YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/341
KARAR NO : 2023/3073
KARAR TARİHİ : 28.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/372 E., 2022/422 K.
DAVA TARİHİ : 18.10.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.02.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat … ile davacı vekili Avukat Sıla Sert geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket tarafından yayımlanan gazetenin … Temsilcisi sıfatıyla toplu … sözleşmesi hükümlerine tâbi olarak 01.01.1986-31.12.2015 tarihleri arasında ara vermeksizin sürekli çalıştığını, … sözleşmesinin 31.12.2015 tarihinde işyerinin kapatılması nedeniyle davalı yanca feshedildiğini, … sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ve toplu … sözleşmesi hükümleri gereği 7 ay olarak verilmesi gereken ihbar önelinin verilmediğini, kıdem tazminatının da eksik ödendiğini, işyerinde ….09.2005 tarihinden itibaren grev uygulandığını, grevin o tarihten beri sürdüğünü, toplu … sözleşmesi hükümlerinin geçerliliğini koruduğunu, yenisi bağıtlanana kadar toplu … sözleşmesiyle elde edilen kazanımların hak hesabında dikkate alınması gerektiğini, davalı yanca toplu … sözleşmesinden doğan diğer alacakları dikkate alınmadığı gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını, taksitle ödenen kıdem tazminatı ile ilgili olarak geçmiş faizlerin ödenmesi gerektiğini, … sözleşmesi 31.12.2015 tarihinde sona ermesine karşın, ibranamenin 14.01.2016 tarihinde alındığını, bir aylık süre geçmeden alınan ibranamenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin yıllarca aynı görevde, aynı yetkiyle, aynı sorumlulukla, aynı pozisyonda, değişik personel mevzuatına tâbi olarak çalıştırıldığını, müvekkilinin değişik şirketler nezdinde sigortalı gösterilmesine karşın … Temsilcisi statüsünün değişmediğini, müvekkilinin maaşına iyileştirme yapılmadığını, yıllarca aynı maaş ile aynı pozisyonda çalıştığını, toplu … sözleşmesinin 57 nci maddesi uyarınca ücret zammının yapılması gerektiğini, bu nedenle ücret alacaklısı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı 16 yıl boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığını, çalışılan hafta tatili günü için hak ettiği fazla çalışma ücreti alacağının ödenmeyen her gün için toplu … sözleşmesinin 9 ve 7 nci maddeleri uyarınca % 5 gecikme zammı ile hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, davacıya son 12 yıllık dönem ile ilgili olarak toplu … sözleşmesince sağlanan sosyal yardımların verilmediğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, izin harçlığı, aile yardımı, bayram yardımı, yakacak yardımı, çocuk yardımı, yılda 4 ikramiye alacağı, sorumluluk tazminatı, kıdem primi alacağı, fazla çalışma ücretinin her gün için % 5 gecikme zammı ile taksitli kısmi ödemeye dair faiz alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 04.05.1999 tarihinde verdiği dilekçe ile 01…..1999 tarihinde emekli olduğunu, davacı ile 1999 yılında emekli olduktan sonra 01.01.2001 tarihinde … sözleşmesi imzalandığını, sosyal güvenlik destekleme primi ödeyerek işyerinde çalışmaya başladığını, bu konuda 22.12.2000 tarihinde davacının Sosyal Sigortalar Kurumu … Bölge Müdürlüğüne dilekçe ile başvurduğunu, davacı ile 01.01.2001 tarihinde yapılan … sözleşmesinin 8 inci maddesinde “Daha önce çalıştığı işyerinden ayrılırken kıdem tazminatını tamamen aldığını ve bu işyerinde çalışmaya başladığı 01.01.2001 tarihinde kıdeminin sıfır olduğunu kabul ve ikrar etmiştir.” denildiğini, davacı ile 02.01.2006 tarihli sözleşmenin 7 nci maddesinde “01.01.1993-30…..1999 tarihleri arasındaki çalışmasını kendi isteği ile 10.640,- TL tahsil ederek sonlandırdığını ve kıdemini sıfırladığını” açık biçimde kabul ettiğini, davacının işe başlama tarihinin 01.01.2001 olduğunu, 1999 yılında emekli olduğu ve kıdemini sıfırladığını, davacının toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, işyerinde bağıtlanan toplu … sözleşmesinin 01.01.1999-31.12.2000 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davacı ile yapılan … sözleşmesi tarihinin 01.01.2001 olması ve toplu … sözleşmesinin bitiminden sonra yapılması nedeniyle davacının toplu … sözleşmesinden yararlanamayacağını, davacının