YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4450
KARAR NO : 2023/5510
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Devlet Su İşleri Müdürlüğünde geçici işçi olarak işe başladığı tarihten itibaren … Sendikasına üye olduğunu, daha sonra aynı Müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçilikte geçen çalışmalarının kıdeminde dikkate alınmadığını, … işe başlamış gibi değerlendirildiğini ve … pozisyon ve derecesine göre haklardan yararlandırılmadığını veya eksik yararlandırıldığını, benzer statü ve durumdaki … Sendikasına üye ve il … idarelerinde çalışan işçilere bu haklarının verildiğini, konuya ilişkin emsal kararlar bulunduğunu ileri sürerek ağır vasıta tazminatı, ücret farkı alacağı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, … güçlüğü tazminatı farkı, yıpranma prim farkı ve kıdem teşvik primi farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde uygulanmakta olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu … sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 … maddelerinden, geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, 02.02.2001 tarihinden önce daimi işçi olarak çalışmadığını, toplu … sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümlerinin daimi işçiler için öngörülmüş olduğunu ve geçici/mevsimlik … sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin 5 … madde gereği bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacı tarafa sendikalı işçi olması nedeniyle gerek geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı gerekse kadrolu işçi olarak çalıştığı dönemlere ait toplu … sözleşmesinden … tüm özlük ve sosyal haklarının zamanında ödendiğini, davacının bu yöndeki her türlü talebinin hukuka aykırı olduğunu ve dava açılmasının iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 12.10.1987 tarihinde mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığı, 31.12.1998 tarihinde daimi kadroya atandığı ve hâlen çalışmaya devam ettiği, dava tarihinde önceki beş yıllık alacakların zamanaşımına uğradığı ve davacının çalışmaları karşılığı toplu … sözleşmesinde öngörülen zam oranları dikkate alındığında fark alacakları olduğu, davacının pozisyonunun ağır vasıta primi ödenmesi gereken pozisyonlardan olmadığı gerekçesiyle ödenen ücretler ile toplu … sözleşmesine göre ödenmesi gereken ücretler arasındaki fark esas alınmak suretiyle bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde uygulanmakta olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu … sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 … maddelerinden geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, toplu … sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümlerinin daimi işçiler için öngörülmüş olduğunu ve geçici/mevsimlik … sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacının sendikalı işçi olması nedeniyle geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı süre zarfında İdare ile … Sendikası arasında işletme düzeyinde bağıtlanan toplu … sözleşmesi hükümleri uyarınca yevmiye intibaklarının yapılmış olduğunu ve buna göre ücret ve alacaklarının tarafına ödendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacakların hakkaniyete aykırı bir şekilde hesaplandığını, bu sebeple rapora itiraz edilmişse de bu itirazların İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, aldırılan bilirkişi raporunun bu hâliyle hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın ıslah talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının yapmış olduğu arabuluculuk dâhil yargılama giderlerinin bir kısmının Kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesinin de doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın işçinin geçici işçilikte geçen süreleri de dikkate alınarak toplu … sözleşmesinde belirlenen kademe terfiye bağlı ücret artışına hak kazanılması nedeniyle işçiye eksik ödenen ücret alacaklarına ilişkin olduğu, toplu … sözleşmesine göre kademe terfi nedeniyle işçiye ödenmesi gereken ücretten daha az ücret ödendiği, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde hesaplamaya ilişkin itirazların soyut nitelikte olup hesaplamanın hangi bakımdan hatalı olduğunun da istinaf sebepleri arasında belirtilmediği, bu nedenle hesaplamaların hatalı olduğuna dair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin doğru olarak hesaplandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ancak sürpriz karar yasağı kuralı, Anayasa Mahkemesinin … … kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.11.2020 tarihli ve 2019/17-853 Esas, 2020/907 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde belirsiz alacak davasının koşullarını taşımayan davanın kısmi dava olarak görülebileceği, diğer taraftan işbu dava kısmi dava olarak kabul edilse dahi, bu kabulün sadece faiz başlangıcı ve zamanaşımı yönünden sonuca etkili olabileceği, davalının ise belirtilen hususları istinaf sebebi olarak ileri sürmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) … alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü ve arabuluculuk dava şartı ile davacının geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştırıldığı sürenin kademe terfiinde dikkate alınıp alınamayacağı, buna bağlı olarak fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve varsa alacakların hesaplanması ile yargılama giderleri ve hükmedilen faiz hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 26, 107 ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun’un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu … Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
3. 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9 (7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.
5. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.
6. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılabileceği yönündeki gerekçesi, Dairemizin ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında yerinde değildir. Diğer taraftan dava konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus İlgili Hukuk kısmının (6) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Dava açılmadan önce dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 26.02.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 12.03.2020 tarihinde dava açılmıştır. Bununla birlikte hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamalar dava tarihi nazara alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan ve son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını … … belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde; dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Şu hâlde alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihi yerine arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
4. Diğer taraftan ilave tediye alacağı, 6772 sayılı Kanun ile öngörülmüş bir alacak olup bu alacağa uygulanması gereken faiz oranı kanunen yasal faizdir. Davacı ilave tediye alacağına, gerek dava gerek talep artırım dilekçesi ile en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasını talep etmiştir. Bu durumda hüküm altına alınan ilave tediye alacağına, davacının talebi ile bağlı kalınarak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi aşmamak üzere yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi hatalı olup bozma sebebidir.
5. Bilirkişi tarafından usul ekonomisi gereği 2019-2021 yılları arasında uygulanan 18. Dönem Toplu … Sözleşmesi’nin elektronik ortamdan indirilerek hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. Ne var ki Dairemize gelen ve aynı … temyiz incelemesi yapılan bir kısım dosyalarda hazırlanan raporlarda; elektronik ortamdan indirilen bu toplu … sözleşmesinin, taraflarca kabul edilen toplu … sözleşmesi metni değil Sendikanın taslak metni olduğu belirlenmiştir. Bu tespit karşısında öncelikle dosyadaki metnin, işveren ve Sendika arasında imzalanmak suretiyle yürürlüğe giren 18. Dönem Toplu … Sözleşmesi olup olmadığı belirlenmeli, değilse taraflarca kabul edilen toplu … sözleşmesi hükümlerine göre yeniden hesaplama yapılmalıdır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilgisayarda yapılan katsayı hesabının bazı dönemlerde hatalı olduğu görülmektedir. Özellikle 16. Dönem Toplu … Sözleşmesi’nin 82 nci maddesinde düzenlenen kademe terfinin; 01.03.2015-29.02.2016 dönemi için bir defaya mahsus ve 01.03.2015 tarihinden geçerli olmak üzere tüm işçiler için (28.02.2015 tarihindeki günlük brüt çıplak ücretleri 115,00 TL’nin altında olanlara, 115,00 TL’yi geçmemek ve 7 kuruştan az olmamak üzere) 1,35 TL olarak uygulanacağı kararlaştırıldığı hâlde hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu madde dikkate alınmaksızın ve işveren tarafından anılan maddenin uygulanmasından kaynaklanan ücret artışının; işçinin 01.09.2015 tarihli ücretine 16. Dönem Toplu … Sözleşmesi’nde birinci yıl ikinci altı ay zammı olarak kararlaştırılan %5 yerine işverence daha fazla oranda zam yapıldığı şeklinde değerlendirildiği ve hatalı şekilde bu dönem için “Kuruma uyularak” açıklaması ile %5’den fazla oranda zam yapılmak suretiyle ücret hesaplandığı anlaşılmaktadır. 16. Dönem Toplu … Sözleşmesi’nin 79 ve 82 nci maddeleri gözetilerek davacının ücreti, birinci yıl ikinci altı ay zammının %5 olduğu ve 01.03.2015-29.02.2016 dönemi için bir defaya mahsus kademe zammının 82 nci maddedeki şekilde uygulanacağı değerlendirilerek ve yapılacak tüm hesaplamalarda toplu … sözleşmelerinin ücret artışı vb. maddelerinde yer … yarım kuruşu aşan kesirlerin tama iblağı ve yarımdan az olanların ise dikkate alınmayacağına yönelik düzenlemeler de göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi de isabetli değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.