YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4198
KARAR NO : 2023/8069
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı yanında 02.01.1990-16.01.2018 tarihleri arasında yenilenen çalışma dönemleri ile çalıştığını, … sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tercümanlık ve büyükelçi sekreterliği görevlerinde bulunduğunu, fesih bildiriminin yapıldığı 16.01.2018 tarihinde tercüman sıfatıyla çalıştığını, ücretinin eksik ödendiğini, istifaya zorlandığını, 2012 yılından beri kronik obstrüktif akciğer hastalığı (koah) mevcut olduğunu, işverence odasının değiştirilerek çalışmasını tavansız, duvarsız, soğuk bölmede geçirmesinin istendiğini, bu durumun davacının hastalığının artmasına ve çalışamaz hâle gelmesine sebebiyet verecek kadar tehlike arz ettiğini, davacının hem beden hem de ruh sağlığının bozulduğunu; bu nedenlerle fark kıdem tazminatı, ikramiye, yıllık izin ücreti, 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ait eksik ödenen ücret alacağı ve psikolojik taciz nedeniyle manevi tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, işverenin fesih bildirim yükümlülüğü olmamasına rağmen ihtarnamede ihbar tazminatının ödeneceğinin bildirildiğini, iki aylık ihbar tazminatı ödemesinin bankadan yapıldığını, kıdem tazminatı tavanı üzerinden kıdem tazminatının ödendiğini, Büyükelçilikte kıdem tazminatının tavanını aşan bir ödeme yapılmadığını, yıllık izinlerin kullandırıldığını, davacının ikramiye alacağına hak kazanamadığını, 2012 yılından beri koah hastası olan davacının hiçbir zorlama ve kötü davranışa maruz kalmadan 2018 yılına kadar çalıştığını, hastalığını kötüye kullanarak işini aksattığını, davacının odasının yer olmaması sebebiyle değiştirildiğini, hastalığından dolayı bu süreçte geçici odasında kendisinin olumsuz etkilenebileceği düşüncesi ile işe gelmesine gerek olmadığının belirtildiğini, davacının çalışma saatlerinde gelmediğini ve gelse de … çıktığını, davacının tüm haklarının ödendiğini
savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının … sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona erdiği hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, davalı işverence fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavan miktarı dikkate alınarak kıdem tazminatı ödendiğinden davacının fark kıdem tazminatı alacağının bulunmadığı, davacının ikramiye alacağını ispatlayamadığı, kullanmadığı yıllık izin günlerin karşılığı ücrete ve 2017 Eylül ve Ekim aylarına ait eksik ödenen ücrete ilişkin davalı işverence yazılı delil sunulmadığından davacının yıllık izin ve ücret alacağına hak kazandığı, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işyerinde aynı şartlarda aynı işi yapan işçilere tavan sınırı uygulanmaksızın kıdem tazminatının ödendiğini, bu nedenle davacıya da kıdem tazminatının … doları (USD) cinsinden ve yıllık tavan üst sınırına bağlı kalmaksızın ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin 2017 … ayında ödenen ikramiyeden mahrum bırakıldığını, davalı işverence tüm çalışanlara ikramiye ödenirken ayrımcılık yapılarak davacıya ödeme yapılmadığını, davacıya çalışma odası olarak tavanı da bulunmayan soğuk bir kulübe tahsis edildiğini, istifaya zorlandığını, ücretlerinin ödenmediğini, işyerinde kötü muameleye maruz kalması sebebi ile hastalığının ilerlediğini, yıllık izin kullanmasına haksız yere izin verilmediğini, hastalığı sebebi ile hastaneye gitmek zorunda kaldığı dönemlerde hakkında devamsızlık tutanakları tutulduğunu, hem beden hem de ruh sağlığının bizzat işveren tarafından bozulduğunu bu nedenlerle manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Banka tarafından gönderilen hesap dökümü incelendiğinde davacının 2017 Eylül ve Ekim ayı ücretlerinin ödendiğinin görüleceğini, davacının Ekim 2017 bordro döneminde mazeretsiz ve yıllık izin kullanmadan yaptığı devamsızlıklar nedeni ile prim … sayısının 10 … olarak bildirildiğini, Ekim 2017 tarihinde davacının 20 … boyunca işe gelmediğine dair daha önce dosyaya ibraz edilen belgenin yeniden sunulduğunu, davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, buna ilişkin izin tutanaklarının olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut davada davacının kişisel haklarının ihlal edildiği veya saldırıya uğradığı, sağlığını bozan veya … … herhangi bir davranışa uğradığının somut ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı; bu nedenle manevi tazminat alacağı talebinin reddine dair Mahkeme kabulünün yerinde olduğu, kıdem tazminatı yönünden tavan miktarını aşar şekilde kıdem tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığı, ikramiye alacağı konusunda işyerinde devamlılık arz eden bir uygulama olmadığının davacı tanıklarının dahi beyanlarından anlaşıldığı, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça davacının yıllık izinlerini kullandığının imzalı izin defteri veya eş değer bir belge ile kanıtlanamadığı, kullandırılmayan yıllık izinlerin ise karşılığının ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesinin dosyaya sunulmadığı, bakiye ücret alacağı konusunda ise işçi ücretlerinin çalışıldıktan sonra ödendiği dikkate alındığında 2017 yılı Eylül ayı çalışması karşılığı ödemenin 1 Ekim tarihinden itibaren yapılabileceği, 20.11.2017 tarihinde 1.074,22 USD “Kuveyt Büyükelçiliği havale bedeli” açıklaması ile yapılan ödemenin Eylül ayı ücretine istinaden yapıldığı ve dolayısıyla işçinin 3.759.77 USD ücret alacağının da bulunduğu gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) … alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı işyerinde kıdem tazminatı tavanı dikkate alınmadan tazminat ödemesinin yapıldığı hususunun araştırılmadığını, işyerinde ayrımcılık yapıldığının açık ve net olduğunu, istifaya zorlanması, müvekkilinin hastalığının ilerlemesine sebebiyet veren oda değişikliği gibi dava dilekçesinde de belirtilen sebeplerden dolayı manevi tazminat istenmesinde haklı olduklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar etmiş ve resen dikkate alınacak sair nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığı ile fark kıdem tazminatı, ikramiye ve manevi tazminat alacağına hak kazanıp kazanmadığına ve kullanılmayan yıllık izninin bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 32, 37, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 58 … maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4857 sayılı Kanun’un 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin … işaretini taşıyan ücret hesap pusulası verilmesi zorunludur.
