Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/18254 E. 2023/16838 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/18254
KARAR NO : 2023/16838
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1358 E., 2023/1502 K.
DAVA TARİHİ : 08.12.2021
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında … 1. … Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin serigraf baskı operatörü olarak davalıya ait işyerinde 23.07.2019-04.11.2021 tarihleri arasında çalıştığını, … sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak 04.11.2021 tarihinde feshedildiğini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, arabuluculuk tutanağında da sabit olduğu üzere müvekkilinin işe iadesini talep etmeye hak kazanmasına rağmen işe iadesinin gerçekleştirilmediğini ve davalı Şirketin, alacaklarını ödemekten imtina ettiğini, … sözleşmesinin feshi kanuna ve usule aykırı olduğundan bu kapsamda feshin geçersizliği ile işe iade ve işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talepleri net olmadığından taleplerinin açıklattırılması gerektiğini, dava dilekçesinin “Sonuç ve İstem” bölümündeki ifadeler ile “Açıklamalar” bölümündeki taleplerin birbiri ile çelişkili olduğunu, davacı tarafından davalı Şirket yetkililerine yöneltilen talep üzerine davacının … sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldığını, davacının … sözleşmesinin sona erdirilmesi konusundaki talebi ve bu talebinin kabul edilerek davalı ile davacı arasında kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi konusunda varılan anlaşmanın sözlü nitelikte ikale sözleşmesi olduğunu, … sözleşmesinin ikale ile sona ermesi hâlinde işçi … güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağından, davacının … güvencesi hükümlerinden yararlanma hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli ve 2022/227 Esas, 2022/312 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin 2021/356 Esas sayılı dosyasında davacı vekilince işe iade talep edildiği, işe iade talebinin yanında kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin de olduğu, davacıdan talebini açıklamasının istenildiği, davacı vekilince 27.05.2022 tarihli dilekçe ile kıdem ve ihbar tazminatına yönelik tespit taleplerinin yinelendiği, işe iade davası devam ederken … sözleşmesinin askıda olduğu ve henüz devam ettiği dikkate alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının tespiti talebine ilişkin işbu dava tefrik edilerek Mahkemenin 2022/227 esasına kaydedildikten sonra kıdem ve ihbar tazminatı yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Davalı vekilinin gerekçeli kararda davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek hükmün bu yönden tamamlanmasını talep etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih kararı ile davalı vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2022 tarihli ve 2022/2094 Esas, 2022/1850 Karar sayılı kararı ile; dava dilekçesi ile davalı aleyhine açılan davanın netice-i talep kısmında işe iade, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı talep edildiği, anılan dilekçenin “Hukuki Sebepler” paragrafının üstündeki paragrafta ise “Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak tüm nedenlerle sair işçilik hak ve alacaklarımız ile fazlasını talep ve dava etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik feshin geçersizliği ile işe iade ve işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin tespit edilmesine yönelik karar verilmesini teminen işbu davanın açılmasına gerek hasıl olmuştur.” şeklinde paragraf bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince 20.05.2022 tarihli celsede dava dilekçesi yönünden açıklama yapmak üzere iki haftalık süre verildiği, davacı vekilince 27.05.2022 tarihli dilekçe ile “Dava dilekçemizdeki konu ile netice ve talep kısmını daha da açmak gerekirse mahkemenizden feshin geçersizliği ile müvekkilimizin işe iadesi ve boşta geçen süre ücretinin ödenmesi, işe iade olunmadığı taktirde ise işe başlatmama tazminatına hükmedilmesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer hakların faiziyle ödenmesi gerektiğinin TESPİT edilmesi talep etmekteyiz.” şeklinde açıklama yapıldığı, aşamaları yukarıda açıklandığı üzere açılmış bir kıdem ve ihbar tazminatı tespit davası bulunduğu, tarafların istinaf ettikleri kararın 07.09.2022 tarihli tavzih kararı olduğu, davalının cevap dilekçesinde vekâlet ücreti talep ettiği, İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli gerekçeli kararında vekâlet ücreti yönünden hüküm verilmediği, bu durumda İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi kapsamında vekâlet ücretinin hükme eklenmesinde hata bulunmadığı, ancak tefrik edilen dava kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitine ilişkin bir dava olduğundan maktu vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.02.2023 tarihli ve 2022/18112 Esas, 2023/2045 Karar sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince hüküm kurulmayan bir konuda sonradan karar verilmesinin ancak hükmün tamamlanması yoluyla mümkün olacağı, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile genişletilemeyeceğinden Mahkeme kararına tavzih kararıyla vekâlet ücreti eklenemeyeceği, somut uyuşmazlıkta davalının talebi hükmün tamamlanması yönünde olduğu hâlde İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih kararı ile davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde ise isabetli biçimde vekâlet ücretinin hükmün tamamlanması yoluyla hükme eklenebileceği belirtilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararının farklı bir gerekçeyle düzeltilmeye çalışılmasının hatalı olduğu, diğer taraftan Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığına göre, hatalı tavzih kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken yasal şartları haiz olmayacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılamada, davacının işe iade davası devam ederken kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının tespitini talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı, davalı vekilince asıl davada cevap dilekçesinde vekâlet ücreti talep edildiği, bu durumda tefrik edilen dosyada da vekilin görevi devam ettiğinden kurulan hükümde davalı yararına vekâlet ücretine yer verilmesi gerektiği, Mahkemece verilen 04.07.2022 tarihli gerekçeli kararda vekâlet ücreti yönünden hüküm verilmediği, davalı tarafın istinaf başvurusunun bu yönden haklı olduğu, talebin tespit içerikli olması da gözetilerek maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davalı tarafça hükmün vekâlet ücreti yönünden tamamlanması talep edilmesine rağmen talep tavzih olarak kabul edilerek anılan yöntemle hükme vekâlet ücreti eklenmesinin hatalı olduğu, davacının istinaf başvurusunun ise bu yönden haklı olduğu, hatalı olan tavzih kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih kararı ve 04.07.2022 tarihli gerekçeli kararının kaldırılmasına, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davada kıdem ve ihbar tazminatı istenmediği hâlde tefrik kararı verilerek ardından usulden ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararında vekâlet ücretine hükmedilmemesinin ancak istinaf yoluna başvurularak düzeltilebileceğini, tavzih kararı ile vekâlet ücreti verilemeyeceğini, İstinaf Mahkemesinin tavzih kararına karşı yalnızca taraflarınca temyiz başvurusunda bulunulması dikkate alınarak taleple bağlılık ilkesi kapsamında davacının temyiz sebepleri yönünden hüküm kurulması gerektiğini, İstinaf Mahkemesinin yeniden esas hakkında hüküm kurmasının hatalı olduğunu, sadece tavzih kararı hakkında hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden kurulan hükmün bozma gerekçelerine, usule ve kanuna uygun olup olmadığı husundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 115 inci maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Hükmün tavzihi” kenar başlıklı 305 inci maddesi şöyledir:
” (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. “

3. 6100 sayılı Kanun’un “Hükmün tamamlanması” kenar başlıklı 305/A maddesi ise şu şekildedir:
“(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.