sayılı Kanun) hükümlerine uygun işlem tesis edildiği, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen … kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak dava konusu ilave tediye ve ücret farkı alacaklarının şimdiki gibi reddedilmesi, 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun hükümlerine uygun işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmeyle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığının ya da davacının ihale ile verilen … dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacının bu şekilde çalıştırıldığı süre açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenerek ve davalı işveren işyerinde davacı ile aynı işi yapan emsal işçi varsa emsal işçi ücreti esas alınarak dava konusu ilave tediye ve ücret farkı alacaklarının hesaplanıp hüküm altına alınması, emsal işçi bulunmamakta ise mevcut ücret üzerinden sadece ilave tediye alacağı hesaplanarak hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Dairemizin bozma ilâmına uyularak yapılan araştırmada dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanları ile sözleşmeler, davacı asılın beyanları dikkate alındığında davacının 2013 yılı Ağustos ayından itibaren tirbün bakım servisinde çalıştığı, önceki çalışmalarının ise muvazaalı olmadığının bozma ilâmında açıkça belirtildiği, davacının 2013 yılı Ağustos ayından itibaren yaptığı işin, işyerinde mevcut sistemin işleyişi açısından asıl işin bir parçası olduğu, alt işveren işçilerinin asıl işin bir bölümünde kadrolu işçiler ile birlikte çalıştığı, davalı … ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği, 29.08.2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile tespit edilen fark ücret ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verildiği, davacının yapılan özelleştirmeden etkilenmeksizin aynı işyerinde çalışmaya devam ettiği, davacının … sözleşmesinin feshedilmemiş olduğu, işyeri devri yapıldığı, buna göre talep edilen kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının son iki yıllık çalışmasının muvazaalı olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, davacının tüm çalışma süresince …’ın kadrolu işçileriyle aynı işyerinde aynı işlerde çalıştırıldığını, emsal yargı kararlarıyla asıl işveren alt işveren ilişkisi muvazaalı olarak kabul edildiğini, davacının tüm çalışma süresinin muvazaalı olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama üzerinden karar verilmesi gerektiğini, davalı …’ın bildirdiği emsalle bağlı olduğunu, işçilerin sendika üyesi olması ya da dayanışma aidatı ödemesi şartına bağlanmadan başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; uyulmasına karar verilen bozma ilâmı doğrultusunda davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, ücretin tespiti ve alacakların hesabına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 6 ve 32 nci maddeleri, 4628 sayılı Kanun’un 6446 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile yürürlükten kaldırılan 15 inci maddesinin beşinci fıkrası, 6446 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.