3. Uygulamada çoğunlukla ücret bordrosu adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
4. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
5. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Eylül ve Ekim 2017 dönemine ait ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürmüş ve bahsi geçen dönemlere ilişkin ücretlerinin hesaplanarak hüküm altına alınmasını talep etmiş, davalı taraf davacının ödemelerinin eksiksiz yapıldığını, banka kayıtları ve ücret bordroları incelendiğinde bu durumun tespit edileceğini belirtmiştir.
6. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının Eylül ve Ekim 2017 bordrolarında ücret … sayısının 30 … üzerinden gösterilerek 3.222,66 USD ücret tahakkuk ettirildiği, banka kayıtlarında 18.09.2017 tarihinde “Eylül 2017 ücret ödemesi” açıklaması ile 3.222,66 USD ödeme yapıldığı tespit edilmekte ise de işçi ücretinin çalışıldıktan sonra ödendiği dikkate alındığında; 2017 yılı Eylül çalışması karşılığının 1 Ekim tarihinden itibaren yapılabileceği, 20.11.2017 tarihinde bankaya ödenen 1.074,22 USD ödemenin Eylül ayı ücretine istinaden yapıldığı, 24.11.2017 tarihinde yapılan 1.611.33 USD ödemenin de Ekim ayı ücretine istinaden yapıldığı ve dolayısıyla davacının bu iki … toplam 3.759,77 USD ücret alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
7. Dosyada mevcut, davacı imzasının inkâr edilmediği ücret bordroları ile banka kayıtlarına göre işverence yapılan ödemelerin uyum gösterdiği, her ay ilgili ayın adı da belirtilmek sureti ile ücret adı altında ödemelerin yapıldığı, örneğin; Ocak 2016 ücretinin 22.01.2016 tarihinde, Şubat 2016 ücretinin 24.02.2016 tarihinde, … 2016 ücretinin 18.11.2016 tarihinde, Aralık 2016 ücretinin 16.12.2016 tarihinde, Ocak 2017 ücretinin 18.01.2017 tarihinde, Şubat 2017 ücretinin 17.02.2017 tarihinde, Haziran 2017 ücretinin 16…2017 tarihinde, Ağustos 2017 ücretinin 21.08.2017 tarihinde davacının banka hesabına ödendiği görülmüştür. Belirtilen ödeme tarihlerinden görüleceği üzere davacının ilgili aya ait ücretinin aynı ay içerisinde ödendiği, bir sonraki ayın 1’inden sonra ödemenin söz konusu olmadığı; bu itibarla 18.09.2017 tarihinde “Eylül ücreti” adı altında yapılan ödemenin de Eylül 2017 dönemine ait olduğu ve davacının bu … kalan eksik bir ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Ekim 2017 ayı ücretine ilişkin olarak ise ücret bordosunda davacının 21 … sıhhi izinli olduğu ve 10 … sigorta günü gösterildiği tespit edilmiştir. Davalı Ekim 2017 dönemi ile ilgili olarak ise davacının izin kullanmadan, mazeretsiz şekilde işe devam etmediğini, prim … sayısının 10 … olduğunu ve 10 günlük ücretinin de ödendiğini; ayrıca davacının gelmediği günlerle ilgili de davacı tarafça imzalanan tutanağın dosya sunulduğunu belirtmiştir. Davalının bahsettiği bu tutanak 21.11.2017 tarihli ve davacı tarafça imzalı olup tutanak içeriğinde davacı sağlık sebepleri nedeniyle 01.11.2017 – 19.11.2017 tarihleri arasında işe gelmediğini beyan etmiştir. Bu tutanağın Ekim 2017 dönemindeki çalışmayla bir ilgisi olmadığı, … ayı bordrosunda ise tutanakla aynı yönde davacının 19 … ücretsiz izinli göründüğü ve 11 günlük çalışmanın çalışma … sayısı olarak bildirildiği görülmüştür. Banka kayıtlarına göre de Ekim 2017 bordrosunda tahakkuk eden ücrete denk gelen miktar 20.11.2017 tarihinde havale adı altında ödenmiş, … 2017 dönemine ait ücrete denk gelen miktar da 24.11.2017 tarihinde havale adı altında ödenmiştir.
8. Tüm bu açıklamalar karşısında davacının Eylül ayı ücretinin ödendiği … olup bu aya ilişkin eksik ücret ödemesi söz konusu değildir. Ekim 2017 dönemi ile ilgili olarak ise bu ay bordosunda görünen 21 günlük sıhhi izin ile ilgili dosya içerisinde herhangi bir bilgi belge bulunmadığı, davalının Ekim 2017 dönemi ücreti ile ilgili davacının mazeretsiz işe gelmediğine yönelik dosyaya sunduğu tutanağın ise savunmasıyla çelişir şekilde … 2017 dönemine ait olduğu görüldüğünden, bu hususla ilgili davalının beyanı da alınmak suretiyle banka ödemesi, bordrolar birlikte değerlendirilerek davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.