Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/4853 E. 2023/8257 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4853
KARAR NO : 2023/8257
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde ….05.2013-15.08.2016 tarihleri arasında operasyon merkezinde proje yöneticisi olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 10.000,00 TL olduğunu, Temmuz 2013 itibari ile davalı Bankanın 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun (5746 sayılı Kanun) çerçevesinde hizmet veren Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) biriminde Ar-Ge personeli olarak çalışmaya devam ettiğini, işten çıkarıldığı tarihte tüm ücret ve alacaklarının ödeneceği belirtilmesine ve Ar-Ge çalışanının gelir vergisinden büyük oranda, damga vergisinden ise tamamen muaf olmasına rağmen ücretlerinin eksik ödendiğini, bordroları incelediklerinde ücretlerinin Ar-Ge personeli gibi değil normal bir personelmiş gibi vergi kesintisi yapılarak ödendiğini iddia ederek ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; … 10. … Mahkemesinin 2016/942 Esas sayılı dosyasında açılan işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı ile imzalanan 01.07.2011 tarihli protokol gereğince ücretlerin net ücret üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede 5746 sayılı Kanun’a atıf yapılmadığını ve iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çalışanların alacağı ücretlerin brüt olarak kararlaştırılması durumunda kanuni kesintilerde meydana gelebilecek değişikliklerden kaynaklanan riskleri işçi, net olarak kararlaştırılması durumunda ise işverenin üstlendiği, çalışanların ücretinin brüt olarak belirlenmesi durumunda üstlendikleri risk gereğince kanuni indirimlerde oluşabilecek değişiklikler nedeni ile ortaya çıkacak yararlardan kendilerinin faydalanması, zararlara da kendilerinin katlanması gerekeceği, bu durum her nimetin bir külfeti olduğu kuralının da bir sonucu olduğu, bu nedenle AR-GE personelinin vergi indirimleri sebebiyle oluşan menfaatten yararlanma hakkının işverene değil, işçiye ait olması gerektiği kanaati ile bilirkişi raporuyla yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusuna ilişkin kanun hükümlerinin açık olmasına rağmen Mahkemenin yalnızca kanaate dayanarak hüküm kurduğunu, ilgili kanuni düzenlemeler gereğince vergi muafiyetine ilişkin düzenlemenin işveren lehine teşvik amaçlı olduğunun dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kanunun amacının, Ar-Ge’ye yönelik yatırım, üretim ve işgücü istihdamını teşvik etmek amacıyla istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edileceği belirtilerek bu kanun ile üretici ve yabancı yatırımcılara yönelik teşvik ve destek sağlanmak olduğu, gelir stopaj teşvikinin işçilere sağlanan avantaj olmayıp işverenlerin istihdam maliyetini azaltmaya yönelik teşvik olduğu, bu nedenle gelir stopaj teşvikinin işçilere sağlanan bir kazanç ve sosyal yardım olmadığı dikkate alındığında çalışanların bu teşvik unsuru üzerinden hak iddia etmelerinin mümkün olmadığı, tahakkuk edecek verginin devlete ait vergi oluşu ve devletinde Ar-Ge sektöründe faaliyet gösteren işverenler açısından yatırım ve işgücü istihdamını teşvik için almaktan vazgeçtiği ve terkin edilen bu tutar üzerinde işçinin hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince davanın özünün doğru tespit edilmediği, mevzuat gereğince teşvik amacının işveren lehine olduğunun bilindiği, davalı işverenin zaten bu teşviklerden yararlandığı, ancak davalının müvekkilinin ücretinden kanunda tanımlanmayan şekilde vergi kesintisi yaptığı, davalının müvekkilden daha az oranda vergi kesilmesi gerekirken yüksek vergi kesintisi yaptığı ileri sürülerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; Ar-Ge personelinin yararlanması gereken vergi indirimlerinden davacının yararlanmasının mümkün olup olmadığı, ücretinden fazla vergi kesintisi yapılıp yapılmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri.

2. 5746 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2022 tarih ve 2019/9-707 Esas, 2022/147 Karar sayılı ilâmı.

4.Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2021 tarih ve 2020/5092 Esas, 2021/4947 Karar sayılı ilâmı,

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.