Cumhuriyet Gazetesinin … temsilcisi olduğunu, … Bürosunda kendisinden üst pozisyonda hiç kimsenin bulunmadığını, … Temsilciliğine çalışan tüm işçilerin izin, çalışma, hafta tatili gibi hakları konusunda davacının söz sahibi olduğunu, davacıya görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödendiğini, davacıya çalıştığı dönemde fazla çalışma yapması ve izin gününde çalışması yolunda şirket talimatı olmadığını, bu nedenle davacının fazla çalışma, izin, hafta tatili ya da genel tatil alacağının bulunmadığını, davacının 01.01.1993 tarihine kadar dava dışı Cumhuriyet Matbaacılık TAŞ’de çalıştığını, o dönem Cumhuriyet Gazetesini yayımlayan bu Şirketin iflası üzerine, çalışanların tamamının ve davacının iflas masasından alacaklarını aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ve 2016/676 Esas, 2018/703 Karar sayılı kararı ile davacının çalışmasının 01.01.1993-31.12.2015 tarihleri arasında olduğu, davacının 24.02.1987 tarihinde … Gazeteciler Sendikası üyesi olup 01.01.1999-01.01.2001 tarihleri arasında sendika üyeliğinin devam ettiği, işyerinde 01.01.1999-31.12.2000 tarihleri arasında geçerli olan toplu … sözleşmesinin yenisinin bağıtlanamaması nedeniyle 01.01.2000 tarihinden itibaren … sözleşmesi olarak devam ettiği, davacının işyerinde 01.01.1999-31.12.2000 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan ve daha sonraki dönemde … sözleşmesi olarak devam eden toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiği, davacının fazla çalışma yaptığını tanık beyanları ve belgelerle kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2019/571 Esas, 2021/928 Karar sayılı kararı ile her ne kadar davalı taraf davacının ilk dönem çalışmasının 04.05.1999 tarihinde tasfiye edildiğini ve davacının 01.01.2001 tarihinden itibaren yeniden çalışmaya başladığını bildirerek hesaplamaya itiraz etmiş ise de davacının emeklilik tarihinden sonra da kesintisiz olarak çalışmasını sürdürdüğünü gazete yazıları, sendika ödemeleri ve künye gibi delillerle kanıtladığı, davacı tarafın sunduğu emsal nitelikteki karara göre toplu … sözleşmesinden yararlanma koşullarının oluştuğu, ayrıca toplu … sözleşmesinden sonra yapılan … … sözleşmelerinin önceki dönem çalışmasının tam olarak tasfiye edildiği anlamına gelmeyeceği, ibranamenin fesihten bir ay geçmeden önce düzenlendiğinden geçerli olmayacağı, yıllık izinlerin kullandırıldığı veya karşılığının ücret olarak ödendiğinin davalı tarafça yazılı delille kanıtlanamadığını, cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmadığı, ıslahla arttırılan alacak kısımlarına ilişkin zamanaşımı itirazlarının kararda karşılandığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.09.2021 tarihli ve 2021/8069 Esas, 2021/12312 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının ilk dönem çalışması için kıdem tazminatının ödenmiş olduğu, buna göre hizmet süresinin emeklilik sonrası dönem yönünden belirlenerek kıdem tazminatının ona göre hesaplanıp 31.12.2015 tarihinde yapılan kıdem tazminatı ödemesi mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde 01.01.1993 tarihinden itibaren hesap yapılmasının hatalı olduğu, davalı işverence taksit anlaşmasına uygun olarak kıdem tazminatı ödendiğine göre taksitli kısmi ödemeye dair faiz alacağı talebinin reddi yerine kabulünün hatalı olduğu, dava konusu işyerinde uygulanan toplu … sözleşmesi 31.12.2000 tarihinde sona erdikten sonra taraflar arasında 01.01.2001 ve 02.01.2006 tarihli … … sözleşmeleri imzalandığını, toplu … sözleşmesinin sona ermesinden sonra yeni bir toplu … sözleşmesi yapılana kadar sona eren toplu … sözleşmesinin hükümlerinin … sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği, tarafların mevcut … sözleşmesinin aksine yeni bir … sözleşmesi yapmalarının mümkün olduğu, bu nedenle davacının alacaklarının yapılan yeni … … sözleşmesine göre belirlenmesi gerekli iken, toplu … sözleşmesi hükümlerinin art etkisinin devam ettiği düşüncesiyle toplu … sözleşmesinden kaynaklı alacakların hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, 5953 sayılı Basın … Kanunu’nda (5953 sayılı Kanun) kıdem ve ihbar tazminatlarının giydirilmiş ücrete göre hesaplanacağına dair hüküm bulunmadığından, toplu … sözleşmesinin art etkisi gerekçesiyle bu alacakların giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu, kıdem tazminatına uygulanacak faiz konusunda 5953 sayılı Kanun’da hüküm bulunmadığından, kıdem tazminatına yasal faiz işletilmesi gerekirken, işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz işletilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya ilişkin Yargıtay bozma ilâmında açıkça toplu … sözleşmesi hükümleri gözetilmeksizin … … sözleşmesine göre hesaplama yapılması gerektiği belirtildiği, buna göre tüm alacak taleplerinin … … sözleşmesine ve 5953 sayılı Kanun’a göre değerlendirildiği, Yüksek Mahkemenin bozma ilâmında davacının hizmet süresi ve tazminata esas giydirilmiş ücrete ilişkin bozma gerekçeleri doğrultusunda hazırlanan 27.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ödenen ihbar tazminatının mahsubu sonrası bakiye ihbar tazminatı kalmadığı yönünde seçenekli hesaplama yapılmış ise de; bozmadan önceki Mahkeme kararına dayanak 29.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda bu mahsup işleminin yapılmadığı ve Mahkeme kararında söz konusu rapor esas alınarak karar verildiği, raporlara davalı vekilince yapılan 25.09.2018 ve 29.11.2018 tarihli yazılı itirazların bu hususu kapsamadığı, davalının bu yönde açık bir temyiz gerekçesi de ileri sürmediği ve dolayısıyla bozma ilâmında bu hususta bir bozma gerekçesinin bulunmadığı, bakiye ihbar tazminatı hesabı bakımından davacı lehine usulî kazanılmış hakkın doğduğunu, Yargıtay bozma ilâmında bozma öncesi hüküm altına alınan net ikramiye alacağı, kıdem primi alacağı, sorumluluk tazminatı, bayram yardımı, yakacak yardımı bakımından ileri sürülen temyiz gerekçeleri reddedilmekle söz konusu alacak kalemlerine ilişkin kararının kesinleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacıya yapılan ödemelerin avans kabul edilmesi gerektiğini, davalı tarafın cevap dilekçesini süresinde sunmadığını, zamanaşımı def’inin cevap süresi içinde öne sürülebileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının davalı Şirkette 01.01.2001-31.12.2015 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ihbar tazminatının ödendiğini ve bakiye kalmadığını, bozma ilâmına uyulmasına rağmen toplu … sözleşmesinden kaynaklanan ikramiye, kıdem primi, sorumluluk tazminatı, bayram yardımı, yakacak yardımı alacaklarının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davacının üst düzey yönetici olarak izinlerini kullandığını ancak görevi gereği izin fişi düzenlemediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; kıdem ve ihbar tazminatının hesaplanması, kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz oranı, taksitli kısmi ödemeye dair faiz alacağı ile davacının toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı ve toplu … sözleşmesinin art etkisi noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 36 ve 39 uncu maddeleri ile 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma kararında davacının alacaklarının yapılan yeni … … sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde tüm alacak kalemlerinin … … sözleşmesi ve 5953 sayılı Kanun’a göre belirleneceği belirtilmesine rağmen, bozma öncesi toplu … sözleşmesine göre hesaplanan ve … … sözleşmesinde hüküm bulunmayan ikramiye, kıdem primi, sorumluluk tazminatı, bayram ve yakacak yardımları alacaklarının bu alacaklara yönelik temyiz gerekçelerinin reddedildiği, böylece bu alacaklara ilişkin kararın kesinleştiği gerekçesi ile hüküm altına alınması hatalıdır. Dairemiz bozma ilâmı ile toplu … sözleşmesi hükümlerinin art etkisinin devam etmediği, bu nedenle toplu … sözleşmesi hükümlerinin uygulanamayacağının belirtilmesine göre bozma kararının yukarıda belirtilen alacakları da kapsadığı, bu alacak talepleri bakımından bozma yapıldığı açıktır. Bozma ilâmının kapsamı ve içeriğine göre davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan söz edilemez. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmı doğrultusunda toplu … sözleşmesinden kaynaklanan ve davacının … … sözleşmesinde hüküm bulunmayan ikramiye, kıdem primi, sorumluluk tazminatı, bayram ve yakacak yardımları alacaklarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.