Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/14933 E. 2023/14481 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/14933
KARAR NO : 2023/14481
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1467 E., 2022/1500 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 34. … Mahkemesi
SAYISI : 2017/138 E., 2018/472 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 04.03.2015-20.01.2017 tarihleri arasında diş hekimi olarak sabit ücret + prim sistemi ile çalıştığını, … sözleşmesinin haksız şekilde işveren tarafından sona erdirildiğini, müvekkilinin polikliniğe kendi kazandırdığı hastalardan alınan bedelden tüm malzeme ve vergiler için yapılan harcamalar düşüldükten sonra kalan bedelin %70’inin müvekkiline prim olarak elden ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını ve bu doğrultuda ödeme yapılmakta iken son dönem çalışmasına ilişkin olarak 2016 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ilişkin 22.000,00 TL eksik ödeme yapıldığını, 2016 yılı Aralık ayı ve 2017 yılı Ocak ayı için ise hiç prim ödemesi yapılmadığını ileri sürerek 160.000,00 TL prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, davacı ile müvekkili Şirket arasında davacıya prim ödeneceğine ilişkin yazılı sözleşme ya da taahhütname bulunmadığını, işverenin kaşe ve imzasını içermeyen müsvedde belgelere dayanılarak prim alacağı ispatının mümkün olmadığını, davacı tarafça sunulan e-posta yazışmalarının da … taraflı davacı tarafça gönderilen e-postalar olduğunu, müvekkili Şirket tarafından bu e-postalara cevap dahi verilmediği gibi e-posta gönderilmesi hususunda da davacıdan talepte bulunulmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, 04.03.2015-02.01.2017 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde diş hekimi olarak çalıştığı, taraflar arasında düzenlenen … sözleşmesinde davacıya ücret dışında prim ödemesi yapılacağına ilişkin düzenleme bulunmadığı, davacının işyerinde prim uygulaması bulunduğunu ve prim alacağına hak kazandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının prim ödemelerini elden aldığını, prim hesaplamalarının sunulan dokümanlarda belli olduğunu, hesaplama listelerinin tanık olarak dinlenen N.G. tarafından düzenlendiği hususunun sabit olduğunu, dinlenen tanık anlatımları hiçbir şekilde dikkate alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda sunulan belgelere itibar edilmesi hâlinde hak kazanılan prim alacağının hesaplandığını, davalı tarafın müvekkilinin mesleki tecrübesine ilişkin ithamların gerçeği yansıtmadığını, davalı işyerinde tüm işlerin gayri resmî olarak yapıldığını, davacının bordrolarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, emsal ücret araştırmasına ilişkin yazı cevaplarından da görüleceği üzere davacının asgari ücret ile çalışmasının mümkün olmadığını, resmiyette gösterilmeyen prim alacağı hususunda da davalı tarafça usul ve kanuna aykırı davranış geliştirilmesinin hukuk sistemince korunmaması gerekeceğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında düzenlenen … sözleşmesinde davacıya prim ödeneceğinin hüküm altına alınmadığı, imzalı ücret bordrolarında prim tahakkukunun bulunmadığı, davacı tarafından sunulan bir kısım belgelerde davalı işverenin kaşesi veya davalı işveren yetkilisinin imzasının bulunmadığı, el yazılı olan kayıtların davacı tanığı olan N.G. tarafından düzenlendiği; fakat bu kayıtların davacının prim alacağına hak kazanması için elverişli delil niteliğinde olmadığı, üstelik işbu tanık tarafından işyerinde çalışan doktorlara prim verilmesi yönünde bir uygulama olmadığının da beyan edildiği, salt davacı tanıklarının beyanlarıyla prim alacağının ispatının mümkün olmadığı gibi davacı tanığı H. . ile davacı tanığı B.E’nin işyerinde çalışan kişiler olmadıkları ve prim uygulamasına ilişkin bilgilerinin bulunmadığı, diğer davacı tanığı Ş.D’nin ise ”… davacının kendi hastalarına baktığı, aylık maaş+prim ile çalıştığı, baktığı hastalardan oluşan gelirden belli oranda prim aldığı ancak anlaşma şeklini bilmediği, son üç aylık priminin ödenmediği …” şeklindeki beyanının … başına ispat vasıtası olamayacağı göz önüne alındığında; ispatlanamayan prim alacağı bakımından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki iddialarının yanı sıra, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin hatalı olduğunu, tanık anlatımlarının yanlış değerlendirildiğini, işçi lehine yorum ilkesine aykırı olacak şekilde işveren lehine karar verildiğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.