YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13730
KARAR NO : 2023/15835
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2410 E., 2023/387 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/201 E., 2022/996 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı Kurumda alt işveren Şirket elemanı olarak çalıştığını, davalı Kurumun daha önce dava açarak hizmetlerini tespit ettiren alt işveren işçilerin tamamını asıl işçisi kabul edip kadroya aldığını, müvekkilinin de bu şartları taşıdığı hâlde başvurusunun işleme alınmadığını, müvekkili davalı Kurumun asıl işlerinde çalıştığından müvekkilinin davalının asıl işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; danışmanlık hizmet alımı ihalelerinin mevzuata uygun yapıldığını, davacının dava açmış olduğu ihaleli sözleşmenin zaten uzmanlık isteyen işler içinde yer aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Dâhili Davalı … Müş. Hizm. AŞ vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazları olduğunu, müvekkili Şirket ile davalı Kurum arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, Karayolları Genel Müdürlüğünün ihale makamı olduğunu, davacının yaptığı işin bizzat müvekkili Şirketin edimini ifa kapsamında olup davalı Kuruma doğrudan bir hizmet vermesinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Dahili Davalı Enzel Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davalı Kurumdan ihale ile alınan işin yardımcı … olduğunu, muvazaalı olmadığını, davacıyla hizmet ilişkisinin sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin davanın esastan reddine yönelik emsal kararlarının Yargıtayca onandığı; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (4734 sayılı Kanun) 48 inci maddesinin İdareye tanıdığı yetki dikkate alındığında davacının sözleşme ile belirlenen işler dışındaki işlerde çalıştırıldığına ilişkin dosyada delil bulunmadığı, davalı İdarenin çalıştığı Şirketin ayrı bir organizasyon yapısına sahip olduğu, davalı İdarenin muvazaya dayanak gösterilen işlemlerinin asıl işveren sıfatının davalı Kuruma tanıdığı haklar arasında yer aldığı ve davalı İdare ile Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda ihale ile verilen işin yardımcı … niteliğinde olduğu ve muvazaa olmadığı değerlendirilmiş ise de bu belirlemenin hatalı olduğunu, 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği uyarınca asıl işlerde işin bir bölümünde alt işverenlik ilişkisinin kurulabilmesi için işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren … olması gerektiğini, bu koşula uymadan asıl işin bölünerek alt işverene verilmesinin mümkün olmadığını, asıl işverenin kanun yolunu dolanarak alt işveren tarafından çalıştırılmak suretiyle davacının haklarının kısıtlandığını, teknik şartnamede belirtilen işlerin doğrudan asıl işverenin işi olduğunu, dosyaya alınan raporda davacının davalının asıl işçisi olduğunun tespitine ilişkin değerlendirme yapılmadığını, yüklenici olarak adlandırılan firmaların 4734 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hizmet türlerini yerine getirmekten ziyade işçi temin eden şirketler olduğunu, işçileri eğitenin davalı olduğunu, izinlerin davalıdan alındığını, çalışılan ekipmanların bizzat davalıya ait olduğunu, ücret ödemelerinin davalı tarafından banka hesaplarına yatırıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan işin asıl … yanında yardımcı … niteliğinde ve teknik gereksinim nedeniyle gerçekleştiği, ayrıca genel … akışını etkileyebilecek nitelikte olan işçilere izin verilmesi, yapılan işlerin kayıt altına alınması, işin icrası sırasındaki işçilerin çalışma durumları ile ilgili değerlendirmeler ve işyerinin genel düzeninin sağlanmasına yönelik emir ve talimatların asıl işveren sıfatının davalı Kuruma tanıdığı haklar arasında bulunduğu, mevcut bordrolardan ödemelerin yükleniciler tarafından yapıldığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi
gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; temyiz başvuru dilekçesinde istinaf başvuru sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile davalı Şirketler arasında alt işveren asıl işveren hukuki ilişkisinin bulunup bulunmadığı, varsa muvazaalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
“Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde … alan ve bu … için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile … aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, … sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. …”
3. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesine göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
4. Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartları” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ( b) bendi şöyledir:
“Alt işverene verilen …, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen … işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir … olmalıdır.””Alt işverene verilen …, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen … işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir … olmalıdır.”
5. 6001 sayılı Kanun’un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 211 inci maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.