Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/4575 E. 2023/7599 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4575
KARAR NO : 2023/7599
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.05.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … İstemi … ile davacı vekili Avukat … … geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı asıl işveren Şirkete ait yurt dışı inşaat şantiyelerinde alt işveren … (Venn İnşaat Şirketi) işçisi ve kalıp ustası olarak 29.12.2014 – 09.09.2016 tarihleri arasında aylık net 1.800,00 USD ücretle çalıştığını, davacının aylık ücretinin elden ödendiğini ve son üç aylık ücretinin ödenmediğini, taraflar arasındaki … sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının haftada 7 … 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını ve … yoğunluğu nedeniyle davacının çalışmasının saat 23.00’e kadar sürdüğünü, davacının hafta tatili izinlerini kullanmadığını, davacının … … genel tatil günlerinde çalıştığını ve hak ettiği hafta tatili ile … … ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını ve … sözleşmesinin feshi tarihinde hak ederek kullanmadığı izin sürelerine ait ücretin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının çalıştığı alt işveren Şirketlerin davaya dâhil edilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirketten talep edilebilir alacağı bulunmadığını, çalışılan ülke şartları ve mevzuat hükümleri dikkate alındığında davacının hukuka ve kanuna aykırı olarak ileri sürdüğü iddialarla çalışmış olmasının mümkün olmadığını, davacının fazla çalışma yaptığını kanıtlaması gerektiğini, Suudi Arabistan’da hafta tatili izninin cuma günleri olduğunu ve hafta tatili izninin kesinlikte kullandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 29.12.2014-09.09.2016 tarihleri arasında davalı asıl işverene işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığı, tanık beyanı ve emsal ücrete ilişkin yazı cevabı dikkate alınarak davacının aylık çıplak net ücretinin 1.800,00 USD olduğu, … sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği, davalı tarafça davacının yıllık izinlerini kullandığı davacının imzasının bulunduğu yazılı belge ile ispatlanamadığı, davacının iddia konusu ücret alacaklarının ödendiğinin ispatlanamadığını, dinlenilen tanık beyanlarından davacının çalışma döneminin yarısında haftada 3 … 07.00-19.00 saatleri arasında, 3 … 07.00-21.00 saatleri arasında ve çalışma döneminin diğer yarısında haftada 4 …, 07.00-19.00 saatleri arasında, 3 … 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, Yargıtay kararlarında kabul edilen ara dinlenme sürelerinin düşülmesi sonrasında çalışma döneminin yarısında haftalık 24 saat fazla çalışma yaptığı, çalışma döneminin yarısında hafta tatili günü yaptığı günlük 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma süresi olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, davacının haftalık fazla çalışma süresinin 27 saat olduğu, tanık beyanlarına göre davacının ayda 2 hafta tatili gününde çalıştığı, tanık beyanlarına göre davacının dinî bayramların 1. günü dışında … … genel tatil günlerinde çalıştığı, davanın Mahkemenin 2020/104-123 Esas sayılı dosyaları ile birlikte yürütülen seri dava olduğu, buna göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 13 ve 22 nci maddeleri gereği taraflar lehine %50 oranında avukatlık ücreti takdir edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işverene karşı seri nitelikte 20 dosya açılmış ise de söz konusu seri dosyalardan sadece 9 dosyadan karar çıktığını, diğer dosyaların yargılamalarının devam ettiğini, bu nedenle vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının Venn İnşaat Şirketi çalışanı olduğunu, çalışma süresinden Venn İnşaat Şirketinin sorumlu olduğunu, davalının herhangi bir belge saklama yükümlülüğü olmadığından özlük evrakının sunulamamasından sorumlu tutulamayacağını, davacının davalı Şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davacının yurt dışında çalışmış olması nedeniyle hafta tatili, … … ve genel tatil günlerine ilişkin çalışılan ülke mevzuatının uygulanması gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada kendi kanaatini kullanarak …’nin tatil günleri üzerinden değerlendirme yapılmasının hukuka ve somut olayın şartlarına aykırı olduğunu, hesaplamada … dışı tanık beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davacının aldığını iddia ettiği aylık ücretin de dosya kapsamında hiçbir ispatı bulunmadığını, davacının yıllık izin ücreti bulunmamasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda buna ilişkin detaylı inceleme yapılmadığını, emniyetten gelen giriş – çıkış kayıtları dikkate alınmadan ve incelenmeden varsayımsal bir şekilde yıllık izin ücreti tespitinde bulunduğunu, özlük dosyasının celp edilmeden karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının dava dışı Venn İnşaat Şirketinden hizmet aldığı, yapılan işin mahiyeti gereği davalı ve dava Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacı işçinin alacakları yönünden davalının sorumlu olduğu, yıllık izinlerin kullanıldığının ispatının işveren tarafından ancak yıllık ücret izin defteri veya emsali yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği, dosya kapsamında davacının yıllık izinlerini kullandığına dair yıllık ücret izin defteri veya emsali yazılı belge olmadığı, davacının çalıştığı dönemde bilirkişi raporunda belirtildiği gibi fazla çalışma yaptığı, yine … … ve genel tatil ücreti alacağı ile hafta tatili alacağı yönünden işyerinde bugünlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davacının talep ettiği dönem ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi ve belgenin olmadığı, vekâlet ücreti takdirinde hata olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı, ücretin miktarı ile fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti, yıllık izin ve ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi,

