Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/18015 E. 2023/16466 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/18015
KARAR NO : 2023/16466
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen müfettiş raporunun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirkete ait işyerinde yapılan denetim sonucunda ….03.2018 tarihli raporun düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, raporun eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olduğunu, söz konusu denetimin işçilerin tamamının şikâyetinden kaynaklanmadığını, tüm işçiler ile işveren Şirket arasında herhangi bir ihtilafın söz konusu olmadığını, buna rağmen işçilerin tamamının şikâyetleri ve talepleri varmış gibi rapor düzenlenerek hemen hemen bütün işçiler için bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesi gerektiğine dair tespit yapıldığını, bu şekilde tespitte bulunularak işyerindeki çalışma barışınının ve düzeninin bozulduğunu, müfettişin Yargıtay içtihadı olan “Devlet eliyle ihtilaf olmaz.” ilkesine aykırı davrandığını, rapora dayanılarak davacı Şirket hakkında tahakkuk ettirilen idari para cezasına karşı yetkili sulh ceza hakimliği nezdinde itiraz edildiğini, müvekkili Şirket yetkilisi tarafından konulan şerhler, yapılan itiraz ve beyanlar dikkate alınmadan sadece işçi beyanları dikkate alınarak rapor düzenlendiğini, işçi ücretlerinin banka kanalıyla ödendiğini ve elden ödeme yapılmadığını, ücret bordrolarının tamamının işçiler tarafından imzalı olduğunu, bordrolarda yazılı tutarların banka kanalı ile ödenen tutarlar kadar olduğunu, personelin fazla çalışma yapması, … bayram ve genel tatil günlerinde çalışması hâlinde yapmış oldukları bu çalışma karşılıklarının bordrolarda tahakkuk ettirilerek banka kanalıyla ödendiğini, ara dinlenmelerin kanuna uygun olarak kullandırıldığını, aksi yönde yapılan tespitlerin gerçeğe aykırı beyanlara dayandığını, söz konusu teftiş raporunun usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek … … Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen “İşverence Yerine Getirilmesi ve Uyulması Gereken Hususlar” başlıklı ….03.2018 tarihli ve 9678- … sayılı raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; konusu teftiş raporunun iptali olan davada müvekkili Bakanlığın hasım sıfatının bulunmadığını ve davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davanın Bakanlığa değil lehine kazanım olması muhtemel işçilere yöneltilmesi gerektiğini, dolayısıyla tüm işçilerin davaya dâhil edilmesinin zaruri olduğunu, … müfettişlerince davacıya ait işyerinde yapılan denetimler sonucunda düzenlenen rapor ile 4857 sayılı … Kanunu’na (4857 sayılı Kanun) muhalefet edildiğinin tespit edildiğini, iptali istenen … Teftiş Kurulu raporu düzenlenirken işverence sunulan kayıtlar işçilere ait ücret bordroları ve sair bilgi ve belgenin … müfettişlerince tetkik edildiğini, yapılan denetimde davalı işveren tarafından yasal yükümlülüklere aykırı davranıldığının tespit edildiğini, davacı Şirketin söz konusu tespitlerinin aksini yöntemince ispatla yükümlü olduğunu, emsal Yargıtay içtihatları ile de vurgulandığı üzere teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip … müfettişlerince tutulan tutanakların aksinin yine aynı değerde belgelerle kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2018 tarihli ve 2018/96 Esas, 2021/178 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda özetle müfettiş raporunun aksinin ispatlanamadığına dair görüş bildirildiği, dava konusu edilen müfettiş raporunda işçilerin ad, soyad ve kimlik numarası bilgileri zikredilerek her bir işçi bakımından açıkça fazla çalışma hesabının yapıldığı, bu durumda eldeki davanın menfi tespit davası olduğu ve dolayısıyla raporda adları geçen işçilerin davalı sıfatı ile davaya dâhil edilmeleri gerektiği, Mahkemece bu hususta verilen ara karar gereğinin davacı tarafça yerine getirilmediği ve bu surette usulüne uygun taraf teşkili sağlanılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 02.03.2022 tarihli ve 2022/424 Esas, 2022/383 Karar sayılı kararı ile; … müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davaların, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olduğu, her hâlükârda bu davaların taraflarının işçi ve işveren olduğu, İlk Derece Mahkemesince 27.05.2021 tarihli celsede verilen ara karar ile açıklamalı ihtaratlı kesin süreye rağmen davacı taraf ara karar gereğini yerine getirmediğinden dosyada taraf teşkilinin sağlanamadığı, taraf teşkilinin dava şartı olduğu, davada taraf teşkili sağlanamadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair İlk Derece Mahkemesince oluşan kanaat gereği verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.12.2022 tarihli ve 2022/16011 Esas, 2022/17138 Karar sayılı bozma ilâmı ile; davanın davalı Bakanlık ile birlikte sadece şikâyet hakkını kullanan işçiye yöneltilmesi gerektiği, nitekim bu davada verilecek kararın, davanın tarafı olmayan işçiler bakımından bağlayıcı olduğundan söz edilemeyeceği, … müfettişlerince düzenlenen raporlara karşı 4857 sayılı Kanun’un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca açılacak davaların, rapor düzenleme suretiyle işlem tesis eden müfettişlerin bağlı olduğu Kurum ve/veya Bakanlık ile şikâyette bulunduğu tespit edilebilen işçiye karşı yöneltilmesi gerektiği, tespite dair hakkın ilgilendirdiği işçilerin tamamının davaya dâhil edilmelerinin gerekmediği Mahkemece davacıya süre verilerek şikâyet hakkını kullanan işçinin yöntemince davaya dâhil edilmesinin sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; son celsede taraflar katılmadığından beyanlarının alınamadığı, davacı vekilinin e-duruşma istemi kabul edildikten sonra duruşmaya katılamayacağından mazeret dilekçesi sunmuş olması nedeni ile e-duruşma yapılamadığı ve dosya kapsamına binaen yargılamanın sürüncemede kalmaması için mazeretin reddine karar verildiği, somut olayda eldeki davanın işveren tarafından … müfettişi raporuna karşı açıldığı, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda özetle müfettiş raporunun aksinin ispatlanamadığına dair görüş bildirildiği, dava konusu edilen teftiş raporunda işçilerin ad, soyad ve kimlik bilgileri zikredilerek her bir işçi bakımından açıkça fazla çalışma hesabı yapıldığı, bu durumda davanın işverence açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğu, bozma ilâmı gereğince, … … Teftiş Kurulu müfettişleri tarafından düzenlenen dava konusu inceleme raporunda şikâyetçi olarak belirtilen işçi E.Ü..’nin davalı sıfatı ile davaya dâhil etmesi ve yargılama giderini tamamlaması hususundaki ihtaratlı kesin mehil içeren tensip zabtının davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, kesin süreye riayet edilmeyerek gereği yerine getirilmediğinden, dosyada taraf teşkilinin sağlanamadığı, taraf teşkili dava şartı olup eksikliği tamamlanabilecek nitelikte olduğundan davacıya eksikliği tamamlaması için bozma tensip zaptı ile ihtaratlı kesin süre verildiği, ancak eksiklik giderilmediğinden davanın esasına girilemediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; şikâyetçi işçinin davaya dâhil edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu teftiş raporunun, davalı Bakanlık tarafından müvekkili Şirket hakkında düzenlendiğini, şikâyetçinin davada taraf sıfatı bulunmadığını, davanın, taraf sıfatı bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına karşı yürütülerek esasa girilmesi gerektiğini, çalışan tüm işçiler ile müvekkili işveren arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, buna rağmen gerçeğe aykırı iddialarla rapor düzenlenerek devlet eliyle ihtilaf yaratıldığını ve kıyas yasağına aykırı hareket edildiğini, kaldı ki ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hâllerde, işçinin söz konusu aykırılığa ilişkin itiraz hakkını mevcut durumu öğrenme gününden başlayarak altı … günü içinde kullanması gerektiğini, işçilere hak ettikleri tüm ücretlerin eksiksiz olarak banka kanalı ile ödendiğini, teftiş raporunun yalnızca işçi beyanları dikkate alınarak taraflı düzenlenmiş olduğunu, müvekkili Şirket yetkilisinin beyanlarının dikkate alınmadığını, … bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar karşılığının ödenmediği yönündeki tespitin gerçeği yansıtmadığını, işçilerin izinli ve/veya raporlu oldukları ve dolaysıyla çalışmadıkları günler dışlanmadan yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, fazla çalışma ücreti hesaplanırken, dışlama yapılması gerekirken yapılan ödemelerin mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişiden ek rapor alınması ve yerinde inceleme yapılması konusundaki taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, eksiklikler giderilip bilirkişi ek raporu alınmaksızın hüküm kurulduğunu, tanık beyanlarına göre davanın reddi gerektiğini, müvekkili Şirkette personelin fazla çalışma yapması, … bayram ve genel tatil günlerinde çalışması hâlinde karşılığı ücretlerinin bordrolarda tahakkuk ettirilerek banka kanalı ile ödendiğini beyanla ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; husumet, taraf teşkili ve bozma sonrası yürütülen yargılamada, bozma ilâmına usule uygun biçimde uyma kararı verilip verilmediği ve tarafların hukuki dinlenilme haklarının ihlâl edilip edilmediği konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun’un 91 inci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
“…
(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/77 md.; Değişik fıkra: 12/10/2017-7036/13 md.) İşçilerin kanundan, … ve toplu … sözleşmesinden doğan … alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, … sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilir.
3. 4857 sayılı Kanun’un 92 nci maddesi ise söyledir:
“91 inci madde hükmünün uygulanması için … hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan … müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, … için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
(Değişik ikinci fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli … müfettişleri (…)tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; … müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
(Değişik üçüncü fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili … müfettişleri (…) tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. … müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili … mahkemesine itiraz edilebilir. … mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması … mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.”

