Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/18862 E. 2023/17273 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/18862
KARAR NO : 2023/17273
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1066 E., 2023/1194 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/251 E., 2023/33 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkileri davacı … İnşaat Gıda Tarım … Ürünleri Taşımacılık Temizlik İşleri İthalat İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti. (… Şirketi) ile davacı … Grup Temizlik Organizasyon Bilişim Sanayi Ticaret Ltd. Şti. (… Şirketi) arasında adi … ortaklığı sözleşmesi olduğunu, adi ortaklık ile davalı … arasında hizmet alım sözleşmesinin imzalandığını, davalı Belediyenin adi ortaklığın adresini yanlış beyan etmesi sebebi ile adi ortaklığa ait işyerinde yürütülen toplu … sözleşmesi sürecinden müvekkillerinin haberdar olmadığını ve toplu … sözleşmesi görüşmelerine katılamadığını, yine aynı nedenle kamu işveren sendikalarından birinin yetkilendirilerek ortaklığı temsilen görüşmelere katılmasının sağlanamadığını, kamu işveren sendikası yetkilendirebilmiş olsaydı adi ortaklık adına imzalanacak toplu … sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının asıl işveren durumundaki kamu kurum ve kuruluşunca müvekkilerine ödenmesinin mümkün olacağını, davalı Belediyenin tam kusurlu olduğunu ve davacı firmanın toplu … sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı vb. alacaklarının belirlenip müvekkiline ödenmesi gerektiğini, Sendikanın da toplu … sözleşmesi sürecinde gerekli özeni göstermediğinden Belediye ile birlikte söz konusu alacaklardan sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 4857 sayılı … Kanunu’na (4857 sayılı Kanun) göre asıl işverenin alt işveren ile birlikte … sözleşmesinden ya da alt işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden müteselsil sorumluluğu bulunmakla birlikte toplu … sözleşmesinde belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar fiyat farkının ödenmesi konusunda mevzuatta özel düzenleme bulunduğunu, müvekkili Belediye tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fikrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen Bando Müzisyenleri Kültür Merkezleri Personel Hizmet Alımı işinin alt işveren … Şirketi ile … Şirketinin meydana getirdiği … ortaklığının üstlendiğini, bu kapsamda çalıştırılan işçilerin üyesi bulundukları Sendika ile yapılmak istenen toplu … sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine Yüksek Hakem Kuruluna müracaat edildiğini ve Yüksek Hakem Kurulunun 13.12.2016 tarihli ve 2016/1996 Esas, 2016/1550 Karar sayılı kararı ile toplu … sözleşmesinin karara bağlandığını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun (4735 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği çıkarılan 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu … Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik (22.01.2015 tarihli Yönetmelik) uyarınca kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen toplu … sözleşmeleri için fiyat farkının ödenmeyeceğini, İdareye 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı da bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, işçi alacaklarının davacı tarafın talebi üzerine Şirket alacaklarından kesilerek ödendiğini, dava konusu talepler bakımından Belediyenin ilgi ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; adi ortaklığın tüzel kişiliğin bulunmadığını, davanın husumet ve dava ehliyeti yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafça her ne kadar bu dava açılmış ise de kendisini bağlayan ve çalıştırdığı işçilere hak doğuran Yüksek Hakem Kurulu kararı ile toplu … sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını ve sözleşmeden doğan haklarının işçilere ödendiğini, toplu … sözleşmesinde yetki işlemlerinin Bakanlık tarafından ve işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu bildirimindeki beyanları esas alınarak e-Devlet sistemi üzerinden yapıldığını, yapılan tebligatların da işverenlerin beyanları doğrultusundaki adreslere yapıldığını, toplu … sözleşmesinden doğan alacakların muhatabının işçiler olduğunu, bu hakların geri alınmasının