Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/5055 E. 2023/8522 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5055
KARAR NO : 2023/8522
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekilleri ve ihbar olunan Şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2023 tarihli ek kararı ile ihbar olunanın temyiz talebinin taraf sıfatı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Ek karar ihbar olunan Şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz istemi, ihbar olunan vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2023 tarihli ek kararına ilişkindir.

İhbar olunan Şirket hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, davada taraf sıfatı olmayan ve hakkında hüküm kurulmayan ihbar olunanın temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın onanması gerekir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından da temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2006-2016 yılları arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde alçıpan montaj kalfası olarak çalıştığını, son ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, … sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile … … ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının çalışma dönemi iddiasına karşılık müvekkili Şirketin 22.09.2008 tarihinde kurulduğunu, bu tarihten sonra da davacının davalı Şirket bünyesinde çalışan bir işçi olmadığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/9 Esas, 2018/311 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işyerinin değişik şantiyelerinde, değişik tarihlerde aralıklı olarak toplam 3 yıl, 10 ay, 13 … süre ile çalıştığı, … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat ile yükümlü olan davalı işveren tarafından bu yönde bir iddia ve ispat bulunmadığı gibi yapılan işin niteliği ve çalışmanın süreklilik arz etmesi nedeniyle … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeksizin sonlanmasını gerektirir bir durum da olmadığı, belirtilen nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yapılan emsal ücret araştırması, tanık beyanları ve davacının yurt dışında çalışan kalfa olması hususları birlikte değerlendirildiğinde en son 2.300,00 USD net aylık ücret ile çalıştığının kabulü gerektiği, davacının hizmet süresine göre 42 … yıllık izne hak kazandığı, bu iznin kullandırıldığının ya da sözleşmenin feshinden sonra ücretinin ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, tanıklarla birlikte çalışılan dönemler yönünden davacının fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığının anlaşıldığı, dava ve ıslah zamanaşımı dikkate alınarak alacak miktarlarının tespiti gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2018/3444 Esas, 2018/2693 Karar sayılı kararıyla; davalı Şirket ile davacının çalışmasının bildirildiği dava dışı … Construction Şirketi arasında organik bağ bulunduğu ve davacının bu işyerindeki çalışmalarından kaynaklanan işçilik alacaklarının ödenmesinden davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, taraflar arasındaki … sözleşmesi belirsiz süreli olduğundan davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacağı, ücret miktarının işveren aleyhine davası olmayan tanık beyanları, emsal ücret, emsal dosyalar ile davacının yaptığı işin niteliği dikkate alındığında isabetli olduğu, ücretin brütleştirilmesinin kanuna uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.01.2021 tarihli ve 2020/4095 Esas, 2021/1767 Karar sayılı ilâmı ile; davalı tarafça temyiz aşamasında bir kısım çalışma dönemine (2014 yılı Ekim ayından 2015 yılı Eylül ayına kadar olan çalışma dönemi) ilişkin imzalı ücret bordroları sunulmuş olup sözü edilen belgeler ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de ödeme belgesi ve borcu söndüren nitelikte belge mahiyetinde kabul edildiğinden, davacı işçiden, davalının savunmasına ve dava konusu döneme ilişkin sunulan belgelere karşı diyecekleri sorularak dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre talep konusu alacaklar hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli ve 2021/104 Esas ve 2022/189 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda aldırılan bilirkişi ek raporu ve davacı asılın beyanı dikkate alınarak davalı tarafından temyiz aşamasında sunulan belgelerde yer … ödeme ve kesintilerin dava konusu alacak kalemlerine ilişkin olmadığı gerekçesiyle talep konusu alacaklar bozma öncesinde olduğu gibi hüküm altına alınmıştır.

C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.05.2022 tarihli ve 2022/5419 Esas, 2022/6077 Karar sayılı ilâmı ile; davacının fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacakları bakımından 2014 yılı Ekim ayı ve sonrasına ilişkin dönem için davacı işçi imzalı puantaj içerir ücret bordrolarının esas alınması gerektiği; ancak ücret bordrolarında gösterilen ücretin … ücreti yansıtmadığı anlaşıldığından belgelerdeki tahakkuklar ile davacının aldığı kabul edilen ücret miktarı birlikte değerlendirilerek fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının miktarının mahsubunun gözönünde bulundurulması gerektiği, 2015 yılı Eylül ayı bordrosunda tahakkuk ettirilen ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine ilişkin miktarların ödenip ödenmediği araştırılarak ödendiğinin anlaşılması hâlinde hesaplanan ilgili alacaklardan mahsubu ile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davalı tarafından ödemelerin bildirilen banka kayıtları getirtilerek davacıya yapılan ilgili alacaklardan mahsubu ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 03.02.2023 tarihli ek kararı ile; ihbar olunan vekilinin temyiz dilekçesinin taraf sıfatı olmadığından reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile asıl ve ek kararına karşı ihbar olunan Şirket vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Rönasans Şirketi vekili; davacının ihbar olunan Şirket bünyesinde çalıştığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, ücretinin yanlış hesaplandığını, davacının ücretinin brüt ücrete çevrilmesinde hata yapıldığını, davacı proje bazlı ve belirli süreli istihdam edildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerektiğini, kıdem tazminatı tavanı kamu düzenine ilişkin olduğundan kıdem tazminatının yabancı para cinsi ile talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacıya ihbar tazminatının ödendiğinin ücret bordroları ile … olduğunu, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğinin de bordrolarla … olduğunu, işverene karşı davası bulunan tanık beyanı ile yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, tanık beyanlarına birlikte çalışılan süre ile sınırlı şekilde itibar edilmesi gerektiğini, davacının Rusya’da çalışması sebebiyle … hukukuna göre … … ve genel tatil günlerinde izin kullandırılmasının mümkün olmadığını, davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, uygulanan %30 oranındaki indirimin az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ve yıllık izin ücreti ile kıdem ve ihbar tazminatlarının miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesinin ikinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 17, 41, 44, 46, 47, 53, 57, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bozulan karar sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalı, oluşan en son duruma göre kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine, reddedilen miktar üzerinden ise davalı lehine … bir vekâlet ücretine hükmedilmelidir.

3. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince hükümde kabul edilen yabancı para alacağının (18.999,05 USD) karar tarihi itibarıyla … Cumhuriyeti … efektif satış … üzerinden … lirasına çevrilerek (357.514,62 TL) yine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne (AAÜT) göre davacı taraf lehine hesaplanacak vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken usuli kazanılmış haktan söz edilerek davacı lehine eksik vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. İhbar Olunan Energo Taahhüt İnşaat ve Ticaret AŞ Temyizi Yönünden
İhbar olunanın temyiz hakkı bulunmadığından 03.02.2023 tarihli ek kararın ONANMASINA,

B. Davacı ve Davalı Temyizi Yönünden
1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer … “Kendisini vekille temsil eden davacı adına AAÜT’ne göre davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanan 10.205,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanan 53.052,05 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan harcın davacı tarafa iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05…..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.