Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/4202 E. 2023/7658 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4202
KARAR NO : 2023/7658
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı asıl işverenden ihale … alt işverenler nezdinde çalıştığını, gerçekte davalının asıl işçisi olduğunu, davalının kadrolu personeli ile birlikte davalı Kurumun yetkililerinden … ve talimat aldığını, hizmet alım sözlemelerinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin ilk işe girdiği tarihten itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespitine ve davalının taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlandırılarak ücret, prim, vardiya zammı, … riski primi, ikramiye, yemek yardımı, iaşe bedeli, sosyal yardım, giyim yardımı, kira ve aydınlatma yardımı ile ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; muvazaa iddialarının haksız olduğunu, davacının ihale … firmanın çalışanı olduğunu, alt işveren eliyle yapılan işin asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalürji süreçler kapsamında değil doğrudan üretimle ilişkisi olmayan yardımcı işler kapsamında olduğu, davacının çalışmış olduğu hizmet alım işinin müvekkili Kurumun ana iştigal konusuna yardımcı olan ve olmadığı taktirde üretimi aksatmayacak durumda olan bir … olduğunu, alt işveren işçilerinin yönetim hakkının doğrudan alt işverene ait olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı işveren bünyesinde alt işveren şirketler nezdinde çalıştığı, davacının kırma-eleme işlerinde çalıştığı, davacı işçinin yetkili asıl işveren işçisi mühendislerin idare ve denetiminde olduğu, yaptığı işin asıl işin bir bölümü olduğu, kadrolu asıl işverenin işçilerinin yapamayacağı ölçüde uzmanlık gerektirecek nitelikte bir … olmadığı, … ve talimatları asıl işverenin yetkili mühendis amirlerinden aldığı, alt işverenin asıl işverenden bağımsız ayrı bir organizasyon gerçekleştirmediği, çalışanların sevk ve idaresinde herhangi bir fonksiyonunun olmadığı, asıl işveren alt işveren ilişkisinin ve yapılan sözleşmenin muvazaaya dayalı olduğu, tamamen işçi temini kapsamında sözleşme olduğu, bu nedenle davacı işçinin … itibaren asıl işveren işçisi kabul edilmesi gerektiği, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene açıkça bildirilmemesi nedeniyle işyerinde uygulanan toplu … sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle güncel Yargıtay kararlarına göre davacının yalnızca ilave tediye alacağı talebinde bulunabileceği, davacı ile aynı şeyi yapan sendikasız emsal işçi bulunmadığından bilirkişi heyetince davacının fiilen aldığı ücret nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde ilave tediye alacağına kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … … İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, üyelik tarihinin tüm toplu … sözleşmelerin imza ve yürürlük tarihlerinden önceki bir tarihe isabet ettiğini, bu nedenle işverene sendika bildirimi yapılmasının gerekmediğini, kaldı ki sadece muvazaa olgusunun ispat edilmesi durumunda sendika üyesi olmayan, dayanışma aidatı ödemeyen tüm işçilerin dahi davalının imzalamış olduğu ilgili tüm toplu … sözleşmelerinden istifade edebileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalışmış olduğu hizmet alım işinin müvekkili Kurumun ana iştigal konusuna yardımcı olan ve olmadığı takdirde üretimi aksatmayacak durumda olan bir … olduğunu, hizmet alım işinde muvazaa bulunduğuna yönelik kabulün isabetsiz olduğunu, davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, bu nedenle ilave tediye alacağına hak kazanmasının da mümkün bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı işyerinin faaliyet alanının bor mineralleri madenciliği işleri olduğu ve tehlike sınıfı itibarıyla çok tehlikeli sınıfta yer … bir işyeri olduğu, kırma-eleme hizmetlerinin asıl işin son derece önemli bir kısmı ve asıl işten ayrı düşünülemeyecek bir parçası olduğu, bu sebeple davacının yaptığı işlere yardımcı …, temizlik ve hammadde hazırlama işi olarak bakılamayacağı, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaa dayalı olduğu, davacının … itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği, bu yöne ilişkin Mahkeme kararının yerinde bulunduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının ya da geçerli olarak kurulmadığının ve işçinin çalışma süresinin en başından itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun belirlendiği durumlarda işçi, toplu … sözleşmesinin imza tarihinde yetkili sendikaya üye olsa da … işveren olan asıl işverenin toplu … sözleşmesinden yararlanabilmesinin ancak taraf sendika üyeliğinin … işverene bildirildiği tarihten itibaren mümkün olduğu, eldeki davada dava tarihi itibarıyla sendika üyeliği işverene bildirilmeyen davacı işçi yönünden davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışan işverenin sendikasız işçisinin bulunmadığı dikkate alındığında davacının ilave tediye alacağının fiilen alınan ücret esas alınarak belirlenmesi ve toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, davacının, davalının taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri, 4857 sayılı … Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi, 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.