Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/5556 E. 2023/8673 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5556
KARAR NO : 2023/8673
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ……..2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat Mirza … … ile davalı vekili Avukat … … Peker geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin jeoloji mühendisi olduğunu, davacının davalı işverenin devam eden Libya Marada – Al Aguilah 124 km Yol Projesinde proje müdürü olarak çalıştığını, 2009 yılında çalışmaya başladığını, bu çalışması karşılığında ilk aşamada kendisine 12.000,00 USD ödendiğini, 2011 yılında Libya’da çıkan iç … nedeniyle şantiyenin çalışmasının durduğunu, davacının …’ye döndüğünü ve Şirketin merkez ofisinde 15.05.2011 tarihine kadar çalıştığını, bu tarihten sonra davacıya davalı Şirket tarafından şantiyenin tekrar açılacağının söylendiğini ve bekletildiğini, davacının sözleşmesi feshedilmeden bazı kısmi ödemeleri hariç olmakla ücreti de ödenmeden … 2012 tarihine kadar bekletildiğini, 2012 yılı sonunda Şirketin işe devam etme imkânı oluşunca davalı Şirketin gönderdiği e-posta ile çalışma koşullarını yeniden düzenlediğini, davacının ücretinin 14.000,00 USD’ye çıkartıldığını, aynca … sonunda kârdan %1,5 oranında prim ödemesi yapılacağını, yaklaşık 40 km daha fazla yol inşa edilirse 60.000,00 USD prim ödemesi yapılacağının da belirtildiğini, Aralık 2012’den itibaren anlaşılan bu miktarın 2013 yılı boyunca eksik ödendiğini, işten ayrıldığı 2014 Ekim ayına kadar sadece 7 ay tam ücret alabildiğini, davacının 2011 Mayıs ile 2013 … ayları arasında sigorta primlerinin yatırılmadığını, davacının çalışmış olduğu şantiyedeki işlerini tamamlamış olmasına rağmen davalı işverenden taahhüt edilen prim ödemesini alamadığını belirterek ücret ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 15.04.2009-15.05.2011 ve 01.12.2012-01.11.2014 tarihleri arasında dava dışı Üstay … CAC Joint Venture Şirketinde çalıştığını, davalı Şirketin Libya’da şantiyesinin bulunmadığını, davacının çalıştığı Libya’daki şantiyenin Üstay … CAC Joint Venture Şirketine ait olduğunu, bu Şirketin Libya kanunlarına göre Libya’da kurulmuş ve yine Libya’da faaliyet gösteren ayrı bir tüzel kişiliği olan Şirket olduğunu, işbu davada yetkili ve görevli mahkemelerin Libya mahkemeleri olduğunu ve Libya hukukunun uygulanmasının gerektiğini, davacının 15.04.2009 tarihinde dava dışı Üstay … CAC Joint Venture Şirketinde çalışmaya başladığını, Libya’da iç savaşın başlaması üzerine 11.02.2011 tarihinde …’ye döndüğünü, iç savaşın bitmemesi üzerine … sözleşmesinin taraflarca müştereken 15.05.2011 tarihinde feshedildiğini, davacının bu tarihten sonra müvekkili Şirkete ve dava dışı Şirkete gelmediğini, yaşantısının büyük bir kısmını Romanya’da geçirdiğini, iç savaşın durması üzerine davacının 01.12.2012 tarihinde tekrar işe başladığını, davacının 01.11.2014 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, davacının mahkeme dosyalarında yeminli olarak yapmış olduğu tanıklıklarda da bu durumu doğruladığını, davacının sunduğu 03.04.2012 ve 13…..2012 tarihli e-postalar ve dava dilekçesi eki olarak sunduğu belgelerin davacının çalıştığının değil çalışmadığının ispatı olduğunu, davacının 19 ay boyunca çalıştığına ilişkin sadece iki adet e-posta sunabildiğini, proje müdürü olan davacının çalışmaya devam etmesi durumunda yapmış olduğu işlerle ilgili yüzlerce e-posta göndermesi gerektiğini, davacının ücretinin 01.01.2014 tarihinden itibaren 10.000,00 USD’ye çıkartılığını, davacının imzalı ücret bordrolarının bulunduğunu, davacı ile dava dışı Şirketin ilk işe başladığında %l kârdan prim ödemesi hususunda anlaştıklarını, prime mahsuben aylık 2.000,00 USD ödendiğini, tekrar işe başladığı 01.12.2012 tarihinden itibaren işe %1,5 kârdan prim ödemesi hususunda anlaştıklarını, prime mahsuben 2.000,00 USD ödemenin de yapıldığını, davacının işi zarar ettirdiğini, daha sonra almış olduğu prim ve