YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4530
KARAR NO : 2023/5686
KARAR TARİHİ : 24.04.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstri AŞ’nin alt işverenliğini yürüten alt işveren firmada çalıştığını, … sözleşmesinin feshini müteakip işe iade davası ikame edildiğini, yargılama sonunda feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine, 4 aya kadar boşta geçen süre ücreti ile işe başlatılmaması hâlinde davalının tazminat ödemesine karar verildiğini, davacının talebine rağmen işe başlatılmadığını ancak kısmi ödeme yapıldığını, muvazaalı asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcudiyeti nedeniyle hesaplamaların ve ödemelerin eksik yapıldığını, eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı davranıldığını, işverence emsal işçilerle ilgili bordro ve belgelerin sunulmadığını, yargılamanın sürüncemede kalmaması için … İstatistik Kurumu (…) verilerinin esas alınmasını talep ettiklerini, … 5. … Mahkemesinde benzer konuda açılan davalarda bilirkişi tarafından davacının son ücretinin … verilerine oranlanarak davacının olması gereken ücretinin tespit edildiğini ve talep edilen alacakların bu ücrete göre hesaplandığını, bu hesaplamalara göre verilen kararların istinaf incelemesi sonucunda kesinleştiğini fark kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, husumet ve derdestlik itirazı ile zamanaşımı def’i bulunduklarını, işe iade davası sonucunda kesinleşen ilâm gereğince işbu davada talep edilen alacakların ödendiğini, davacının görev tanımına ilişkin olarak ileri sürülen hususların doğru olmadığını, davacının yapılan işe ve ücrete dair beyanlarının çelişkili olduğunu, işyerinde davacı ile aynı işi yapan hiçbir personel bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kesinleştiği, davacının … ücretinin tespiti için yargılama sırasında davalı tarafa davacı ile benzer kıdeme sahip aynı işi yapan işçilerin ücretinin bildirilmesi için kesin süre verilmişse de bu yönde dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, bu nedenle dava dilekçesindeki talep de nazara alınarak davacının çıplak ücretinin tespitinde … verilerinin nazara alınması gerektiği gerekçeleri ile taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda esas alınan … verilerinin taleplerinden farklı olduğunu, tespit edilen bu ücret üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, müvekkilinin … tanımına uymayan verilerin hesaplamaya esas alındığını, bu nedenle bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davalı taraftan hesaplamanın yapılması için davalı Şirketin çalışanlarının ücret bordro ve ücret eklerinin, görev tanımlarının, işe giriş çıkış tarihlerini gösteren tüm kayıtların celbinin istendiğini buna rağmen kayıtların sunulmaması hâlinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması gerektiğine dair talepte bulunduklarını, davalının bilinçli şekilde gerekli bilgileri dahi sunmayarak bilirkişinin bu yönden hesaplama yapmasını engellediğini, … verilerinin esas alınarak hüküm kurulmasının … seçenek olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının tüm alacaklarının usulüne ve kayıtlara uygun eksiksiz bir şekilde banka kanalıyla ödendiğini, ödemelerin davacının işe giriş bildirgesinde gösterilen, SGK kayıtları ile … olan … koduna göre yapıldığını, davacının fark alacağı talep etmesi ve Mahkemenin sadece davacı taraf taleplerine istinaden … verilerine göre karar … olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ücreti üzerinden hesaplanan dava konusu alacakların kendisine ödendiğini, … verilerinin hesaplamaya esas alınarak işçinin alması gereken ücret üzerinden hesaplama yapılamayacağının … olduğunu belirterek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığının kabulü hâlinde alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılacağı hükmüne yer verilerek alt işverenlik ilişkisinde muvazaaya bağlanan hukuki sonucun açıklandığı, bu durumda davacının en başından itibaren asıl işveren işçisi sayılacağı ve asıl işveren işçilerine ödenen ücretten yararlanacağı, ancak davacının ücretinin belirlenebilmesi için davalı işveren nezdindeki emsal işçi ücretinin tespitinin gerekmediği; zira İlk Derece Mahkemesince muvazaaya dayandığı kabul edilen alt işveren tarafından davacıya ücret adı altında yapılan ödeme tutarına ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacı vekili, davalının emsal işçisine ödenen ücretin müvekkiline de ödenmesini talep ettiğinden, aynı işi yapan davacı işçisinin ve ücretinin tespiti gerektiği, bu tespit yapılmaksızın varsayımsal bir ücret üzerinden veya ilgili kuruluşlardan yapılacak emsal araştırması sonrasında belirlenecek ücret üzerinden hesaplanan işçilik alacaklarına hükmedilmesinin hatalı olacağı, İlk Derece Mahkemesindeki yargılama aşamasında işyerinde çalışan ve emsal işçi konusunda bilgisinin olması beklenen davacı tarafından kendisine emsal davalı işçisi gösterilmediği gibi dava dilekçesindeki deliller arasında keşif ve bilirkişi incelemesine de açıkça yer verilmediği, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, davalı istinafı bakımından ise davacıya emsal olabilecek davalı işveren nezdinde çalışan işçi tespit edilemediğinden ve dava konusu alacakların emsal ücretin esas alınması iddiasına dayalı fark alacaklar olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı asıl işveren ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı kabul edilmesi nedeniyle davacıya ödenmesi gereken ücretin tespiti ile buna bağlı olarak dava konusu alacakların hesabı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 370 ve 371 … maddeleri.
2. Mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun, 4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun’un 2, 17, 21, 32 ve 53 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.