Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/4585 E. 2023/8632 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4585
KARAR NO : 2023/8632
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 2019/311 Esas, 2019/993 Karar sayılı kararı, Bölge Adliye Mahkemesinin ….04.2022 tarihli ve 2021/499 Esas 2022/498 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinafı üzerine kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının başvurusunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde 01.04.2009-31.03.2019 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinde yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, davacının işyerinde 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, … … ve genel tatillerde çalıştırıldığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini, davacının … sözleşmesini haklı nedenle kendisinin feshettiğini, son ücretinin 5.000,00 TL olduğunu, ücretinin sigorta kayıtlarında eksik gösterildiğini, primlerinin ödenmediğini, 6 aylık ücretinin eksik yatırıldığını, davalı işverence iki adet ibraname imzalatıldığını, her ikisinde de müvekkilinin hesabına yatırılan paranın aynı … içerisinde davalı işveren tarafından geri alındığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, prim alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil Şirkette ön muhasebe elamanı olarak çalıştığı sırada karşılıklı olarak anlaşılarak işten çıkarıldığını, bu anlaşma neticesinde ibraname düzenlendiğini ve davacıya banka yolu ile 100.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödenen bu paranın geri alındığı iddiasının … dışı olduğunu, davacının davalı işverenden hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; belirsiz alacak davası olarak açılan davada kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı yönünden davanın kısmi dava olarak kabul edildiği, fesih tarihi itibarıyla ödenmeyen fazla çalışma, … … ve genel tatil ücreti alacakları bulunan davacı tarafından … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, davacının davalı işyerinde haftalık 12 saat fazla çalışmasının bulunduğu, dinî tatil günlerinde çalışmadığı, resmî tatillerde çalıştığı, haftanın 6 günü çalıştığı, davacıya toplam 20 günlük yıllık ücretli izin kullandırıldığı, fesih tarihinden önce … sözleşmesinin devam ettiği sırada düzenlendiği anlaşılan 05.11.2018 tarihli ibraname başlıklı belgenin ibranamenin geçerlilik şartlarını taşımadığı, banka kayıtlarının incelenmesinde, davalı tarafından davacıya ait hesaba 100.000,00 TL havale yapıldığı, aynı … 95.000,00 TL’sinin Şirket yetkilisi hesabına geri ödendiği, davacı asılın beyanında 95.000,00 TL’yi Şirket yetkilisi H.İ.D’in hesabına yatırdığını beyan ettiği, celbedilen banka dekontunda ödemeyi kimin yaptığı hususu açıkça yazmasa da davacıya yapılan ödemenin aynı gününde Şirket yetkilisi hesabına yatan paraya dair davalı tarafın başkaca açıklama getirmemesi ve davacının asılın beyanı da dikkate alınarak davacı tarafından geri ödendiği hususunda kanaat oluştuğu, 5.000,00 TL’nin ise iade edildiği hususu ispatlanamadığından 5.000,00 TL’lik ödemenin fazla çalışma ücretinden mahsup edildiği, belirsiz alacak olarak açılması nedeniyle fazla çalışma, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının ıslah zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacakların eksik hesaplandığını, müvekkili aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ihbar tazminatı, bakiye ücret, hafta tatili ücreti ve prim alacağına ilişkin taleplerinin eksik inceleme sonucu reddedildiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının davalı Şirkette ön muhasebe elemanı olarak çalıştığını, karşılıklı olarak anlaşılarak işten çıkarıldığını, anlaşma neticesinde davacıya banka yolu ile 100.000,00 TL ödeme yapıldığını, ibraname düzenlendiğini, davacıya ödenen paranın geri alındığı iddiasının … dışı olduğunu, davacının müvekkili Şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını, ibraname ve yapılan ödemenin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarını ispat edemediğini, ıslah edilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 01.04.2009-31.03.2019 tarihleri arasında çalıştığı, davacının imzasını taşıyan 05.11.2018 tarihli ibraname içeriğinde 31.12.2018 tarihinde işveren tarafından … sözleşmesinin feshedildiği belirtilerek davacının hafta tatili, … … ve genel tatil, fazla çalışma, yıllık izin ücretleri, kıdem ve ihbar tazminatı karşılığı 100.000,00 TL aldığının yazıldığı, banka hesap hareketlerine göre davalı tarafından davacıya ait hesaba 100.000,00 TL havale yapıldığı, aynı … 95.000,00 TL’sinin davalının oğlu olan H.İ.D’nin hesabına geri gönderildiği anlaşılmakla bu yöndeki Mahkeme kabulünün dosya içeriğine uygun bulunduğu, davacının ödenmeyen fazla çalışma, … … ve genel tatil ücretleri bulunduğundan kıdem tazminatının hüküm altına alınması ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları yönünden kısmi dava, fazla çalışma, … … ve genel tatil ücret alacakları yönünden belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılmasının yerinde olduğu, uygulanan faiz başlangıçlarının yerinde olduğu, davalı ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunmuş ise de; belirsiz alacak davası olarak açılan fazla çalışma, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde de belirsiz alacak davası olarak açıldığından fazla çalışma, … … ve genel tatil alacaklarının ıslah zamanaşımına uğramadığı açıklanmasına rağmen hükme esas alınan 15.08.2022 tarihli ek raporda ıslaha karşı zamanaşımı değerlendirilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının karşılıklı anlaşma ile işten çıktığını, anlaşma neticesinde davacıya banka yolu ile 100.000,00 TL ödendiğini, ibraname düzenlendiğini, davacıya ödenen paranın geri alındığı iddiasının … dışı olduğunu, ödemenin elden değil banka hesabına yapıldığını, davacının iddialarının soyut olduğunu, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını, ibraname ve yapılan ödemenin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, ıslah edilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesi gerektiğini, davacı tanıklarının davacı ile menfaat birliği içinde olduğunu, davalıya karşı açılan davalarının bulunduğunu, davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının işyerinde fazla çalışma yapmadığını, hüküm altına alınan fazla çalışma ücretinin fazla hesaplandığını, indirim az yapıldığını, davacının … … ve genel tatil ücret alacağı bulunmadığını, davacının yıllık izin alacağının olmadığını, bu alacağın da fazla hesaplandığını, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, davacıya … sözleşmesinin sona ermesi üzerine ödenen 100.000,00 TL’nin davacının alacaklarından mahsubu gerekip gerekmediği, davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, alacakların faiz başlangıcı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi.

