Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/4927 E. 2023/8696 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4927
KARAR NO : 2023/8696
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.06.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … … … geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işverenin Suudi Arabistan’da bulunan işyerinde çalıştığını, ücrete ilaveten 3 öğün yemek ve barınmanın işveren tarafından karşılandığını, çalışma düzeninin iki haftada bir … hafta tatili olmak üzere haftanın 7 günü 07.00-18.00 saatleri arasında olduğunu, dinî bayramların ilk günü harici diğer ulusal … ve genel tatil günlerinde çalışıldığını, ödenmeyen ücret alacaklarının bulunduğunu, oturma izni biten davacının istifasını vermemesi hâlinde sınır dışı edilerek aynı ülkede 5 yıl süreli çalışamama kaygısı ile davalı tarafından sunulan istifa metnini baskı altında imzaladığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal … ve genel tatil, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin “Cidde Konut Yapım İşi” projesi kapsamında çalıştığını, iş sözleşmesi istifa ile sonlandığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, istifanın davacının … iradesi ile düzenlendiğini, ücretlerinin Suudi Arabistan’da bulunan banka aracılığı ile ödendiğini, sözleşmede kararlaştırılan … ücretin içerisine fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal … ve genel tatil çalışmalarının da dâhil olduğunu, iddia edilen çalışma düzeninin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ulusal … ve genel tatil çalışmaları yönünden çalışılan ülke mevzuatının uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ibranamenin yabancı dilde düzenlendiği, bu nedenle geçerli olmadığı ve ibranamede yazılı miktarların mahsup edilemeyeceği, dosya kapsamında davacının imzasını havi el yazılı istifa metni bulunsa da tanık beyanları ve emsal Yargıtay içtihatları esas alınarak davacının sınır dışı edilme korkusu, pasaportunun alıkonulacağı tehdidi ve baskı ile istifa etmeye zorlandığı, imzalı bordrolar ve tanık beyanları kapsamında yapılan hesaplamalar sonucu davacının işverenden fazla çalışma alacağı bulunduğu, ücret bordrolarında davacının ücretinin alması gereken ücretten düşük gösterildiği, imzalı bordrolardaki tahakkukların … ücret üzerinden hesaplanıp tahakkuk ettirilen fazla çalışma alacaklarının mahsubu sonucu davacının davalı işverenden fazla çalışma alacağının hesaplandığı, bordro sunulmayan dönemler veya fazla çalışma tahakkuku bulunmayan dönemler için tanık beyanları kapsamında hesaplama yapılarak ücretin içerisinde yer … yıllık 270 saat fazla çalışma saatinin düşüldüğü, tanık beyanları kapsamında davacının 2 haftada bir cuma günleri çalıştığı, davacının yurt dışında bulunduğu sürelerde ulusal … ve genel tatil günlerinde çalıştığının tanık anlatımları ile ispat edildiği, davacıya ödenen çıplak ücretlerin mahsubu sonucu davacının ücret alacağı bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının tüm alacakları ödenerek işten çıkarıldığını, ücretin işe başlarken imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesine göre belirlenmemesinin hatalı olduğunu, davacının sözleşmedeki ücretinin tamamını imzalı ücret bordroları ile aldığını, “FİNAL SON” ödeme belgesinin İngilizce olması nedeniyle dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, iş sözleşmesinin istifa ile sona erdiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, istifa dilekçesinin baskı altında verilmediğini, imzalı bordrolardan anlaşılacağı üzere fazla çalışma yapılması hâlinde ücretinin ödendiğini, sözleşmede uygulanacak hukuk seçilmediğinden ve mutad işyeri Suudi Arabistan olduğundan bu ülkedeki tatillerin dikkate alınması gerektiğini, bu ülkede dinî ve millî bayramlar ile cuma günü çalışma yasağı bulunduğunu, Suudi Arabistan’ın millî günü olan 23 Eylül’de tatil olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ücretinin tespitinde hata bulunmadığı, tamamı yabancı dilde olan belgelere itibar edilmemesinin emsal Yargıtay kararlarına uygun olduğu; imzalı ücret pusulaları bulunan dönem yönünden bordrolar, bordro bulunmayan dönem için ise tanık beyanları dikkate alınarak hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, davacı ve davalı tanık beyanlarına göre davacının ulusal … ve genel tatil günlerinde çalıştığının ispatlandığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal … ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile kabul edilen fazla çalışma alacağı yönünden ara dinlenme süresi noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. … içinde işçinin yemek, çay gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.

5. Ara dinlenme 4857 sayılı Kanun’un 68 … maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanmaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68 … maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dâhil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.

6. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tanık beyanlarına göre davacının bir hafta haftanın 6 günü 07.00-18.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 15 saat, bir hafta haftanın 7 günü 07.00-18.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 17,5 saat fazla çalıştığının kabulü ile hesaplandığı anlaşılmaktadır.

7. Dava konusu fazla çalışma alacağı hesabında davacının günlük 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilmiş ise de davacı tanığı İ.D’nin “… öğlen 1 saat yemek saati vardı, ayrıca 30 dakika çay molası vardı, …” şeklindeki beyanı ile davalı tanık beyanları ve kabul edilen çalışma düzeni birlikte değerlendirildiğinde; davacının günlük ara dinlenmesinin 1,5 saat olduğu anlaşılmış olup çalışma düzeni ve davacı tanığının beyanı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.