mümkün olmadığını ve işçilere ödenmesinin zorunlu haklar olduğunu, müvekkili Sendikadan bunun talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanan sözleşme, hizmet alım sözleşmesi ya da teknik sözleşmede toplu … sözleşmesinden kaynaklanan farklılıkların Belediye tarafından ödeneceğine dair hüküm bulunmadığı, toplu … sözleşmesi görüşmelerinde kamu işveren sendikasının görüşmelere dâhil olması neticesinde imzalanan toplu … sözleşmesi artışlarının kamu idaresinden ayrıca talep edilebileceği, aksi takdirde artışların ihale sözleşmesi tarafı kamu idaresinden talep edilemeyeceği düzenlemesi bulunduğu, ilgili mevzuatta özel bir düzenleme olduğu, bu artışlardan dolayı 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca davalı Belediyenin asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğu sonucuna da varılamayacağı, toplu … sözleşmesinden kaynaklanan artışlara dayalı olarak davacıların meydana getirdiği adi ortaklığın hak edişlerinden kesilerek işçilere ödenen paraların davacı Şirketler tarafından istirdatının mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; yetki belgesinde adi ortaklık adresinin “… …” olmasına rağmen toplu … sözleşmesi görüşmeleri sırasında ortaklık adına bu adrese tebligat yapılmadığını, kusurlu Belediyenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, toplu … sözleşmesi görüşmelerine kamu işveren sendikası dâhil edilebilse bağıtlanan toplu … sözleşmesi artışlarının Belediyeden talep edilebileceğini, adi ortaklığın taraf olduğu toplu … sözleşmesi görüşmelerine kamu işveren sendikasının katılamadığını, bunun … sorumlusunun Belediye olduğunu, adi ortaklığın yazılı adresinin hiç değişmediğini, 22.01.2015 tarihli Yönetmelik gereğince de oluşan fiyat farkından davalı Belediyenin sorumlu olduğunu, 22.01.2015 tarihli Yönetmelik’in 5 ve geçici 3 üncü maddelerinin dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, hizmet alım sözleşmesi, teknik şartnameler gözetildiğinde toplu … sözleşmesinden kaynaklanan farkların Belediye tarafından karşılanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığı, davacılar tarafından toplu … sözleşmesi görüşmelerine davalı … tarafından kusurlu şekilde Şirket adresi olmayan bir adres bildirilerek katılmalarının engellendiği ve bu sayede toplu … sözleşmesi görüşmelerine kamu işveren sendikasının katılamaması sonucunun doğduğu ve toplu … sözleşmesinden kaynaklı farkların bu katılım eksikliğinden kaynaklandığı şeklindeki iddialarının ispatlanamadığı, davalı Belediyenin toplu … sözleşmesinden kaynaklanan artışlara dayalı davacı adi ortaklığın hak edişlerinden gerekli kesintileri yaptığı, bu kesintilerin Şirket yetkilisinin Belediyeye yaptığı başvuru üzerine gerçekleştiği, Belediyenin toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacakları ve ücret farklarını adi ortaklığın hak edişlerinden keserek ödediği, yapılan kesintilerin daha sonra adi ortalığı oluşturan Şirketlerce geri istenmesinin herhangi bir hukuki temele dayanmadığı bu itibarla davacıların istinaf taleplerinin yerinde olmadığını gerekçe göstererek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; alt işveren adi ortaklığın adresini hatalı bildirilmesi ve taraflarına tebligat yapılmaması nedeniyle sürecin kamu işveren sendikası tarafından yürütülemediğini ve bu nedenle toplu … sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarını asıl işverenden talep edemediklerini, usulüne uygun tebligat yapılmış olması hâlinde 4735 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği gibi toplu … sözleşmesi sürecinin kamu işveren sendikası tarafından yürütülmesi için yetkilendirilebileceğini ve fiyat farklarının davalı … tarafından ödeneceğini, hatalı adres bildirilmesi sorumluluğunun davalı Belediyeye ait olduğunu, 22.01.2015 tarihli Yönetmelik’in 5 ve geçici 3 üncü maddelerine göre işverenin fiyat farklarını ödemesi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toplu … sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farklarının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4734 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, 22.01.2015 tarihli Yönetmelik.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.