YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/17361
KARAR NO : 2023/16879
KARAR TARİHİ : 08.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (…) Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Devlet Hastanesinde 01.05.1997 tarihinde işe başlamış olup bu tarihten 30.12.2011 tarihine kadar aralıksız ve kesintisiz olarak çalışmasına devam ettiğini ve 30.12.2011 tarihinde emekliliğe hak kazandığını ileri sürerek bu tarih itibarıyla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını, fesih koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.01.2016 tarihli ve 2015/135 Esas, 2016/16 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2016/30384 Esas, 2020/3842 Karar sayılı ilâmı ile; davacının emeklilik tarihinin netleştirilmesi ve koşulların varlığı hâlinde bu tarihe kadar kıdem tazminatının hesaplanması gerektiği, kıdem tazminatına yürütülecek faizin başlangıç tarihinin fesih tarihi mi yoksa dava tarihi mi olduğu hususunun emeklilik tarihinin netleştirilmesine göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği, ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, … sözleşmesinin emeklilik nedeniyle son bulduğu tarih belirlenerek davacının yıllık ücretli izin alacağı yeniden hesaplanması ve kabule göre de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asılın çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanının alınması gerektiği, davalı İdarenin harçtan muaf olduğunun gözetilmemesinin hatalı olduğu ve hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt tutarlar mı olduğunun hüküm yerinde açıkça belirtilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.05.1997 ve emeklilik nedeniyle … sözleşmesinin sonlandırıldığı 04.10.2009 tarihleri arasındaki kıdem tazminatının kabulü gerektiği, davacı … sözleşmesini kendisi feshettiğinden ihbar tazminatına hak kazanmadığı, yıllık izin alacağı konusunda davacı vekiline davacı asılın beyanı alınmak üzere bir sonraki celse hazır etmesi hususu ihtar edilmişse de davacı asıl hazır edilmediğinden beyanının alınmadığı ancak davalının da davacının yıllık izin kullandığını ispat edemediği, davacının ilk dönem çalışması yönünden yıllık izin alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili İdarenin davacının talep ettiği alacaklardan sorumlu olmadığını, davacı ile müvekkili arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, yıllık izin konusunda davacı asılın beyanının alınmadığını, müvekkili harçtan muaf olmasına rağmen harca tâbi tutulmasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ile davalı İdarenin harçtan sorumlu olup olmadığı ve kıdem tazminatına yürütülecek faiz faiz başlangıç tarihi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 31 inci maddesi ile 124 üncü maddenin dördüncü fıkrası.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla uygulamaya devam olunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesinin üçüncü ve onbirinci fıkraları, 4857 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesi.
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacının … sözleşmesini 04.10.2009 tarihinde sona erdirdiği sabittir. Bozma ilâmında da belirtildiği üzere, davacı … sözleşmesini emeklilik nedeniyle sona erdirdiğinden kıdem tazminatına yürütülecek olan faiz başlangıç tarihi bakımından emekliliğe ilişkin belgenin işverene verilip verilmediği önemlidir. Dosya kapsamında emeklilik belgesinin işverene verildiği ispatlanamadığından kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken fesih tarihinden işletilmesi hatalı olmuştur.
3. 492 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin (j) bendinde, genel bütçeye dâhil idarelerin bu Kanun’un (1) ve (3) sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olacağı belirtilmiştir. Somut olayda bozma ilâmında, davalı İdarenin harçtan muaf olmasına rağmen harçlardan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu belirtilmiş ise de Mahkemece bu husus gözetilmeden davalı İdareye harç yükletilmesi isabetsizdir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının; (2) nci bendinde yer alan “04.10.2009” ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “dava tarihi olan 20.04.2015” ibaresinin yazılması, (5) inci bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “Davalı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına (Mahkememizin 03.08.2016 tarih ve 2016/66 Nolu harç tahsil müzekkeresi ile tahsili istenen 1.391,00 TL’lik harç tahsil müzekkeresinin iptali ile tahsil edilmiş olması tutar varsa tamamının davalıya iadesinin istenmesine),” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.