YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13468
KARAR NO : 2023/12246
KARAR TARİHİ : 18.09.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/292 E., 2023/1150 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. … Mahkemesi
SAYISI : 2021/548 E., 2022/279 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … 3. … Mahkemesinin 29…..2021 tarihli ve 2021/96 Esas, 2021/242 Karar sayılı kararı ile … … Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası davacı vekilinin talebi üzerine gönderilen yetkili İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla … sözleşmesi askıda olan işçiler bulunduğunu, davalı Sendikanın çoğunluk hesabında dikkate alınmayacak üyelikler nedeni ile toplu … sözleşmesi akdetmek üzere kanunun aradığı çoğunluğu sağlayamadığını, davalı Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince yeterli sayıda üyesi olmadığı gibi işyerinde Bakanlığın yazısında belirtilen işçi sayısından daha fazla işçisi bulunduğunu, yetki tespitinde işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 184 işçinin çalıştığının ifade edildiğini, bunun müvekkili Şirketin kayıtları ile uyuşmadığını belirterek Bakanlığın 23.02.2021 tarihli ve 455538 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi uyarınca davalı Sendikanın yetki tespiti için başvurduğu 19.02.2021 tarihi itibarıyla bulunduğu işkolundaki işçilerin %1,79 oranında üyeye sahip olduğu ve işkolu barajını aştığını, sendika üyeliklerinin ve sendikadan istifaların e-Devlet sistemi üzerinden yapıldığını, yetki başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihinde davacı işyerinde çalışan 184 işçinin 94’ünün davalı Sendika tarafından üye kaydedildiğini, Sendikanın 6356 sayılı Kanun’un aradığı sayısal çoğunluğu sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; yetki tespitine itiraz davasının görevli makamın bulunduğu yer … mahkemesinde açılacağını, görevli makamın … Çalışma ve … Kurumu İl Müdürlüğü olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin … Çalışma ve … Kurumu İl Müdürlüğünün bağlı bulunduğu … … mahkemeleri olacağından yetki yönünden davanın usulden reddi gerektiğini, işveren ve işveren vekillerinin çalışan sayısından düşülmesi gerektiğini, sendika üyeliklerinin e-Devlet sistemi üzerinden gerçekleştiğini, Sendikanın gerekli sayısal çoğunluğu sağladığını, davacının dava dilekçesinde herhangi bir somut delile dayanmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın 23.02.2021 tarihli yazısı ile yetki başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihinde işyerinde 184 işçinin çalıştığı ve Sendikanın 94 üyesinin bulunduğunu tespit ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yetki tespit başvuru tarihinde işyerinde çalışan işçilerin listesinin incelenmesinde işyerinde Bakanlık tespitinde olduğu gibi 184 işçinin çalıştığının anlaşıldığı ancak Y.S. ile T.O’nun işveren vekili oldukları, Ş.Ç. ve Ö.K. isimli işçilerin ise yetki başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihinden sonra Sendika üyesi oldukları tespit edildiğinden bu işçilerin hesaplamadan düşürüldüğü, işyerinde çalışan sayısının 182, sendika üye sayısının ise 94 olduğu, bu durumda davalı Sendikanın yarıdan fazla çoğunluğa %51,65 oranı ile sahip bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda müvekkili Şirketin beyanları ve delillerinin değerlendirilmediğini, bilirkişinin bağımsız, tarafsız ve objektif olmadığını, düzenlediği raporun da hatalı olduğunu, davanın arabuluculuk ile ilgisinin olmamasına rağmen arabuluculuk gideri hakkında hüküm kurulduğunu, bağımsız, tarafsız ve objektif olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen hatalı rapor kapsamında karar verildiğini, bilirkişinin sendika üyelik tarihi ile aynı gün sendika üyeliğinden istifa eden işçiyi üye olarak kabul ettiğini, bilirkişi raporu düzenlenirken yetki tespit başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihinde gerçekleşen üyelik başvurularının başvuru saati tespit edilmeksizin rapor düzenlendiğini, sendika üyesi olduğu iddia olunan işçilerin büyük çoğunluğunun üyelik tarihlerinin davalı Sendikanın yetki tespit başvurusuyla aynı tarih olduğunu, işçilerin tespit başvurusundan sonra üye olma ihtimallerinin kuvvetle muhtemel olduğunu, yetki tespit başvurusu anındaki sendikalı üye sayısını doğru bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bakanlık, Sendika ve SGK’dan gelen ve birbirini tamamen teyit eden belgelere göre yetki