Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/17436 E. 2023/14381 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/17436
KARAR NO : 2023/14381
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2022/39 E., 2023/81 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 11.11.1996 ile 15…..2015 tarihleri arasında davalı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı … Öğrenci Yurdunda hizmet alım sözleşmeleri kapsamında değişen alt işverenler nezdinde temizlik işçisi olarak kesintisiz şekilde çalıştığını, davalı Şirketlerin oluşturduğu … ortaklığı tarafından 15…..2015 tarihinde … sözleşmesinin feshedilmesi üzerine, feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davalılar aleyhine açılan … 3. … Mahkemesinin 2015/350 Esas, 2015/590 Karar sayılı işe iade davasının kabul edildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2017 tarihli ve 2016/8348 Esas, 2017/353 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğini, yasal süresi içerisinde davacının işe başlatılması hususunda davalılara başvurulmasına karşın işe davetin söz konusu olmadığını ileri sürerek … güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca anahtar teslim esasına göre tesis edilen hizmet alım sözleşmesi gereğince işi üstlenen firmanın işçisi olduğunu, davacı ile müvekkili Kurum arasında … sözleşmesinin olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili Kurum ile yüklenici şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili Kurum İl Müdürlüğü ve Yurt Müdürlüğünden gelen bilgi ve belgeye göre; davacının … sözleşmesine, yüklenici firma tarafından müvekkili Kuruma ait kamu malı niteliğindeki bankı izinsiz şekilde evine götürdüğü gerekçesi ile haklı nedenle son verildiğini, davacının … 3. … Mahkemesinin 2015/350 Esas sayılı dosyasında kayden görülen işe iade davası neticesinde davacının yüklenici şirkete işe iadesine hükmedildiğini, davacıyı işe iade yükümlülüğü bulunmayan müvekkilinin boşta geçen süre ve … güvencesi tazminatından sorumlu tutulmasının düşünülemeyeceğini, işçinin süresi içinde usulüne uygun işe başlama talebinde bulunmasının gerektiğini, müvekkili Kuruma böyle bir başvuruda bulunulmadığını, müvekkili Kurum yurtlarının yaz aylarında çalıştırılmadığını, kıdem süresinin hesabında bu sürelerin dikkate alınmasının gerektiğini, müvekkili Kurum kamu kuruluşu olduğu için davacı vekilinin mevduat faizi uygulanması yönündeki taleplerine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2. Diğer davalı Şirketlerce süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli kararı ile; davacı tarafından, davalılar aleyhine … 3. … Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2015/350 Esas, 2015/590 Karar sayılı dosyasına kayıtlı olarak açılan feshin geçersizliği ve işe iade talepli davanın kabulüne karar verilerek davacının davalılardan Prestij Vaşa Temizlik Adi Ortaklığındaki işine iadesine, yasal süre içerisinde başvurusuna rağmen süresi içinde işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 6 aylık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine, davacı işçinin işe iade için işverene süresi içerisinde müracaatı hâlinde 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğine karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2017 tarihli ve 2016/8348 Esas, 2017/5353 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği, Yargıtay ilâmının 24.04.2017 tarihinde davacı vekiline tebliği ile … 6. Noterliğinin 25.04.2017 tarih ve 07903 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalılara başvurarak işe iade kararının uygulanmasını talep ettiği, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği ancak davalıların ihtarnamenin kendilerine tebliğinden itibaren 1 aylık yasal süre içerisinde işe iade kararını uygulamak üzere davacıyı işe davet ettiğinin davalılar tarafından ispatlanamadığı, … sözleşmesinin davalı işverenler tarafından 29.05.2017 tarihinde feshedildiği anlaşılmakla davacının … güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücret alacağı ve diğer haklara hak kazandığı sonucuna varıldığı, davacının hak kazandığı 260 günlük yıllık izin süresinin karşılığı brüt 22.337,29 TL’nin ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle, bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakanlık vekili ile davalı Vaşa Turizm Limited Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 22.12.2021 tarihli ve 2019/2880 Esas, 2021/1917 Karar sayılı kararıyla; feshin haklı nedene dayanmadığı hususunun kesinleşen işe iade davası ile sabit olduğu, davacının davalı Bakanlığa bağlı yurtta … üstlenen davalı