Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/13681 E. 2023/12217 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13681
KARAR NO : 2023/12217
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1417 E., 2023/352 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 26.07.2016 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli kararı ile bozma ilâmına kısmen direnilmiştir.

Direnme kararı süresi içinde davalı … (Vakıf) tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.2022 tarihli ve 2019/9-490 Esas, 2022/102 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.02.2010 tarihinden itibaren davalı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında kamu işçisi statüsünde çalıştığını, müvekkiline ilave tediye ödenmesi gerektiği hâlde ödeme yapılmadığını ileri sürerek ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … (Vakıf) yetkilisi cevap dilekçesi sunmamakla birlikte yargılama sırasında; davacıya yılda iki kez yapılan ikramiye ödemelerinin ilave tediye mahiyetinde olduğunu, bu nedenle ilave tediye alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.07.2016 tarihli ve 2015/534 Esas, 2016/319 Karar sayılı kararıyla; davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında olan davalı Vakıfta 16.02.2010-16.10.2015 tarihleri arasında çalıştığı ve ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi 26.10.2016 tarihli ve 2016/40 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararı ile; davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunması nedeniyle ilave tediye alacağından yararlanması gereken davacıya çalışmaya başladığı tarihten itibaren yıllık iki ücret tutarında ikramiye ödendiğinin dosya kapsamı itibarıyla sabit olduğu, ancak yapılan ikramiye ödemelerinin ilave tediye olarak kabul edileceği hususunda davacının yazılı onayı alınmadığı gibi davalı Vakfın ilave tediye alacağını ödediğini de ispat edemediği anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ancak davalı Vakıf harçtan muaf olduğundan davalı taraftan harç alınmaması gerekirken İlk Derece Mahkemesince aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 27.11.2018 tarihli ve 2018/9784 Esas, 2018/21583 Karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra Fon Kurulu tarafından 2012 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde iki maaş tutarında ikramiye ödenmesine karar verildiğinden Mahkemece, davacının çalıştığı süreye ilişkin sözleşme ve işyeri kayıtları değerlendirilerek, ödenen ikramiye miktarlarının yıllara göre tespiti, ikramiye ödemesi yapılan yıllar için ilave tediyenin ödendiğinin kabul edilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, ikramiyenin dolayısıyla ilave tediyenin ödenip ödenmediği belirlenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca davalı Vakfın yargılama harçlarından muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olmadığından harçtan muaf olduğuna hükmedilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/3789 Esas, 2019/499 Karar sayılı kararı ile; bozma kararının (3) numaralı bendinde yer alan harçla ilgili bozma nedenine uyulmasına, (2) numaralı bendindeki bozma nedenine direnilmesine karar verildikten sonra 2010 yılında düzenlenen … sözleşmesinde ücretin net 900,00 TL olarak kararlaştırıldığı, bu tarih itibarıyla talep edilebilir ücretin dışında kanundan doğan akdi ikramiye alacağının varlığının bozma kapsamı dışında olduğu, 2012 yılı Fon Kurulu kararı sonrasında taraflar arasında düzenlenen 17.07.2012 tarihli … sözleşmesinin 13. maddesinde, Fon Kurulu tarafından alınan özlük hakları ve çalışma şartlarına ilişkin esasların uygulanacağı düzenlenmiş ise de söz konusu Fon Kurulu kararının sözleşmeye ek olarak davacıya gösterilip imzalatılmadığı, sonrasında da davacıya tebliğ edildiğine ilişkin delil sunulmadığı, ayrıca Fon Kurulu kararı doğrultusunda 17.07.2012 tarihli … sözleşmesinde ilave tediye ödenmeyeceğinin açıkça kararlaştırılmadığı, Fon Kurulu kararına atıfta bulunulmasının yeterli olmadığı, … sözleşmesinde sadece ücret dışında yapılacak ödemelerin düzenlendiği, her iki … sözleşmesinde de ilave tediye alacağı ile ilgili açık bir düzenleme bulunmadığı, … sözleşmesinde düzenlenmemesine rağmen kanundan doğan alacak olarak hak kazanılan ilave tediye alacağının davacıya tebliğ edilmeyen idari nitelikte Fon Kurulu kararı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı, … sözleşmesinde ödenmesi kararlaştırılan ikramiye alacağının ilave tediye niteliğinde olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği, akdi ikramiye ile ilave tediyenin farklı alacaklar olduğu, … taraflı idari bir kararla alacağın ortadan kaldırılamayacağı veya yerine başka isimle ödeme yapılamayacağı, aksi durumun 4857 sayılı … Kanunu’nun 22 nci maddesine aykırı olduğu, Fon Kurulu kararının çalışanları bağlamayacağı, ikramiyenin sözleşmeden, ilave tediyenin kanundan kaynaklandığını, ödenmemesi hâlinde ayrı ayrı talep edilebileceği, öte yandan ikramiye ödemesinin ilave tediye olarak yapıldığına ilişkin Fon Kurulu kararı ile 6772 sayılı Kanun kapsamında kamu tüzel kişiliğinin bulunmadığına dair davalı Vakfın savunmasının çelişkili olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.2022 tarihli ve 2019/9-490 Esas, 2022/102 Karar sayılı ilâmı ile; … sözleşmesinde yer alan 13. madde hükmünün tarafları bağladığı, buna göre de Fon Kurulu kararına atıf yaparak ikramiyenin ilave tediye niteliğinde olduğu ve ikramiye ödemesinin ilave tediye yerine geçtiği konusunda anlaştıklarının kabul edilmesi gerektiği, öte yandan dosya kapsamında bulunan bordrolardan davacıya çalışmaya başladığı tarihten itibaren ikramiye ödemelerinin yapıldığı anlaşılmakla davacının çalıştığı süreye ilişkin sözleşme ve işyeri kayıtları incelenerek ödenen ikramiye miktarlarının yıllara göre tespit edilmesi, ikramiye ödemesi yapılan yıllar için ilave tediyenin ödendiği kabul edilip sonucuna göre ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; 16.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Fon Kurulu kararının “Personele her yıl Ocak ve Temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Personele, bu ikramiyeler dışında Mütevelli Heyetince teşvik amaçlı olarak her ne ad altında olursa olsun ayni veya nakdi ödeme yapılmaz.” şeklinde düzenlenmesi uyarınca bu tarihten sonra davacıya ikramiye adı altında yapılan ödemeler nedeniyle davacının ilave tediye talep etme hakkının bulunmadığı, Fon Kurulu karar tarihi öncesi itibarıyla ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili Vakfın kamu tüzel kişisi olmadığından 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılan hesaplamanın da usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıya yapılan ikramiye ödemelerinin tespiti ile tespit edilen ödemelerin ilave tediye ücreti ödemesi olarak kabulü gerektiği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6772 sayılı Kanun’un 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dairemiz uygulamasına göre sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları özel hukuk tüzel kişisi olup 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden değildir. Bu nedenle davalı Vakıf bünyesinde çalışan davacı işçinin 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağına hak kazanması mümkün değil ise de Mahkemece, Dairemizin 27.11.2018 tarihli ve 2018/9784 Esas, 2018/21583 Karar sayılı kararına direnilmiş ve direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.2022 tarihli ve 2019/9-490 Esas, 2022/102 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine bozmaya uyularak hüküm kurulduğu anlaşılmakla temyiz incelemesinin buna göre yapılması gerekmiştir.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.2022 tarihli ve 2019/9-490 Esas, 2022/102 Karar sayılı kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.