tespit anında işyerinde çalışan işçi sayısının 184 olduğu, bir işçinin 15.02.2021 tarihinde işten ayrıldığı, Şubat ayı içerisinde yeni alınan bir işçi olmadığı, bilirkişi tarafından Sendikaya üye işçilerin yapılan dökümünde T.O. ve Y.S. isimli işçilerin işveren vekili olduğu belirtildiği, bu hâlde yetki tespitinde esas alınabilecek işçi sayısının 181 olduğu, davacı tarafça yetki tespit başvurusunun 19.02.2021 tarihinde yapıldığı, çok sayıda işçinin Sendikaya başvuru anından sonra üye olduğunun iddia edildiği, bu nedenle davalı Bakanlık ve Sendikadan işçilerin sendikaya üyeliklerinin hangi tarih ve saatte gerçekleştiğinin belirlenmesi amacıyla müzekkere yazıldığı, gelen müzekkereye cevap yazılarının birbirini tamamen teyit ettiği, anılan müzekkere cevap yazıları incelendiğinde; C.Y., E.K., E.Ş., H.D., H.T., İ.Y., M.D., S.K., T.İ., T.Y., U.Ö., Y.V., Y.Y. Ve Y.E.A. isimli 14 işçinin sendika üyeliklerinin, yetki başvuru anı olan 19.02.2021 günü saat 15.36’dan sonra onaylandığı, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi, Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkındaki Yönetmelik’in 5 inci maddesi ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/8969 Esas, 2013/27669 Karar sayılı içtihadı birlikte değerlendirildiğinde sendika üyeliğinin, sendikanın üyeliği onaylaması ile kazanıldığı, bu hâlde toplam işçi ve sendikalı işçi sayısının sendikanın yetki tespit talep ettiği an itibarıyla değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda 19.02.2021 günü saat 15.36’dan sonra toplam 14 işçinin sendika üyeliğinin kabul edildiği, bu hâlde 19.02.2021 saat 15.36 itibarıyla işyerinde toplam işçi sayısının 181, sendikalı işçi sayısının ise 80 olduğu, sendikalılık oranının %45’e isabet ettiği, yeterli çoğunluğun sağlanamadığı, bu hâlde İlk Derece Mahkemesince davanın kabul edilerek yetki tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin ve davaya konu uyuşmazlığın arabuluculuğa tâbi olmamasına rağmen arabuluculuk ücretine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçe gösterilerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Bakanlık vekili temyiz dilekçesinde; sendika üyeliğine ilişkin mevzuata göre üyelik tarihinin esas alınması gerektiğini, mevzuatta üyeliğe kabul saatinin dikkate alınmadığını, dava konusu yetki tespitinin Bakanlığa ulaşan kayıtlarda başvuru tarihi itibari ile var olan üyelikler gözetilerek yapıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Sendika vekili temyiz dilekçesinde; mevzuat gereğince yetkili sendikanın tespitinde başvuru tarihindeki üye sayısının esas alınması gerektiğini, müvekkili Sendikanın başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihi itibarıyla yetkili sendika olduğu hususunun İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde tespit edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetsiz olduğunu, müvekkili Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla kanuni çoğunluğu sağladığının dosyada mevcut deliller ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, üye sayısından düşülen 14 işçinin başvuru tarihi olan 19.02.2021 tarihinde müvekkili Sendikanın üyesi bulunduğunu, 6356 sayılı Kanun metninde başvuru anı değil başvuru tarihi ibaresinin yer aldığını, 14 işçinin üye sayısından düşülmesi yönündeki kararın kanuna aykırı olduğunu, …’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri gözetilmeksizin kanun ve yönetmelikte yer verilmeyen başvuru anı ve onay anı gözetilerek ve kanun metni aleyhe yorumlanarak sendikaya üyeliği yönünde iradeleri açık olan işçilerin başvuru tarihindeki üyelikleri dikkate alınmaksızın yetki tespitinin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kanunların sendika özgürlüğü ve toplu sözleşme hakkını zedeleyici biçimde uygulanması anlamına geldiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu … sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu … sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu … sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu … sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu … sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı … günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı … günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı … günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı … günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı … Sendikasına yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.