YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2987
KARAR NO : 2023/5006
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline ait işyerinde şoför olduğunu, 16 EJ 061 plakalı vinci hatalı kullanması sonucu üçüncü kişiye ve aracına zarar verdiğini ve olay mahallini terk ettiğini, hakkında Ilgın Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/190 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, suçtan zarar gören için müvekkili Şirketin uzlaşma yönünde yetkilisini göndererek suçtan zarar görenler ile 38.000,00 TL karşılığında anlaştıklarını, ilgili meblağın taksitler hâlinde müvekkili Şirket tarafından istihdam eden olarak ödendiğini, zarar görenlere ait 34 YMU 16 plakalı aracın tamamen hurdaya çıktığını, ayrıca sürücüsünün bir parmağının koptuğunun ve diğerinin hasar gördüğünün mevcut rapor ve tutanaklardan anlaşıldığını, bu denli ağır zarar karşılığında sadece 38.000,00 TL. üzerinden istihdam eden olarak yapılan anlaşmanın bir yerde davalıya tanınmış bir imkân olduğunu, davalının bu borcunu ödemediği gibi işten ayrıldığında tazminatından kesilmesini belirttiğini, ancak işten ayrılıp … 4. … Mahkemesinin 2010/423 Esas sayılı dosyası ile tazminatlarını talep ettiğini ileri sürerek 38.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözümü ile ilgili … mahkemelerinin görevsiz olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ödeme yapılmış olsa bile bu ödeme ile ilgili müvekkiline bilgi verilmediğini, trafik kazası ile ilgili ceza yargılamasının Ilgın Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/190 Esas dosyası ile derdest olduğunu, müvekkiline kusur izafe edilmeden, müvekkilinin rızası alınmadan üçüncü şahsa yapılan ödeme dolayısıyla müvekkiline rücunun kanuni dayanağının olmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu ve müvekkilinin işçilik alacakları için … 4. … Mahkemesinin 2010/423 Esas sayılı dosyası ile dava açıldıktan sonra bu davanın ikame edildiğini savunarak davanın reddini tistemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2010/556 Esas, 2015/312 Karar sayılı kararı ile; davaya konu kazanın 11.08.2008 tarihinde meydana geldiği, taraflar arasındaki protokolün ise 07.11.2008 tarihli olup davacı işverenin öğrenme tarihinin bu tarih olduğu, zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açıldığı, öte yandan davanın zamanaşımına uğramadığı düşünülse dahi, davacı Şirketin 07.11.2008 tarihli protokol gereği Şubat 2009- Ağustos 2009 döneminde yedi taksit hâlinde toplam 38.000,00 TL ödediğini iddia ettiği, kazada zarar gören A.C’nin ceza dava dosyasında 09.09.2009 tarihinde “herhangi bir şekilde maddi zararım karşılanmamıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu, davacı tarafa karşı davalının işçilik alacaklarından bahisle … 4. … Mahkemesinin 2010/423 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulune karar verildiği, meydana gelen trafik kazasından sonra davalı işçinin davacıya ait işyerinde 16 ay daha çalıştığı, davacı Şirketin ödemiş olduğunu belirttiği zararın … Anonim Şirketinin 10656332 No.lu ZMSS poliçesi ile karşılandığı ve davacının davayı açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.10.2018 tarihli ve 2017/9728 Esas, 2018/19356 Karar sayılı kararı ile; davanın konusunun davacı işveren ile davalı işçi arasında … sözleşmesine dayalı rücu davası olduğundan Mahkemece sözleşmelere uygulanan genel zamanaşımı süresi olan on yıllık zamanaşımı süresinin olaya uygulanması gerekirken haksız fiile ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddinin hatalı olduğu, dosyanın esasına ilişkin yapılan değerlendirmeler yönünden ise kazada zarar gören A. C’nin ceza dava dosyasındaki “herhangi bir şekilde maddi zararım karşılanmamıştır.” şeklindeki beyanının o dosyanın taraflarını, yani dosya sanığı davalı …’u ilgilendirdiği, davacı Şirketin dosyanın tarafı olmadığı, dolayısıyla bu beyanın o dosya ile bağlantılı bir açıklama olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının kazadan sonra Şirkette çalışmaya devam etmesinin rücu davasına engel teşkil etmediği, davacı işveren ile zarar görenler arasında yapılan protokolde ödemenin sigortanın ödeyeceği meblağın dışında bir ödeme olarak kararlaştırılması karşısında, zararın … Anonim Şirketinin 10656332 No.lu ZMSS poliçesi ile karşılandığı şeklindeki Mahkeme gerekçesinin de yerinde olmadığı, buna göre 07.11.2008 tarihli protokol kapsamında yapılan ödemelerin mahiyeti açıklattırılarak karşılanmayan zarar olup olmadığı da tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 07.11.2008 tarihli protokol kapsamında yapılan ödemelerin mahiyetinin davacı tarafa açıklatıldığı, yapılan ödemelerin 30.000,00 TL’sinin maddi tazminata 8.000,00 TL’sinin ise manevi tazminata ilişkin olduğu bildirildiğinden kaza nedeniyle ödenmesi gereken tazminat miktarının; araç hasarı 21.150,00 TL, … göremezlik karşılığı 141.230,59 TL ve tedavi giderleri de 17.885,50 TL olmak üzere toplam 180.266,09 TL olduğu, poliçe kapsamında ödenen tutar tedavi giderleri dâhil 155.385,50 TL olduğundan kaza nedeni ile karşılanmayan maddi zararlar toplamının ise 24.880,59 TL olduğu, bu miktara kusuru ile kazaya neden olan davalı katlanmak zorunda olduğundan yapılan ödemelerin belirtilen kadar kısmının rücuen tazmininin mümkün olduğunun tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; zarar görene ödemelerin sigorta şirketince yapıldığını, davacı Şirketçe poliçe tutarını aşan kısım için 38.000,00 TL olarak ödendiği iddia edilen miktarın neye karşılık olduğunun davacı tarafça tam olarak açıklanamadığını, son olarak 8.000,00 TL’si manevi 30.000,00 TL’ si manevi olarak ayrıştırıldığını, manevi tazminata dair dava açılmadığını, davalı işçinin kazadan sonra 16 ay daha çalıştığını, işçilik alacakları nedeniyle açılan davaya karşı misilleme olarak bu davanın açıldığını belirterek ve resen dikkate alınacak nedenler ile Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; sigortaca karşılanmayan zararın miktarı ve davacı tarafça üçüncü şahsa ödenip ödenmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 … maddesi, 438 … maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,.
2. 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 50 ve 66 ncı maddeleri (818 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 42 ve 55 … maddeleri).
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı alacağa 05.08.2009 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş olup Mahkemece talep aşılarak 05…..2009 tarihinden faiz işletilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 … maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının;
“24.880,59 TL tazminatın son ödeme günü olan 05…..2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin talebin reddine” bendinin hükümden çıkartılarak yerine;
“24.880,59 TL tazminatın son ödeme günü olan 05.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alıarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.