ücret avanslarını geri ödememek için Şirketten ayrıldığını, … zarar ettiğinden davacının prim alacağının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıyı işe davet yazılarından ve tanık beyanlarından işyerinde davacıya yönelik prim uygulaması olduğu, ancak davacının talep ettiği primin davacının çalışmış olduğu Libya Marada yol projesinin kârlı sonuçlanması ile ilişkili olduğu, davacının çalıştığı Libya Marada Yol Projesinin, Libya’daki iç … nedeniyle tamamlanamadığı, geçici kabulün yapılamadığı, davacının talebi olan primin, davacının davalı Şirket tarafından çalıştırıldığı Libya Marada Yol İnşaatı işinin geçici kabulü ile ortaya çıkacak net kârın %1,5’i olduğu, davalı Şirketin 2019 yılı sonu itibarıyla söz konusu projeden 16.232.194,77 TL alacaklı görünmesi ve projeye ilişkin net kârın ticari defterlerde görülmemesi nedeniyle prim ödeme koşullarının oluşmadığı, davacı vekili davacı ile Şirket arasındaki … ilişkisinin kesintisiz olduğu, müvekkilinin 13.04.2009-01.11.2014 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, bu süreçte müvekkilinin ücretinin 13.04.2009-19.02.2010 tarihine kadar 9.000,00 USD, 19.02.2010-10.12.2012 tarihine kadar 12.000,00 USD, 01.12.2012-01.11.2014 tarihine kadar 14.000,00 USD olduğu yönünde itirazlarda bulunmuş ise de davacı tarafça bu hususta ispata yönelik somut ve inandırıcı delil sunulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalışma süresi bakımından davalı işverence davacıya verilen 01.11.2014 tarihli çalışma süresini gösteren yazının değerlendirilmesi gerektiğini, bu yazının Şirket tarafından reddedilmediğini ya da davalı Şirketin iddiası gibi iki ayrı dönem çalışmış gibi gösterilmediğini, davacının yol projesinin başında bulunduğunu, başlangıçta aylık 10.000,00 USD ücret aldığını, … tamamlanınca net kâr üzerinden %1,5 prim alacağını, … nedeniyle işin durduğunu, …’ye gelmek zorunda kaldığını, ama … başlayabileceğinden ve potansiyel kazancından feragat etmemek için Şirketin bünyesinde kalmaya devam ettiğini, kredi alarak hayatını devam ettirdiğini, ücretinin o günkü kura göre yarısının ödendiğini, bu sırada çalışma koşulları düzenlemesi yapılıp ilk 2 ay ile sınırlı olmak üzere 10.000,00 TL, sonrasında 12.000,00 USD + 2.000,00 USD prim ön ödemesi olmak üzere 14.000,00 USD ücret ödeneceğinin davacıya söylendiğini, Mahkemenin dosyadaki hangi delillere dayanarak ücret ve prim taleplerini reddettiğini ya da sundukları delillerin neden ispat kabiliyetini haiz olmadığını kararında belirtmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat yükü üzerinde bulunan davacı işçi tarafından 15.05.2011 ve 01.12.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışma iddiasının ne yazılı belgelerle ve ne de tanık beyanları ile ispatlanamadığı, dosyaya sunulu çalışma belgesinin … başına fiili çalışmayı göstermek için yeterli olmadığı, davacının ispat yükünü yerine getiremediği ve bağlı olarak ücret ödemelerinin noksansız yapılıp yapılmadığına dair yapılan incelemede ise hükme esas alınan ve dosya kapsamına uygun bulunan 16.04.2019 tarihli ek raporda davacıya yapılan ödemeler ile yapılması gereken ücret ödemelerin karşılaştırılmasında bakiye ücret alacağının bulunmadığının belirlendiği, yapılan tespitlerin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, ücret alacağı talebinin reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu; prim alacağı ile ilgili olarak ise dosyadaki ücret anlaşma belgeleri incelendiğinde bahsi geçen projenin bitirilmesi ve Şirketin kâr elde etmesine bağlandığı, oysa … sözleşmesinin feshi tarihinde projenin henüz sonuçlanmadığı, prim ödeme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücret ve prim alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri, 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi, 5718 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 27 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
……..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.