4. 31.10.2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … … Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 43, 44, 45, 46 ve 47 nci maddeleri.

5. 19.04.2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Teftişi Hakkında Yönetmelik hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Dairece hükmün bozulmasından sonra devam olunan yargılamada İlk Derece Mahkemesince, 01.02.2023 tarihli tensip zaptı ile davacıya bozma ilâmında belirtilen hususta şikâyetçi işçiyi davaya dâhil etmesi için süre verilerek, eksik yargılama giderini tamamlaması hususunda kesin mehil içeren ihtarata yer verilmiş ve bilahare tensip zaptının davacı vekiline tebliğine rağmen verilen kesin sürede gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. Dosya içeriğine göre tarafların bozmaya karşı beyanları alınmadan ilk celsede karar verildiği, davacı vekilinin duruşmaya katılamayacağınına yönelik mesleki mazeret bildirmesine rağmen yargılamanın sürüncemede kaldığı gerekçesiyle kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Ancak davacının bozma sonrası yürütülen yargılamada, daha önce talike mahal vermediği, duruşmaya katılamamasına ilişkin mazeretini açıkladığı anlaşılmakla davacı vekilinin mesleki mazeretinin yazılı şekilde reddedilmesi isabetli değildir.

3. İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, tarafların yöntemince duruşmaya davet edilerek bozma ilâmına karşı diyeceklerinin sorulması ve taraf beyanları alındıktan sonra Dairemizin 20.12.2022 tarihli bozma ilâmında belirtilen esaslar doğrultusunda yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesidir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın usulden reddine dair karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.