Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/14419 E. 2023/11765 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/14419
KARAR NO : 2023/11765
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

I. BAŞVURU
Başvurucu vekili uyuşmazlığın giderilmesi talepli dilekçesinde; … 15. … Mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi neticesinde, … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 25.05.2023 tarihli ve 2022/1082 Esas, 2023/956 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, ancak bu kararın … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 2020/2381 Esas, 2021/2128 Karar sayılı kararının tam aksi yönünde olduğunu, halbuki her iki karara konu olayda hemen hemen aynı dönemlere ilişkin alacakların talep edilip davacıların da yine davalılarla organik bağ içerisinde olan ….. …. … Bakım ve Tic. AŞ’de (…AŞ) çalışan ve işten çıkartılan işçiler olduğunu, davalılar arasındaki hukuki ve fiili bağı ortaya koyan deliller dahi aynı olmasına rağmen 28. Hukuk Dairesince hangi gerekçelerle hangi delile üstünlük tanınarak mahkeme kararının kaldırıldığının anlaşılmadığını, somut olaylarda davalı şirketlerin içinin boşaltıldığı, mevcut malvarlığına el konulduğu, şirket sahibinin Avustralya’da yakalanıp Amerika’ya iade edildiği gerçeği karşısında, tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması olarak tanımlanan organik bağ teorisinin işbu davada uygulama yeri yok ise başka hiçbir davada yeri olmasının beklenemeyeceğini, Yargıtayın bu konuya dair verdiği güncel kararın hatalı değerlendirilmesi neticesinde işbu davanın davacısı ile birlikte toplam 10 işçinin hakkını elde edememesine neden olunduğunu, aynı şekilde işten çıkarılarak işçilik alacakları için dava açan arkadaşının açtığı davayı kazanmasına güvenip huzurdaki davayı açtığını, o davada verilen şirketler arasında organik bağ bulunduğuna dair kararın kesinleştiğini, bu davada ise neden aksi yönde karar verildiğini ortaya koyacak hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden organik bağın bulunmadığına ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, böylece hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesine aykırı bir durum ortaya çıktığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, aralarında uyuşmazlık bulunan her iki bölge adliye mahkemesi kararının, birebir aynı olaya ilişkin olduğu gözetilmeden Dairece, gerekçede “Her ne kadar davacı taraf bu yönde istinaf denetiminden geçerek kesinleşen dava olduğunu belirtse de, her davadaki delil durumunun kendi içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle yetinildiğini ileri sürerek … Bölge Adliye Mahkemesinin farklı Daireleri arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca 24. Hukuk Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 23…2023 tarihli ve 2023/25 sayılı kararı ile; Başkanlar Kurulunca yapılan inceleme sonucunda … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 2020/2381 Esas, 2021/2128 Karar sayılı kararı ile … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 25.05.2023 tarihli ve 2022/1082 Esas, 2023/956 Karar sayılı kararları arasında, davalılardan … Elektronik Tic. ve Bil. AŞ (… AŞ), … Bilişim ve …. AŞ (… AŞ), SBK … …. …. AŞ’nin davacı işçilerin alacaklarından diğer davalı … AŞ ile birlikte sorumlu olup olmadığı ve açılan davada diğer dört davalıya da husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği hususunda çelişki bulunduğu, … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin kararına konu olayda İlk Derece Mahkemesi kararını davacı ile davalılar vekilinin istinaf etmesi üzerine Dairece, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalılar aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği; bir kısım davalılar vekilinin istinafı üzerine verilen … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 2020/2381 Esas, 2021/2128 Karar sayılı kararında ise başvuruların esastan reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle Başkanlar Kurulunca yapılan değerlendirme neticesinde; … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Daire Başkanlığının görüşü benimsenmek suretiyle görüş ayrılığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Daire Başkanlığına gönderilmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 25.05.2023 Tarihli ve 2022/1082 Esas, 2023/956 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin dava dışı Müflis …AŞ’ye ait işyerinde belirsiz süreli … sözleşmesiyle çalışan davacının işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları ve dava dışı …AŞ ile aralarında organik bağ bulunduğu iddiasıyla davalılar … AŞ, … …. … AŞ ve … … AŞ aleyhine açtığı davada, İlk Derece Mahkemesince davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti taleplerinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği, bu karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dosyada mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre davacının tüm hizmet süresi boyunca dava dışı …AŞ nezdinde çalıştığı, davalılar nezdinde çalışması bulunmadığı gibi davalılara hizmet verdiğine yönelik iddiasını ispat edemediği, davalılar ile dava dışı Şirket arasında 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası anlamında asıl işveren alt işveren ilişkisi veya işyeri devri gibi bir durumun da olmadığı, tanıkların birlikte istihdam ya da işyeri devrine yönelik bir beyanlarının bulunmadığı, her ne kadar ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı işveren Şirket ile davalı Şirketlerin ortaklık yapısında benzerlik bulunsa da bu durumun … başına davalıların işveren olduğu sonucunu doğurmadığı, Mahkemece ortak yapılarındaki benzerlik nedeniyle davalıların sorumlu tutulmalarının hatalı bulunduğu, davacı taraf bu yönde istinaf denetiminden geçerek kesinleşen dava olduğunu belirtse de her davadaki delil durumunun kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle sair hususlara girilmeden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere davanın husumet yokluğundan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

B. … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 Tarihli ve 2020/2381 Esas, 2021/2128 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin davacının davalılardan …AŞ bünyesinde 07.05.2010 tarihinde müşteri ilişkileri yöneticisi olarak çalışmaya başladığı, … sözleşmesinin 28.05.2017 tarihinde feshedileceğinin bildirildiği, davacının işçilik alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibine itiraz edildiği ve davalılar arasında organik bağ bulunduğu iddiasıyla davalılar …AŞ, … AŞ, … …… AŞ, SBK … …. AŞ aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasında, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ticaret sicil kayıtlarında davalı Şirketlerin bir kısmının ortaklarının aynı kişiler olduğu, hisse durumlarının iç içe geçtiğinin görüldüğü, dinlenen davacı tanığı M.’nin “… Davalı şirketler arasında bağ bulunduğunu, yöneticileri ve kurucuları arasında aynı kişilerin bulunduğunu, şirketlerin sahibinin aynı kişi olduğunu, şirket adına kayıtlı… olduğunu, bu jetin …adına kayıtlı olduğunu, uçağın kağıt üzerinde satış olarak gösterip kredi aldıklarını, kredi ile şirkete nakit girişinin sağlandığını, uçağın önce … Jet’e sonra ticari ünvanı değişen SBK …’e geçtiğini, bu şirketin sahibinin de …’in sahibi olduğunu…” şeklinde beyanda bulunduğu, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davalı Şirketler arasında organik bağın sabit olduğu, her ne kadar davacı yalnızca …AŞ’nin sigortalısı olarak gösterilmiş ise de Şirketlerin ortaklarının aynı kişiler olduğu ve Şirketlerin birlikte yönetildiği, ortak şekilde faaliyet yürüttükleri sonuç ve kanaatine varıldığı, bu nedenle davalı Şirketlerin icra takibine yapmış oldukları itirazların yerinde olmadığı ve takibe konu borçtan müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar … AŞ, … …… …. …. AŞ’nin istinaf yoluna başvurmaları üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Mahkemenin gerekçeli kararında belirtilen hususlar ve özellikle icra hukuk dosyasındaki kararlar birlikte değerlendirildiğinde davacının işçilik alacaklarının ödenmesinden davalıların birlikte sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Davalı Şirketlerin, davacının …AŞ’de geçen çalışmalarından kaynaklı alacaklarından, organik bağ kabulünden yola çıkılarak sorumlu tutulup tutulamayacağına ve davalı Şirketlerin pasif husumet ehliyetine ilişkindir.

B. İlgili Hukuk
1.Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

2. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re’sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

3. 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

C. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.

2. Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına … olarak değinmek faydalı olacaktır. Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.

3. Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

4. Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup hukukumuzda, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.

5. Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misal olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir. Belirtmek gerekir ki bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.

6. Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.

7. İnceleme konusu uyuşmazlıkta, … Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi ile 24. Hukuk Dairelerinin kararları arasında çelişki bulunduğu belirtilerek çelişkinin giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de … Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize iletilmiş ve Dairemizin 12.09.2023 tarihli ve 2023/14418 Esas, 2023/11764 Karar sayılı kararı ile “Uyuşmazlığın davalı Şirketlerin, davacının …AŞ’de geçen çalışmalarından kaynaklı alacaklarından, organik bağ kabulünden yola çıkılarak sorumlu tutulamayacakları şeklinde ve ayrıca davalılar … AŞ, … …… …. …. AŞ aleyhine açılan davaların husumetten reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 25.05.2023 tarihli ve 2022/1083 Esas, 2023/957 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine,” karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmesi söz konusu değildir.

8. Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR
1. … Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,

2. Dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.