3. 4857 sayılı … Kanunu’nun 24, 32, 41, 44, 47, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

4. Dairemizin 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

3. Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibarıyla uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hâle geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin hâkimin takdirine bağlı olduğu durumlarda hukuki imkânsızlık söz konusu olur. Bu durumda davacı alacaklı, hâkimin takdir yetkisini nasıl kullanacağını bilemeyeceği için davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda değildir.

4. Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır. Alacağın hangi hâllerde belirsiz, hangi hâllerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir. … yargılamasında sıklıkla davaların yığılması söz konusu olmakla alacağın belirsiz olma kriterleri her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Diğer yandan, aynı dava dilekçesinde talep yığılması şeklinde bazı alacaklar için belirsiz alacak davası bazıları için kısmi dava açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

5. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere bağlı ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

6. 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin gerekçesinde “…Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin … hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, … tespiti mümkün olan hâllerde bu yola başvurulması kabul edilemez. …” şeklindeki açıklamayla, alacağın belirli veya belirlenebilir nitelikte olması durumunda, belirsiz alacak davası açılarak bu davanın sağladığı imkânlardan yararlanmanın mümkün olmadığına işaret edilmiştir. Şu hâlde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değeri belirlenebilir durumda ise, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Burada hukuki yarar eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı olmadığı sonucuna varılmıştır.

7. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edildiği anlaşılmaktadır. Davacı çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumdadır. Davanın açıldığı tarihte bu alacaklar belirlenebilir nitelikte olduğundan, belirsiz alacak davasına konu edilemez. Şu hâlde davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri yönünden belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalıdır.

8. İstinaf yargılaması aşamasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından belirsiz alacak davası olarak açılan fazla çalışma, … … ve genel tatil ücreti taleplerinde ıslah zamanaşımının gözetilemeyeceği gerekçesiyle yeniden hesaplama yapılması yerinde ise de; davacıya ödenen 5.000,00 TL’nin Şirket kasasına davacı tarafından iade edildiği ispat edilemediği ve İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan fazla çalışma alacağından 5.000,00 TL’nin mahsubu işlemi davacı tarafça istinaf sebebi yapılmadığı hâlde, istinaf aşamasında yeniden değerlendirilen fazla çalışma ücreti miktarından bu 5.000,00 TL’nin mahsubunun düşünülmemesi de isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05…..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.