Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/14704 E. 2023/12449 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/14704
KARAR NO : 2023/12449
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2022/638 E., 2023/161 K.
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı … AŞ (AEDAŞ) tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davacıların murisi …’ün 30.04.1997 tarihinde davalı asıl işveren görev ve sorumluluğu altında görülmekte olan endeks okuma bölümünde işe başladığını, askerlik görevi için 31.07.1998 tarihinde işyerinden ayrılan müteveffanın askerlik sonrası tekrar eski görevine döndüğü ve çalışmaya başladığını, ancak uzun süre sigortasız çalışan işçinin sigortasının tekrar 28.05.2002 tarihinde başlatıldığını, çeşitli alt işveren şirketler nezdinde ….07.2013 tarihinde vefat edene kadar kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığını, geriye mirasçı olarak eşi ve çocukları olan davacılar kaldığını, davalıların davacıların kanuni haklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiğini, kullanmadığı yıllık izinlerin bulunduğunu, dinî bayramların ilk 2 günü hariç çalıştığını, çalışmış olduğu dönem boyunca her gün sabah 08.00’de işe başladığını, yazın 20.30, kışın ise 18.30’a kadar çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, … bayram ve genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı AEDAŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin 14.04.2006 tarihinde kurulmuş bir Şirket olduğunu, 28.05.2013 tarihinde …’ın özelleşmesi sonucu Şirketin devralındığını, dolayısıyla davacının talep ettiği 1997-2013 yıllarına ait dönemden …’ın sorumlu olduğunu, husumet itirazı ile zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının Şirketlerinde çalıştığına ilişkin herhangi bir kayıt mevcut olmadığını, davacının sigortasız çalıştığına ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalı Şirket, davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.04.2016 tarihli ve 2014/534 Esas, 2016/315 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar doğrultusunda kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabülüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.10.2020 tarihli ve 2017/17030 Esas, 2020/12480 Karar sayılı ilâmı ile; hizmet süresi ile ilgili gerekli araştırmanın yapılması amacıyla Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.04.2022 tarihli ve 2020/510 Esas, 2022/172 Karar sayılı kararı ile; bozma doğrultusunda yargılama sonucunda dava dışı şirketler ile davalı AEDAŞ arasında hizmet alım sözleşmeleri yapıldığı, davacının son çalıştığı Şirketin davalı … olduğu ve davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabülüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı AEDAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 02.11.2022 tarihli ve 2022/13568 Esas, 2022/14126 Karar sayılı ilâmı ile; davalı alt işveren vekili tarafından, davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu, alt işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin asıl işverene sirayet edeceği, bu nedenle ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak yeni kurulacak hükümde diğer davalının temyizi olmaması nedeniyle davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakların korunması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının fazla çalışma alacağı bakımından zamanaşımına uğrayan kısım mahsup edilerek davalı AEDAŞ’ın sorumluluğunun belirlendiği, usuli kazınılmış hak gereğince diğer davalının zamanaşımı def’inden yararlanamayacağı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı AEDAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; husumet itirazında bulunduklarını, davanın dava dışı şirketlere ihbar edilmediğini, diğer davalı ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 147 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı AEDAŞ vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece fazla çalışma alacağına ilişkin hüküm fıkrasında tüm alacaktan her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduktan sonra davalı AEDAŞ yönünden sorumluluğun tespit edilmesi infazda tereddüt oluşturacak niteliktedir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı AEDAŞ vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı AEDAŞ vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin çıkartılarak yerine,

“3-Davacının fazla çalışma ücretine ilişkin talebinin KABULÜ ile, 12.774,98 TL net fazla çalışma ücretinin (davalı AEDAŞ’ın net 12.187,12 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) 4.000,00 TL sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 23.02.2016 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,” bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.