Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/16300 E. 2023/14382 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/16300
KARAR NO : 2023/14382
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/1181 E., 2023/519 K.
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında … 2. … Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin yurt dışında bulunan şantiyelerinde kamp amir yardımcısı olarak çalıştığını, son net ücretinin saat başı 5,50 USD olmakla birlikte üç öğün yemek, barınma ve ısınma gibi gereksinimlerinin de işverence karşılandığını, sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmaksızın feshedilerek …’ye gönderildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının aldığı son ücretin bordrolarda gösterilen ücret olduğunu, davacıya çalışma dönemleri sonunda gerekli ödemelerin yapıldığını, davacının alacaklarını aldığına dair ibraname ve feragatname belgeleri imzaladığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 2. … Mahkemesinin 10.09.2020 tarihli, 2018/256 Esas ve 2020/223 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporu, … sözleşmesi, dava dilekçesindeki talepler gözetilerek tüm dosya kapsamına göre davacının saat ücretinin net 5,50 USD ve ek menfaatler tutarının ise 150,00 USD olduğu, davalının … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, dosyaya sunulan miktar içeren ancak 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 420 inci maddesindeki zorunlu unsurları taşımayan ibranamelerin makbuz niteliğinde kabulü gerektiği belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

C. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 25.02.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/490 Karar sayılı kararıyla; davacının, davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde kamp amir yardımcısı olarak 14.04.2000 – 10.11.2011, 07.04.2013 – 31.08.2014 ve 09.11.2016 – 08.11.2017 tarihleri arasında aralıklı şekilde çalıştığı, çalışma süresi yönünden talep aşımının söz konusu olmadığı, yemek ve barınma bedelinin yurt dışı çalışmasına ilişkin emsal nitelikteki dosyalardaki tespitler de dikkate alınarak 150,00 USD olarak belirlenmesinde bir hatanın bulunmadığı, davacının kesintili çalışma dönemlerinin tasfiye edilmediği, çalışma süresi belirlenerek fesih tarihindeki kur üzerinden kıdem tazminatı tavanı da dikkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatından ve hesaplanan ihbar tazminatından yapılan ödemeler mahsup edilerek alacak miktarının tespitinde ve %5 genel sağlık sigortası primi dikkate alınarak brüt alacak hesabında bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03…..2021 tarihli ve 2021/5594 Esas, 2021/9895 Karar sayılı ilâmı ile; bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra davalı tarafça 14.04.2000 ile 10.10.2011 tarihleri arasında geçen çalışma dönemine ilişkin olarak ‘‘Final and Settlement and Release’ başlıklı İngilizce yazılı belge ile ekinde davacıya 53.040,63 SR kıdem tazminatı ödendiğine, davacının ücretleri ile kıdem ve ihbar tazminatlarını alarak davalı tarafı ibra ettiğine dair ödeme ve ibraname belgeleri sunulmuş olmasına karşın borcu sona erdirme niteliğine haiz bulunan belgeler yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin eksik incelemeye dayalı ve isabetsiz bulunduğu, Mahkemece fotokopisi sunulan ödeme ve ibraname belgelerinin asılları getirtilerek, davacı asılın diyecekleri sorulmak suretiyle geçerlilik denetimi yapılarak işçinin imzasını taşıyan, fesihten sonra düzenlenen ve savunma ile çelişmeyen, davaya konu hakların sayıldığı ibranamelere değer verilerek, salt miktar içermemesinin ibranameyi geçersiz kılmayacağı gözetilerek, miktar içeren ibranameler makbuz olarak değerlendirilerek; davacının aralıklı çalışmalarının her birinin … sözleşmesinin feshi ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmek ve bu feshe göre işçiye kanuni haklarının ödendiğinin anlaşılması hâlinde önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmek, ödenmediğinin anlaşılması hâlinde ise, aralıklı çalışma süreleri birleştirilerek en son tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşen feshe göre son ücret üzerinden hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi, bu yönde yeni bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulmasına karar verilen bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davacının … sözleşmesinin 10.10.2011 tarihinde sona erdirildiği, aynı tarihte ibranamenin düzenlendiği, düzenleme tarihi itibarıyla … sözleşmesinin sona erdiğinin sabit olmadığı, davacıya üzerinde miktarların yazılı olduğu belgelerin İngilizce hazırlanıp imzalatıldığı ancak ibraname ve feragatname belgelerinin Türkçe matbu hâlde hazırlandığı ve boşluk doldurma şeklinde davacıya imzalatıldığı, ibranamede miktara yer verilmediği, davacının söz konusu belgeleri ülkeden çıkış yapabilmek için imzaladığını, belgelerin okutulmadığını, kendisine de herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade ettiği, Yargıtayın matbu olarak hazırlanıp boşluk doldurma yöntemiyle imzalatılan ibranamelerin, ödemelerin yapıldığı banka kaydı ya da işyeri kayıtları ile ispat edilmediği sürece geçersiz olduğu yönünde kararının bulunduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacıya imzalatılan 10.10.2011 tarihli ibranamenin geçersiz olduğu, davacıya ödeme yapıldığının ispat edilemediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davacının 14.04.2000-10.10.2011 ve 09.11.2016-08.11.2017 tarihleri arasındaki toplam çalışma süresinin 12 yıl, 5 ay, 27 gün olduğu, 08.11.2017 son fesih tarihindeki giydirilmiş ücretin tavan ücretten yüksek olması nedeniyle tavan ücret üzerinden kıdem tazminatının hesaplandığı, ihbar tazminatı bakımından da bozma sonrası her bir dönem yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılmış ise de, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediği ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunun gözetildiği belirtilerek bozma öncesi olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince sunulan temyiz dilekçesiyle; yurt dışı çalışmalarından kaynaklı uyuşmazlığa ilgili ülke hukukunun uygulanması gerektiği, bozma ilâmının gereklerinin karşılanmadığı, 2010-2017 dönemindeki çalışmasına dair sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınmadığı, hiçbir dönemin tasfiye edilmediği, davacının isticvap beyanının usulüne uygun alınmadığı, davacının alacağı bulunmadığı, hesaplamaların hatalı olduğu, sosyal yardım bedelinin fahiş bulunduğu gerekçeleriyle kararın bozularak davanın tümden reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; … sözleşmesine hangi ülke hukukunun uygulanması gerektiği, ibraname ve ödeme belgelerine değer verilip verilmeyeceği ve buna göre davacının hak kazandığı alacakların belirlenmesi noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı … Kanunu’nun 17 ve 32 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

