Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/14959 E. 2023/14479 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/14959
KARAR NO : 2023/14479
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2017/35 E., 2023/543 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.09.2009 – 01.03.2013 tarihleri arasında en son aylık net 1.000,00 TL ücret üzerinden asıl işveren davalı … AŞ’nin alt işvereni olan dava … Şirketinde çalıştığını, davalı … AŞ’de çalışan müşteri danışmanlığı hizmeti gören işçilerin yılda en az 3-4 ikramiye daha fazla ücret aldıklarını, sosyal yardım ve haklardan faydalandıklarını, 1.500,00 TL – 2.500,00 TL ücretler ile çalışan işçiler ile müvekkili arasındaki eşitsizliğin giderilmesini, davalılar arasında muvazaa bulunduğunu, asıl işverenin alt işveren işçileri üzerinde yönetim hakkını doğrudan kullandığını, … Şirketinin farklı tüzel kişilik olmasına rağmen hisselerinin önemli bir kısmı … … Şirketine ait olduğunun, çalışma şartlarının, personel giderlerinin, işe alınma ve çıkarılmaya yönelik kriterlerin … … Şirketi tarafından belirlendiğini ileri sürerek ücret farkı, ilave tediye, ikramiye alacağı, yemek bedeli, fazla çalışma, altıncı gün prim alacağı, … bayram genel tatil ücreti ve giyecek yardımı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın ücret alacağını ilişkin taleplerinin bir kısmının zamanaşımına uğradığını, davacının dava dışı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ’de çalıştığını savunarak davanın husumetten reddini istemiştir.

2. Dâhili davalı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesini 17.02.2015 tarihli ve 2014/555 Esas, 2015/73 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın … … ile … Şirketi arasında kurulan ilişkinin muvazaalı olduğunu, asıl işveren alt işveren ilişkisinde dahi çağrı merkezi işinin başkasına devredilemeyeceğini, yapılan işin işkolu açısından haberleşme işine özgü olduğunu ileri sürdüğü, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2014/8265 Esas, 2014/8309 Karar sayılı ilâmı ile davalı Şirketler arasında muvazaalı bir ilişki olmadığının belirtildiği, … Şirketinin … Şirketinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olup faaliyet alanı kapsamında başkaca firma ve kuruluşlara hizmet sunan tüzel kişiliğinin bulunduğu, … Şirketi ile … AŞ’nin farklı işkollarında faaliyet gösterdiği, … Şirketinin ticaret, büro, eğitim ve … sanatlar işkoluna girdiği, … AŞ’nin ise haberleşme işkolunda olduğu, 14.04.2009 tarihli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca usulune uygun olarak alınmış işkolu kararının davacının işe girdiği tarihten önce olduğu, davalılar arasında imzalanan çağrı merkezi işletim sözleşmesine göre danışmanlık, rehberlik ve çağrı merkezi işinin yapılıyor olduğu, çağrı merkezi hizmetinin … hizmeti dışında kalan ve sektöre özgü olmayan bir hizmet türü olması nedeniyle yapılan işin haberleşme işine özgü olduğunu ileri sürmenin mümkün bulunmadığı, bu itibarla davalılar arasında muvazaanın varlığının Yargıtayın son içtihatlarına göre kanıtlanlamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin ….12.2016 tarihli ve 2015/12172 Esas, 2016/21713 Karar sayılı kararıyla; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve dosya içeriğine göre, davacının hizmet süresinin 01.09.2009-01.03.2013 arası olduğu dikkate alındığında, 05.07.2012 tarihinden önceki çalışması için davalı işyerinde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.05.2012 tarihli ve 2012/11821 Esas, 2012/17360 Karar sayılı kararı ile aynı yönde Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.11.2011 tarihli ve 2011/1609 Esas, 2011/3808 Karar sayılı kararlarında muvazaa kabul edildiği de göz önünde bulundurularak davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davacının fazla çalışma ücreti, … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını da istediği hâlde, Mahkemece bu alacakların reddedilme gerekçesinin kararda tartışılmadığı, gerekçesiz karar yazılmasının, adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçeleri ile hükmün bozulmasına bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma sonrası dosyanın yeniden ele alınarak usul ve kanuna uygun bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiş, davalı tanıkları dinlenmiş, mevcut deliller, bozma ilâmı, muvazaa iddiası, emsal dosya ve toplu … sözleşmesi dikkate alınarak rapor hazırlanması için dosya bilirkişiye gönderilmiş, 27.03.2023 tarihli rapor doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … AŞ vekili; davalılar arasında muvazaanın bulunmadığını, davacının alacaklarından davalı Şirketin sorumlu olmadığını, davacının diğer davalının işçisi olduğunu ve bu nedenle davalının taraf olduğu toplu … sözleşmesi hükümlerinden yaralanmasının mümkün olmadığını, davacının ilave tediye alacağının da bulunmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı … AŞ vekili; Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, bu durumun adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, davalılar arasında muvazaanın bulunmadığını, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının sendika üyesi olmadığını ve bu nedenle davalının taraf olmadığı toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının doğumda olduğu sırada giyecek yardımına da hak kazanamayacağını, ayrıca davacının ilave tediye alacağının da bulunmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde bir Mahkeme hükmünün neleri kapsaması gerektiği açıklanmıştır.

3. 07…..1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de; “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.

2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vâkıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vâkıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.

2.“ Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. … Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. …Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. … Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, …, İkinci Baskı, 2021, s.890-892)

3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.

6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü kuşkudan uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

7. Somut olayda; Mahkemece, bilirkişi raporuna göre karar verildiği belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda başka bir mahkeme dosyasında davalı … AŞ işçisi olduğu iddia edilen dava dışı M.S’ın bordrolarına göre hesaplama yapılmış olup bu kişinin bordroları dosya içinde bulunmadığı gibi davacının emsali olup olmadığına ilişkin de dosya içinde bir delil yoktur. Ayrıca davacının yararlanmasının gerektiği iddia edilen toplu … sözleşmeleri de dosya içinde bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığı gibi Mahkemece de Anayasa’nın ve 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, kararın hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermediği görülmüştür.

8. Bu durumda Mahkemece yapılacak …, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar vermek olmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.