Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/13699 E. 2023/15848 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13699
KARAR NO : 2023/15848
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/123 E., 2023/57 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03.08.1998-29.02.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığını, kurye olarak işe başladığını, daha sonra sırasıyla davalının Buca şubesinde, Gaziemir Aktarma Merkezinde ve sonra Varyant şubesinde müdür olduğunu, şube müdürü iken baskı ve zorlama ile muvazaalı ve geçersiz acentelik sözleşmesi ile aynı işi yapmaya devam ettiğini, davalı işverenin sendikalaşmayı önlemek ve işçilerin sosyal haklarını kısıtlamak için tüm şubelerini acenteye çevirdiğini, davacıyı da aynı şubede acente göstererek işyerindeki faaliyetine devam ettiğini, acenteliği kabul etmeyenlerin de işine son verdiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil, kötüniyet tazminatı, ikramiye alacağı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesine göre davanın 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesi uyarınca mutlak ticari davalardan olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, tüm alacaklar için zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının davalı Şirkete acenteliğinden doğan vergi borçlarını ödeyemez hâle geldiği için ekonomik sebeplerden dolayı acenteciliği bırakacağını beyan ettiğini, davacının beyanı üzerine 29.02.2016 tarihli fesih protokolü ile acentelik sözleşmesinin sonlandığını, davacının işçi olduğu varsayılsa dahi sözleşme davacı tarafından sonlandırıldığından kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmayacağını, taraflar arasında müdür ücreti ödemesinin söz konusu olmadığını, davacıya faaliyetleri karşılığı fatura mukabilinde hak edişlerinin düzenli olarak ödendiğini, muvazaa olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2016/366 Esas, 2018/165 Karar sayılı kararıyla; davacının başlangıçtan itibaren … sözleşmesiyle davalıya bağlı olarak çalıştığı ve taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğu toplanan delillerden anlaşıldığından davalı tarafın Mahkemenin görevi ve yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı, davacının, kargo taşımacılığı yapan davalının değişik şubelerinde belirsiz süreli … sözleşmesiyle 03.08.1998-29.02.2016 tarihleri arasında 17 yıl, 4 ay, 22 gün süreyle çalıştığı, davalının şube müdürleriyle acentelik sözleşmesi imzalayarak onları alt işveren yapıp bu şekilde çalıştırmak suretiyle kargo taşımacılığı işine kendi ünvan ve markasıyla devam ettiği, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin bu nedenle 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca geçersiz ve muvazaalı olduğu, davacının başlangıçtan beri davalı şirket işçisi olduğu, 17 tam hizmet yılı olan davacının 320 gün ücretli izne hak kazandığı, davacıya izin kullandırıldığının ya da ücretlerinin ödendiğinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, son 12 aylık ücreti ödenmeyen davacının ayrıca yasal … sürelerinin üzerinde fazla çalışma yaptığı ve bir kısım genel tatil günlerinde çalıştığı hâlde ücretlerinin ödenmediği, … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı işveren tarafından kanıtlanamadığı, davacının bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının kıdemi, … sözleşmesinin niteliği ve işyerinde çalışan işçi sayıları dikkate alındığında … güvencesi kapsamında olduğu anlaşılan davacının kötüniyet tazminatı isteminin bu nedenle yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, bilirkişi tarafından hesaplanan fazla çalışma alacağı ile genel tatil ücreti alacaklarından 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52 nci maddeleri uyarınca takdiren %30 oranında indirim yapılarak bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 16.11.2020 tarihli ve 2018/1663 Esas, 2020/813 Karar sayılı kararıyla; davalının görev ve yetki itirazının yerinde olmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, ücret türünden diğer alacaklar için zamanaşımı def’i nazara alınarak karar verildiği, belirsiz alacak davasında iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın alacak miktarının arttırılabileceği, ıslah zamanaşımının söz konusu olmadığı, davacının yaptığı işe ve kıdemine göre aylık 3.000,00 TL net ücret aldığı kabul edilerek yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini işverenin ispat edemediği, davacının çalışma gün ve saatlerini kendisi belirleyen yönetici konumunda bir çalışan olmadığı gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin ….04.2021 tarihli ve 2021/1064 Esas, 2021/7664 Karar sayılı ilâmıyla; dava dilekçesinde açıkça davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığının belirtildiği, dava konusu ücret, ikramiye ve yıllık ücretli izin alacakları bakımından; davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğundan dava konusu kıdem tazminatı, ücret ve yıllık ücretli izin alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, dava şartı yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, fazla çalışma ve genel tatil ücreti yönünden davacı tanığı A.Ç’nin sigortalı hizmet döküm cetveli getirilerek 01.01.2014-29.02.2016 tarihleri arasında davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi belirlenip birlikte çalışma döneminin hesaplamaya esas alınması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma ilâmına karşı davacı vekilince maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine Dairemizin 22.09.2021 tarihli ve 2021/8300 Esas, 2021/12535 Karar sayılı ilâmı ile bozma kararının (2) nci bendinde ücret, ikramiye ve yıllık ücretli izin alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri belirtilmesine rağmen sonuç kısmında dava konusu kıdem tazminatı, ücret ve yıllık ücretli izin alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak dava şartı yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddi gerektiğinin belirtildiği ve böylelikle ikramiye alacağı yerine sehven kıdem tazminatının yazıldığı, bozma kararının (3) üncü bendi yerine de sehven (4) üncü bent olarak yazıldığı anlaşıldığından; Dairemizin ….04.2021 tarihi kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilerek ücret, ikramiye ve yıllık izin alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri ve fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden tanık A.Ç’nin sigortalı hizmet döküm cetveli getirilerek 01.01.2014-29.02.2016 tarihleri arasında davacıyla birlikte çalışma döneminin tespit edilip hesaplamanın buna göre yapılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak dosya kapsamı ve özellikle davacı tanığı A.Ç’nin 01.12.2010-29.02.2016 tarihleri arasında davacı ile birlikte davalı nezdinde aralıksız çalıştığı dikkate alınarak tanığın beyanları ile davacının haftalık 24 saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca 1 Mayıs, 1 Ocak, 29 Ekim ve dinî bayramlar hariç diğer … bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı hâlde ücretlerinin ödenmediği anlaşılmakla bu alacaklar yönünden %30 indirimle hüküm kurulduğu, ücret, ikramiye ve yıllık ücretli izin alacakları yönünden ise davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğu, dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak anılan alacaklara yönelik taleplerin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; ikramiye, ücret, yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davası açılamayacağı gerekçesiyle usulden reddinin hatalı olduğunu, Dairenin önceki görüşüne güvenle açılan davada hukuk güvenliğinin sarsıldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından belirsiz alacak davası olarak ancak şartları gözetilmeden açılan davanın kısmi dava olarak görülebileceğine karar verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinini önceki görüşüne güvenilerek dava açıldığından bu alacakların da kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davada … mahkemelerini görevli ve yetkili olmadığını, davacının, davalının acentesi olup işçi olmadığını, bağımsız tacir olduğunu, vergi kaydı olduğunu fatura kestiğini, işçi sayılsa bile davacının kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, ikramiye alacağının kıdem ve ihbar tazminatına esas alınan ücrete giydirilmesinin hatalı olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin de belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, dava ve ıslaha karşı zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ücret, ikramiye ve izin alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilip edilmeyeceği ve fazla çalışma alacağının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun’un 32, 41, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ve davacı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.