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ nin 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
6. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenmesi durumunda davalıya karşı davası olan tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, … müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

7. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanına göre 1,5 saat ara dinlenme ile haftanın 3 günü 07.00-19.00 saatleri arasında, haftanın 3 günü ise 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını ve haftalık 24 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki hafta haftanın 7 günü çalıştığını, bu haftalarda 4 … 07.00-19.00 saatleri arasında, haftanın 3 günü ise 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı ve haftalık 27 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı tanığı işyerinde genel olarak haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştıklarını beyan etmiş ve devamında davacı vekilinin sorusu üzerine haftada ortalama 3-4 … çalışmalarının 21.00-22.00 saatlerine kadar uzadığını beyan etmiştir. Dava dilekçesinde davacının haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı, … yoğunluğuna göre 23.00’e kadar çalışmasının devam ettiği belirtilmiştir. Dava dilekçesindeki bu açıklama ve davacı tanık beyanına göre davacının saat 19.00’dan sonra çalışması bulunduğuna dair netlik bulunmamaktadır. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile tanık beyanı dikkate alındığında davacının çalışma saatlerinin 07.00-19.00 arasında olduğunun kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca davacının 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

8. Davalı taraf davacının çalıştığı ülkenin aşırı sıcak olması nedeniyle tüm … çalışmaya imkân vermediğini, öğle saatlerinde açık havada beden gücüne dayalı çalışmanın sürdürülmesinin fiziken mümkün olmadığını savunmuştur. Davacı tanığı 1 saat yemek molası olduğunu beyan etmiştir. Davacının çalıştığı şantiyenin Suudi Arabistan’da olduğu sabittir. Davalı tarafın savunması ve çalışılan ülkenin iklim koşulları göz önüne alındığında, davacı tanığının tekrar beyanı alınarak davalı tarafın savunmasının sorulması ve ara dinlenme hususunun netleştirilmesi gereklidir. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davacı tanığının davalı tarafın savunmasına göre ara dinlenme hususunda beyanı alınmalı ve beyana göre yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır.

9. İlk Derece Mahkemesince davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilirken davanın seri dava olduğu, bu nedenle tam vekâlet ücretinin %50’si oranında vekâlet ücreti takdir edilmiştir. Davacı taraf seri nitelikte 20 dava dosyasının açıldığını ancak seri dosyalardan 9 tanesinin karara çıktığını, diğer dava dosyalarının yargılamasının devam ettiğini belirterek vekâlet ücreti bakımından itirazda bulunmuştur. Duruşma tutanakları incelendiğinde davaların seri olarak görüldüğü ve karara bağlandığı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Bu bakımdan davaların seri olarak görülüp görülmediği hususu netleştirilerek buna göre vekâlet ücreti bakımından tekrar bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa, davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.