YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2229
KARAR NO : 2023/7626
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.07.2015-24.01.2019 tarihleri arasında davalının … Federal Demokratik Cumhuriyeti’ndeki şantiyesinde patlatma formeni olarak ocak ve patlatmalar birim şefliği müdürlüğünde görev yaptığını, müvekkiline … bitimi sebebi ile çıkışının verileceği, Tanzanya şantiyesine gönderileceği, bu nedenle bir önceki … sözleşmesinin sonlandıracağının bildirdiğini, davacının, … görevlendirme yapılacağı hususunda işveren yetkililerinin beyanına inanarak arabuluculuk tutanağını imzaladığını, müvekkiline 24.01.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının irade fesadı ve usuli eksiklikler ile baskı altında, hile ve aldatma ile imzalatıldığını ileri sürerek ihtiyari arabuluculuk tutanığının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların … iradeleri ile katıldıkları müzakerelerin yetkili, tarafsız ve bağımsız arabulucu tarafından, eşitlik ve iradilik ilkelerine dayalı biçimde, interaktif şekilde yürütüldüğünü, ortak irade ile 24.01.2019 tarihli hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk anlaşma belgesi imzalandığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının, yurda dönüşünün kısıtlandığını belirterek irade fesadına uğradığını ileri sürdüğü tarihin 24.01.2019 olduğunu, bu tarihten sonra yurda döndüğünü ve anlaşma belgesinde belirtilen ödemelerin 11.02.2019 tarihinde yapılmasını beklediğini ve bu süreyi takiben 2 yıl sonra dava açtığını bu nedenle olayların … olmadığını, irade fesadı iddiası yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arabuluculuk sürecinde dosya kapsamına göre davalı işveren tarafından … sözleşmesi feshedilecek çalışanlara fesih hususu ve arabuluculuk görüşmelerinin yapılacağı yönünde fesih tarihinden önce duyuru yoluyla bildirimde bulunulduğu, bu durumun işyeri uygulaması hâline gelmesi sebebi ile çalışanların Şirket merkezinde arabuluculuk görüşmeleri yapılacağı ve görüşmelerde görüşülecek konulara ilişkin genel bir bilgiye sahip oldukları, arabuluculuk görüşmelerinde çalışanların işverence teklif edilen anlaşma üzerinde düşünmeleri, kendi tekliflerini öne sürmeleri için yeterli zamanın sunulduğu, arabuluculuk tutanağının imzalanması hususunda çalışanlara baskı yapılmadığı, departman müdürlerinin işyerine işçi alma ve çıkarma yetkisinin bulunmadığı, … bir projede işe alınacak personelin belirlenmesi yetkisinin yönetimde olduğuna dair anlatımları, dosyaya sunulan uçuş bilgilerinin incelenmesinde 27.01.2019 tarihli uçuş için davacı adına bilet alındığı, davalı işverenlikçe arabuluculuk anlaşma tutanağında öngörülen ödemenin 11.02.2019 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davacının, …’ye döndüğü, davacının en geç ihtiyari arabuluculuk anlaşması gereğince kararlaştırılan ödeme tarihine kadar beklediği kabul edilse bile her iki tarih yönünden işbu davanın açılmış olduğu 07.09.2020 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açılmış olduğu, bu itibarla 24.01.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının imzalanmasında 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 36 ncı ve 37 nci maddesinde yer … irade fesadı hâllerinin bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği ve davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde de açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça, davacı müvekkiline 24.01.2019 tarihinde … projede görev verileceği vaadi ile irade fesadı ve usuli eksiklikler ile baskı altında, hile ve aldatma ile ihtiyari arabuluculuk tutanağı imzalatıldığını, taraflar arasında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (6325 sayılı Kanun) hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, gerek arabulucu gerekse işveren tarafından arabuluculuk süreci hakkında hiçbir bilgilendirme yapılmadan … ilişkisinin devam edeceğine inandırılarak irade fesadıyla ibraname niteliğindeki sözleşmenin imzalatıldığını, müvekkilinin ihtiyari arabuluculuk başvurusu yapmadığını, işveren tarafından ihtiyari arabuluculuk tutanağı imzalamaya yönlendirildiğini ve zorlandığını, dava konusu ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinde hangi alacak kalemi için ne miktarda ödeme yapılacağının açıkça ve ayrı ayrı kararlaştırılmadığını, müvekkiline ödenecek olan tutar bölümüne yazılan 19.660,23 USD’nin müvekkilin ücret alacağı, kıdem ve ihbar tazminatının toplamı olduğunu, diğer alacak kalemlerine ilişkin hiç ödeme yapılmadığını, pasaportu dahi davalı Şirketin elinde iken ihtiyari arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını, müvekkilinin yeniden işe alınacağı ve Tanzanya’daki şantiyeye gönderilceği vaadi ile aldatıldığını, davacının, işe geri alma vaadinin … olmadığını anlamasının 17.01.2020 tarihinde olduğunu, dava tarihi 07.09.2020 itibarıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığını, arabuluculuk tutanağının gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yeniden işe alınacağı ve Tanzanya’daki şantiyeye gönderileceği vaadi ile aldatıldığı ileri sürülmekte ise de, davacının iradesinin bu şekilde sakatlandığı, kendisine böyle bir vaatte bulunulduğu iddiasını ispata elverişli delil sunulmadığı, yargılama aşamasında davacı asılın bu yöndeki beyanının dosyadaki diğer delillerle desteklenmediği, dolayısı ile davacının aldatıldığını öğrendiği tarihten dava tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadığı iddiasına sonuç bağlanamayacağı, Mahkemenin gerekçesinin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri.
2. 6325 sayılı Kanun’un 1, 2, 3, 8, 9, 11, 13, 15, 17 ve 18 … maddeleri, 6098 sayılı Kanun’un 30 ila 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.