YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13702
KARAR NO : 2023/16367
KARAR TARİHİ : 31.10.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2616 E., 2023/781 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 35. … Mahkemesi
SAYISI : 2018/356 E., 2021/608 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat … ile davacı vekili Avukat … geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalı Şirkette 10.03.2012’de işe başladığını, son aylık ücretinin brüt 51.864,50 TL olduğunu, satıştan departman başkanı olarak çalıştığını, … sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davacı işçiye her sene sonunda yıllık prim ödendiğini ancak 2013-2014-2015-2016-2017 yıllarında bu primlerin davalı Şirket tarafından sebepsiz ve haksız bir şekilde ödenmediğini belirterek prim alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket nezdinde uygulanan performans prim prosedürleri ile primin geciktirici şarta bağlı bir borç olarak düzenlendiğini, dava konusu yıllarda primin bağlı olduğu şart gerçekleşmediğinden davacı işçinin performans prim alacağına hak kazanmadığını, davalı Şirket nezdinde prime hak kazanma koşullarının işçinin davalı Şirket nezdinde en az 1 yıllık çalışmasının bulunması ve ilgili yılda davalı Şirket için belirlenen mali hedeflerin %100 gerçekleşmesi olarak düzenlendiğini, talep konusu yıllarda davalı Şirketin mali hedeflerini gerçekleştiremediği gibi zarar ettiğinden geciktirici şart gerçekleşmediğini ve dolayısıyla hiçbir çalışanın performans prim alacağı doğmadığını, ilgili mali yılda belirlenen hedefler gerçekleşmediği gibi davalı Şirketin zarar ettiğini, yönetim kurulu kararı uyarınca davalı Şirket çalışanlarının ücret ve 4857 sayılı … Kanunu’ndan (4857 sayılı Kanun) kaynaklanan kanuni hakları dışında kendilerine sağlanacak her türlü ek menfaatin yönetim kurulu onayına tâbi tutulduğunu, ancak davacı işçinin performans primi talep ettiği yıllara ilişkin yönetim kurulunun bu yönde bir kararı olmadığından davacı işçinin ilgili yıllarda prime hak kazanmadığının açık olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının prim almaya 1 yılı dolduktan sonra hak kazandığı, davacının talep ettiği prim ödemelerini hak etmediğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, performans yönetim sistemi prosedürü isimli iç düzenlemenin davacı işçinin imzasına tebliğ edilmediği, davacı tarafından onaylanmayan esaslı değişikliğin davacıyı bağlamayacağı, davacının primlere hak kazanıp kazanmadığına dair performansıyla ilgili somut veriler bulunmadığı, davacının performansıyla davalı firmanın zarar etmesi arasında bağlantı kurulacak bilgi belge bulunmadığı, davacının prim alacağına hak kazandığı, davacıya son iki yılda ödenen primin aylık ücrete oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamaya itibar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Şirket nezdinde uygulanan performans prim prosedürleri ile primin geciktirici şarta bağlı bir borç olarak düzenlendiğini, dava konusu yıllarda primin bağlı olduğu şart gerçekleşmediğinden davacının talep konusu yılda performans prim alacağına hak kazanmadığını, Şirketin ilgili mali yıl içerisinde belirlenmiş olan hedeflerinin %100 oranında gerçekleşmemiş olması hâlinde de çalışanların, performanslarından bağımsız olarak prime hak kazanmadıklarının sabit olduğunu, talep konusu yıllarda davalı Şirketin mali hedeflerini gerçekleştiremediği gibi zarar ettiğinden, geciktirici şartın gerçekleşemediğini ve hiçbir çalışanın performans prim alacağı doğmadığını, davalı Şirketin 2013 yılından beri sürekli zarar ettiğini, Yönetim Kurulu kararı uyarınca Şirket çalışanlarının ücret ve 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yasal hakları dışında kendilerine sağlanacak her türlü ek menfaatin yönetim kurulu onayına tâbi tutulduğunu, ancak davacının performans primi talep ettiği yıllara ilişkin yönetim kurulu kararı bulunmadığını, davacının ilgili yıllarda prime hak kazanmadığının açık olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla prim alacağının maktu değil nispi alacak niteliğinde olduğunu, davalı Şirketin kar oranına ve çalışanın performansına bağlı olarak belirlendiğini, Mahkeme tarafından ortalama alınmak suretiyle davacı lehine hüküm tesis edilen prim miktarlarının hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yönetim Kurulunun kararı ile Şirket çalışanlarına 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan maaş ve yasal haklarının ödenmesi hususu dışında kalan her türlü tazminat, prim ve sair hak ve menfaatin tanınması ve ödenmesi yönetim kurulunun bu konuda alacağı onay kararına bağlanmış ise de, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarihli ve 2022/3716 Esas, 2022/4936 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere prim uygulaması … sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence … taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin işyeri şartı niteliğinde olduğu, her durumda uygulamanın … taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılmasının doğru olmadığı, prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklikte işçinin yazılı onayının alınmasının gerektiği, davalı Şirketçe düzenlenen Performans Yönetim Sistemi Prosedürü isimli iç düzenlemenin ise davacıya tebliğ edilmediği, davalı Şirketin kâr elde etmesine ilişkin … taraflı olarak belirlenen koşulun davacı açısından geçerliliğinin olmayacağı, davacının prim alacağı bulunduğu yönündeki Mahkeme kabulünün dosya kapsamına, emsal kararlara, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.