Şirketler nezdinde hizmetli olarak çalıştığı, davalılar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davalı Bakanlığın anılan madde uyarınca asıl işveren olarak, davacının … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumluğu olduğu, işyerinde sadece belirli hizmetler konusunda ihale ile hizmet alımı yapıldığından işin anahtar teslimi suretiyle verildiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, davalı Bakanlık vekilinin, aralarındaki sözleşmeye göre yüklenici şirketlerin işçilik alacaklarını üstlendiklerini ve Şirketlere işçilik alacaklarına ilişkin tüm ödemeleri yaptıklarına dair itirazının sözleşmelerin nisbiliği ilkesi ve … hukukunun emredici hükümleri karşısında ilişkiye taraf olmayan işçi açısından bağlayıcı olmaması ve Bakanlığı sorumluluktan kurtarmaması nedeniyle yerinde bulunmadığı, davalı Bakanlığın asıl işveren alt işveren ilişkisi sebebiyle işe iadenin ya da işe başlatmamanın ekonomik sonuçlarından sorumlu bulunduğu, zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı, … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara uygulanacak faiz türü açısından kamu ya da özel sektör işyerleri ya da işverenleri açısından bir ayrım yapılamayacağı, yıllık izinlerin kullandırıldığına ilişkin yazılı delil sunulmadığı gerekçeleriyle davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakanlık vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 31.03.2022 tarihli ve 2022/3411 Esas, 2022/4289 Karar sayılı ilâmı ile; hükme esas alınan raporda davacının davalı Bakanlığa bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumunun … Öğrenci Yurdunda kesintisiz olarak 18 yıl 7 ay 4 gün süreyle çalıştığı kabulüyle değerlendirilme yapılmışsa da dosya kapsamı ve sigorta kayıtlarına bakıldığında davacının yaz aylarında çıkışının verilip Eylül ayında yeniden girişinin yapıldığı, yaz tatili dönemlerinde çalışma yapılmadığına yönelik bildirimde bulunulduğu dönemlerin mevcut olduğunun anlaşıldığı, buna göre dava konusu alacakların hesaplanmasına esas hizmet süresi tespit edilirken Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelindeki süreler esas alınmadan davacının aralıksız çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, hizmet süresinin yeniden tespiti gerektiği ve davacının belirlenen çalışma süresine göre 340 gün yıllık izin hakkından yalnızca 80 gün izin kullandığı belirlenerek alacağa hükmedildiği ancak 80 günlük iznin tamamının çalışmanın 2011 ile 2015 tarihleri arası dönemine ilişkin olduğu görüldüğünden davacının 1996 ile 2010 tarihleri arasında geçen çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmamasının hayatın olağan akışına ters olduğu gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 ve 194 üncü maddeleri gereğince davacının bu hususa dair beyanının alınması gerektiği gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının 1994 ile 2010 tarihleri arasında yıllık izin kullanıp kullanmadığı hususunda beyanı alınarak yeniden belirlenen hizmet süresine göre hesaplamaların yapıldığı 22.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakanlık vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Bakanlık vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı Bakanlığın davacının alacakları bakımından sorumluluğunun olmadığını, davacı işçinin hizmet süresinin hesabında 4 aylık boşta geçen dönemin eklenmesinin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı hesaplamalarına Mayıs 2017 ayı ücreti yerine Haziran 2015 ayı ücretinin esas alınması gerektiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğunun gözetilmediğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hizmet süresinin belirlenmesi, yıllık izin ücreti alacağı ile davalı Bakanlığın harçtan muaf olmasına rağmen harca tâbi tutulmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 31 ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun’un 53, 57 ve 59 uncu maddeleri.

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 492 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin (j) bendinde, genel bütçeye dâhil idarelerin bu Kanun’un (1) ve (3) sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olacağı belirtilmiştir. Somut dosyada, davalı … Bakanlığının harçtan muaf olmasına rağmen yargılama giderleri içindeki harçlardan sorumlu tutulması hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının (3) üncü bendinde yer alan “davalılardan” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine, “davalı … harçtan muaf olmakla, Bakanlık dışındaki diğer davalılardan” ibaresinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.