Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/198 E. 2023/1038 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/198
KARAR NO : 2023/1038
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2349 E., 2022/2459 K.
Avukat …
DAVA TARİHİ : 03.12.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. … Mahkemesi
SAYISI : 2021/756 E., 2022/381 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin 12 nci maddesinde; asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek davacının ücret, ikramiye, fazla çalışma ücreti, … bayram ve genel tatil ücreti ile ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’i ileri sürdüklerini, dava dilekçesinde bahsi geçen … … sözleşmesinin Üniversite Rektörü tarafından imzalanmadığını ve onaylanmadığını, bu nedenle … … sözleşmesinin yok hükmünde olduğunu, ilgili sözleşmede işveren vekili olarak Başhekim yazılmış ise de Başhekimin böyle bir yetkisinin bulunmadığını ayrıca Rektörlük tarafından Başhekime bu yönde bir talimat da verilmediğini, davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin ilgili maddesinde davacının ücretinin açıkça her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme bulunduğu, davalı vekilinin davalı Kurum kayıtlarında bulunan ve her iki tarafça imzalanan … … sözleşmesinin geçerli olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği belirtilerek belirsiz süreli … sözleşmesinin ve toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilmeden önceki … … sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, davalı tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, Üniversite Rektörünce sözleşmeyi yapma yetkisi verilmemiş bir kişi tarafından imzalanan sözleşmenin geçerli olamayacağını, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçiş aşamasında imzalanan … sözleşmesinde ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırıldığından sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi hükmünün usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi ve toplu … sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının dava konusu fark ücret alacaklarının bulunup bulunmadığı, yargılama giderleri ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23 üncü madde, 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin “Seri davalarda ücret” başlıklı 22 nci maddesi şöyledir :
” İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzden fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %25’i oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir.”

3. Somut uyuşmazlıkta, davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmiş ise de Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2023/200, 186, 185, 182, 179, 178, 187, 198, 197, 196, 195, 194, 269, 189, 177, 193, 192, 190, 205, 204, 203, 202, 199 Esas sayılı 23 adet dosyaya ilişkin davaların aynı gün açıldığı ve tüm duruşmaların aynı gün, aynı Mahkemede yapıldığı dosya kapsamından anlaşıldığından; Mahkemece AAÜT’nin 22 nci maddesi gözden kaçırılarak davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.

4. Diğer yandan tarafların dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda arabuluculuk masrafının tamamının davalıya yükletilmesine karar verilmiş ise de davalının arabuluculuk sürecine katıldığı, arabuluculuk sürecinin tarafların anlaşmaması ile sona erdiği, arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu ve 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiği dikkate alındığında; arabuluculuk masrafının tamamının davalı üzerinde bırakılması da hatalıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “8.412,53 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22 nci maddesi göz önüne alınarak hesaplanan 4.206,27 TL” ibaresinin yazılması,

İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (11) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “Hazine tarafından karşılanan 680.00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 679,20 TL’sinin davalıdan, bakiyesinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.