4. 818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) ilgili hükümleri, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 420 nci maddesi.

5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2009 gün, 2009/396 E, 2009/441 K sayılı kararı.

6. Dairemizin 15.02.2022 tarihli ve 2022/1029 Esas, 2022/1771 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
“…6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz.

f)Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27…..2008 tarihli ve 2007/23861 Esas, 2008/17735 Karar sayılı kararı). Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin … … sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2009 tarihli ve 2009/396 Esas, 2009/441 Karar sayılı kararı).

h) İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.6.2010 gün, 2008/33597 E, 2010/20380 K). Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir. …”

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki (3), (4) ve (5) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 5718 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir … sözleşmesinin varlığı karşısında, … hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun … hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa … hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dosyada yer alan ibranamelerin nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
6098 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Kanun’un yürürlükte olmadığı 818 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin … … sayıldığı ibranamenin, irade fesadı hâlleri ileri sürülerek geçersizliği kanıtlanmadığı sürece, ibra iradesi geçerli sayılmalıdır.

4. Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde, “İbraname Feragatname” başlıklı ve içeriğinde el yazısı ile “grup amir yardımcısı olarak 14.04.2000-10.10.2011 tarihleri arasında çalıştığı, … bitimi nedeniyle işten ayrıldığı” yazılı olan, davacının isim ve imzasının bulunduğu, kıdem ve ihbar tazminatlarının tamamının noksansız alındığına dair ibraname ile ekinde davacı adına 53.040,63 SAR (Suudi Arabistan Riyali) kıdem tazminatı tahakkuku bulunan 07.10.2011 tarihli işten ayrılma hesap pusulası ve “Final and Settlement and Release” başlıklı davacı imzasını içeren yabancı dilde düzenlenmiş “53.040,63 SAR ındemnty” açıklamalı belge bulunmaktadır. 818 sayılı Kanun döneminde tanzim edilen, işçinin imzasını taşıyan, fesihten sonra düzenlenen ve savunma ile çelişmeyen, davaya konu hakların sayıldığı ibranamelere değer verilmesi gerekmekte olup, salt miktar içermemesi ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmamaktadır. Miktar içeren ibranameler ise makbuz olarak kabul edilmelidir. Buna göre, yukarıda sayılan “ibraname-feragatname” başlıklı belge ile ekinde yer alan miktar içeren belgeler birlikte değerlendirilerek kıdem ve ihbar tazminatı açısından içerikte yazılı miktar yönünden makbuz hükmünde kabul edilmeli, ödenen miktar kıdem ve ihbar tazminatı alacağından mahsup edilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.

5. Ayrıca, bozma sonrasında davalı tarafından dosyaya sunulan 17.10.2017 tarihli “ibraname-feragatname” başlıklı belge içeriğinde yazılı 1.155 USD ihbar tazminatı alacağının davacının banka hesabına ödendiği iddia edildiğinden, bu hususta davacı tarafın beyanı alınmak ve dosya içerisinde mevcut banka hesap dökümleri ile karşılaştırılarak değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu hususlar gözetilmeden verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.