Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/3539 E. 2023/8638 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3539
KARAR NO : 2023/8638
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul 7. İş Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Aşkabat Türkmenistan’daki tüm projelerinde güvenlik amiri olarak 01.05.2006-30.11.2017 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, ücretinin net 1.650,00 USD olduğunu, bu miktarın 500,00 USD’lik kısmının elden avans olarak verildiğini, geri kalanının parça parça bankaya yatırıldığını, hafta içi altı gün 07.00-21.00 saatleri arasında, ayda iki hafta tatilinde 07.00-17.00 saatleri arasında ve şantiyelerin resmî açılışlarından önceki üç ay hafta tatili yapmadan 07.00-24.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretin ödenmediğini, ihbar tazminatına karşılık 2.086,00 USD ödeme yapıldığını, geriye 1.000,00 USD ihbar tazminatı alacağının kaldığını, bordrolarda hile yapıldığını ve bordrolarda yapılan ödemelerin fazla çalışma olarak kabul edilmesi hâlinde 5.650,00 USD ücret alacağının bulunduğunu ileri sürerek ücret, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalı Şirkette 21.07.2006-30.11.2017 tarihleri arasında çalıştığını, son dönem ücretinin 917,00 USD olduğunu, ihbar tazminatı olarak 2.085,25 USD ödeme yapıldığını, çalışma saatlerinin 08.00-18.00 saatleri arasında olduğunu, fazla çalışma yapılması hâlinde karşılığının bordrolara yansıtılarak ödendiğini, ayrıca çıkış işlemleri sırasında fazla çalışma ücret karşılığı olarak 5.647,51 USD ödeme yapıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılması hâlinde karşılığının bordrolara yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.01.2020 tarihli ve 2018/158 Esas, 2020/38 Karar sayılı kararı ile; banka hesap dökümü, ücret belgesi, hesap ekstresi birlikte değerlendirildiğinde, davacının ücretinin net 1.650,00 USD, brüt 2.307,98 USD olduğu, dinlenen tanık beyanları kapsamında; davacının 01.04.2014-31.03.2017 tarihleri arasında haftalık ortalama 18 saat, diğer çalışma dönemlerinde ise 12,25 saat fazla çalışma yaptığı, Ramazan Bayramı’nda bir gün, Kurban Bayramı’nda üç gün dışındaki tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, davacının iki haftada bir hafta tatillerinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1239 Esas, 2021/1959 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının Dairece benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.05.2022 tarihli ve 2022/1723 Esas, 2022/5724 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek dava dilekçesinde, ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 1.000,00 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı belirtilmiş olup bu beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden, belirtilen miktarı aşacak şekilde hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan net 2.172,30 USD ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu şeklindeki gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2023 tarihli tavzih kararı ile davacı vekilinin tavzih dilekçesi kapsamında Mahkeme kararının incelenmesinde; gerekçeli kararda açıklanan hükmün 6 ncı bendinde “reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 35.311,84 TL” yazıldığı, Mahkemece kararda açıklandığı üzere; davanın reddedilen miktarı üzerinden AAÜT’ye göre ücret verildiği, ancak reddedilen miktarın karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden 21.743,00 TL olmasına rağmen reddedilen miktarı dahi aşacak şekilde ve hükmün kendi içerisinde çelişki oluşturacak şekilde maddi hata yapılarak vekâlet ücreti verildiği gerekçesiyle Mahkemenin 29.09.2022 tarihli ve 2022/272 Esas, 2022/287 Karar sayılı kararının 6 ncı bendinin “Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,” şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının mutad işyeri Türkmenistan olduğundan somut uyuşmazlıkta Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının ücretinin emsal ücret araştırması yapılmadan tespit edildiğini, davanın tümden reddi gerektiğini, vekâlet ücretinin hesaplanmasından kaynaklı hataların tavzih yolu ile giderilemeyeğini, Yargıtay incelemesinden geçerek karara bağlanması gerektiğini ve davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin sadece bozma sonucu yeniden hüküm kurulan 1.000,00 USD ihbar tazminatı için değil tüm alacak kalemlerinin reddolunan kısmını kapsadığını dolayısıyla verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ve tavzih kararı ile vekâlet ücreti takdir edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. İlk Derece Mahkemesi’nin 31.03.2023 tarihli tavzih kararı adı altında hükmettiği vekâlet ücreti kararı, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak, maddi hatanın düzeltilmesi kapsamında değerlendirilmiş ve hüküm sonucu itibarıyla dosya içeriğine uygun olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.