Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/5089 E. 2023/8669 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5089
KARAR NO : 2023/8669
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ……..2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat … Coruk geldi. Davalı adına gelen olmadı.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacı Şirkette 04.04.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, 31.12.2014 tarihinde Şirketten ayrıldığını, davacı Şirketin müşteri firmalarından gelen e-postalar üzerine davalının, davacı Şirketin iştigal alanı içinde başka bir firma adı altında ticaret yaptığını ve rekabet ettiğini öğrendiğini, bu e-postaların davacı Şirketin bütün müşterilerine, hatta yurt dışındaki tedarikçi firmalara da aynı şekilde gitmesi ve davacı Şirkete bu konuda sorular sorulmaya başlanması üzerine Şirket yetkililerinin durumdan şüphelenerek konuyu araştırmaya başladığını, davalının, davacı Şirketin müşterilerine başka bir şirketin e-posta adresinden elektronik posta attığının ve bu Şirkete 20.000,00 TL sermayesi ile katılmış olduğunun anlaşıldığını, her iki Şirketin de iştigal alanlarının aynı olduğunu, bu durumda davalının davacı Şirkette çalıştığı esnada davacı Şirketle aynı faaliyet alanında çalışan bir Şirket kurarak rekabet ettiğini, aynı zamanda Şirketin bilgisayarlarındaki müşteri bilgilerini izinsiz ve habersiz bir şekilde hukuka aykırı olarak elde ettiğinin ve Şirketin bütün müşteri çevresine, hatta tedarikçilerine reklam e-postaları gönderdiğinin anlaşıldığını, davalının işverenle … sözleşmesi devam ederken rekabet etmeme borcuna aykırı davrandığını, davacı Şirketin maddi zarara uğradığını, davacı Şirketin davalının eylemlerinden manevi olarak da ciddi bir zarara uğradığını, davalının davacı Şirkette çalıştığı esnada başka bir Şirket kurup davacıyla rekabet ettiğinin anlaşılmasının diğer çalışanlar arasında huzursuzluk meydana getirdiğini, davacı Şirket yetkililerinin … duygularının zedelendiğini, davalı ve eşinin davacı Şirket yetkililerinin ve diğer çalışma arkadaşlarının kendilerine olan güvenlerini kullandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı Şirketin dava dilekçesinde belirttiği tarihlerde davalının, davacı Şirkette satış temsilcisi olarak çalıştığını, son olarak aylık net 2.250,00 TL ücret aldığını, davalı işçinin Şirketin eski ve başarılı personelinden olmasına rağmen ayrımcılık yaptığını, diğer personelin ücretinde yaptığı iyileştirmeyi davalıya yapmadığını, son yıl izninin de yarısı kullandırılmış olup sözleşmesini feshettiği tarih itibarıyla kalan izninin ücretinin ödenmediğini, davalının çalışma saatlerinin hafta içi sabah 09.00 ile 18.00, cumartesi günleri 09.00 ile 13.00 arası olmasına rağmen haftada ortalama 4 …, gece saat 22.00’ye kadar çalışmaya kaldığını ancak fazla çalışma ücreti ödemesi yapılmadığını, ayrımcılık yapılması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle … sözleşmesinin davalı işçi tarafından feshedildiğini, işçilik alacaklarının kendisine ödenmediğini, davalının davacı Şirket ile olan hizmet ilişkisini 2014 … ayının başında sonlandırmak istediğini sözlü olarak beyan ettiğini, ancak Şirketin bu süreçte yaklaşımı belli olmadığından davalının 14.11.2014 tarihinde izne ayrıldığını, davalının ortağı olduğu Parkes Plastik Amb. San. Tic. Ltd. Şti.nin ise oda kayıt tarihinin 21.11.2014 olduğunu, davalının izninin bitimini müteakip 02.12.2014 tarihinde … sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, ancak bütün bunların yanında davalının işten ayrıldıktan yaklaşık olarak 3 ay sonra 13.02.2015 tarihinde faaliyete başladığını, yine davacının iddia ettiği gibi çalıştığı dönem içerisinde hiçbir şirketle Parkes Plastik için iletişim kurmadığını, e-posta göndermediğini davacı Şirketin sunduğu evraktan da bu hususun açık bir şekilde tespit edildiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı hiçbir davranışta bulunmadığını, gönderdiği e-postalarda ticari bir sırrın bulunmadığını, davalının ortağı olduğu Şirketin çalışma alanı ile ilgili herhangi bir ticari sır niteliğini taşıyan ya da taşıyacak bir bilgi mevcut olmadığını, davalının malzeme tedarik edeceği şirketlerin bilgisinin sır niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirket bünyesinde çalışan davalının 4857 sayılı … Kanunu hükümleri kapsamına girecek şekilde işverene karşı … ve sorumluluk noktasında, çalıştığı işyerini maddi zarara uğratacak boyutta ve çalıştığı işyeri ile rekabete girdiğine dair ispata yarar somut deliller bulunmadığı, ancak eylemlerinin işverende oluşturması ve devam ettirmesi gereken … duygusunu zedelediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işçinin davacı Şirkette çalıştığı dönemde aynı alanda faaliyet gösteren bir şirket kurduğunu ve davacı Şirketin veri tabanından müşteri çevresi bilgilerini elde ederek kendi kurduğu şirketin tanıtımını yaptığını, davalı işçinin işveren ile rekabet ederek onu maddi zarara uğrattığını, bu maddi zararın tazmin edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, hareketlerin … sözleşmesi devam ederken gerçekleştirildiğine dair Mahkemenin bir tereddütünün bulunmadığını, Mahkemenin, anılan faaliyetlerin işverenle rekabet edildiğine ve davacının maddi zarara uğradığına ilişkin kanıt olarak yeterli olmadığı görüşünde olduğunu, bu değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, yapılan satışlar nedeniyle uğranılan zararın davalının kurucusu ve ortağı olduğu şirketin ticari defterleri incelenmek suretiyle ortaya çıkarılması gerektiğinin açık olduğunu, ancak buna ilişkin taleplerinin Mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, bahsedilen dönemde işçiye ödenen ücretin, işçi tarafından hak edilmemiş olduğundan iadesi gerektiğini, davalı işçinin ortağı olduğu firmanın gönderdiği e-postaların içeriğinin, bu bilgilendirme e-postalarına anlam veremeyen ve davacı Şirketten konu hakkında bilgi isteyen firmaların e-postaları ve bu firmaların davacı Firma ile ticari ilişki içerisinde bulunduğuna dair davacı Firmadan alınan kayıtların dosyadaki bilirkişi raporuyla … olduğunu, müşteri çevresinin ekonomik bir değer teşkil ettiğinin muhakkak olduğunu, bu bilgilerin izinsiz olarak davacının veri tabanından alınmasının dahi … başına mülkiyet hakkını ihlal etmekteyken, davalı işçinin bu bilgileri kullanarak kendisinin ortağı bulunduğu şirketin reklam faaliyetlerini yürüttüğünü ve gelir elde ettiğini, sonuç olarak müşteri çevresinin bilgilerinin izinsiz şekilde elde edildiğini ve davalının Şirketi yararına kullanıldığı açıkken bu bakımdan da davacının uğradığı maddi zararın tazmin edilmemiş olmasının hukuka uygun olmadığını, Mahkemenin işçinin davranışlarının manevi tazminatı haklı kılacak nitelikte olduğuna kanaat getirerek davacı lehine manevi tazminata hükmettiğini, ancak hükmedilen manevi tazminatın işçilerine hakkaniyetle davranmaya daima … gösteren ve onlara iyiniyetle yaklaşan davacı Şirketin uğradığı zararı tazmin etmeye yetecek oranda olmadığını, manevi zararın 1.000,00 TL olarak takdir edilmesinin hakkaniyete uygun düşmediğini belirtmiş; sunduğu ek istinaf dilkeçesiyle davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalının çalıştığı dönemde … ilişkisini sarsacak hiçbir davranışta bulunmadığını, sorumluluklarını sonuna kadar yerine getirdiğini, davalının … dışı beyanlarla itham edildiğini, davacının haksız ithamlarla manevi tazminat kazanmasının esas olarak davalıya manevi zarar verdiğini, davacının iddia ettiği gibi çalıştığı dönem içerisinde hiçbir Şirketle Parkes Plastik için iletişim kurmadığını, e-posta göndermediğini, davacı Şirketin sunduğu evraktan da bu hususun açık bir şekilde tespit edileceğini, davalının hizmet ilişkisi devam ettiği süre içerisinde sadakat yükümlülüğüne aykırı hiçbir davranışta bulunmadığını, davacının sunduğu belgelerin tarihine bakıldığında bu hususun ispat olunacağını, bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin de tümden reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyasında yer … deliller itibarıyla davalının yöneticiliğini yaptığı Parkes Plastik Amb. San. Tic. Ltd. Şti.nin ana sözleşme tarihinin 21.11.2014 tarihi olduğu, bilahare davalının 02.12.2014 tarihli dilekçesiyle 31.12.2014 tarihi itibarıyla istifa ettiği, davalı tarafından gönderildiği tespit edilen tanıtım e-postalarının, taraflar arasındaki … sözleşmesi ilişkisinin sona ermesinden 3-4 ay sonra 18 Mart 2015 tarihinde gönderildiği, Mart 2015 ayı itibarıyla taraflar arasında … sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı gibi … ilişkisi sırasında sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün … sözleşmesine konulduğuna veya bu konuda ayrı bir sözleşme yapıldığına ilişkin herhangi bir delilin de dava dosyasında bulunmadığı, dolayısıyla davalının … sözleşmesi devam etmekte iken sadakat borcuna aykırı davrandığına yönelik yeterli ve inandırıcı delilin bulunmadığı ve davalının … ilişkisinin bitmesinden sonra rekabet yasağının bulunmadığı hususları bir arada dikkate alındığında, davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat istemlerine yönelik davalı lehine takdir edilen vekâlet ücretinin hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de Mahkeme kararı ortadan kaldırılarak Dairemizce karar verileceğinden ve bu kararda tarafların hak ettiği vekâlet ücretleri gösterileceğinden, bu konuda ayrıca bir değerlendirme yapılmayacağı; ancak davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olarak tayin edildiği gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği iddiaları tekrar ederek davanın tümden reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ve davanın kabulüne karar verilmek üzere hükmün bozulması istemiyle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı işçinin rekabet etmeme borcuna aykırı davranıp davranmadığı, haksız rekabetin mevcut olup olmadığı, bu bağlamda davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri,

2.6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 396 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

……..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.