Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/13408 E. 2023/11986 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13408
KARAR NO : 2023/11986
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2022/318 E., 2023/123 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkemesinin ….03.2014 tarihli ve 2013/96 Esas, 2014/35 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece 27.01.2016 tarihli ve 2016/819 Esas, 2016/6 Karar sayılı kararı ile direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararının temyizi üzerine, dosya direnme kararının incelenmesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2020 tarihli ve 2019/(22)9-796 Esas, 2020/871 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece 18.01.2022 tarihli ve 2021/492 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararı karar ile; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4661 Esas, 2022/5408 Karar sayılı ilâmı ile, kararın bozulmasına
karar verilmiş; Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01…..2005 tarihinden itibaren davalı … Bakanlığına bağlı … Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinden ihale ile bilgi işlem ve veri hizmetleri alan dava dışı şirketler nezdinde veri kayıt elemanı olarak çalıştığını, müvekkilinin Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, davalı Bakanlığın ihale ile Hastanenin işlerini verdiği Şirketin çalıştırdığı işçilerin alacaklarından asıl işveren olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının 2011 yılı Ocak ayındaki ücretinin rızası dışında düşürüldüğünü, aynı konuda Bakanlığa bağlı çeşitli hastanelerde çalışan işçiler tarafından dava açıldığını, söz konusu davalarda fark ücretlerin ödenmesine karar verildiğini ve kararların kesinleşmiş olduğunu ileri sürerek fark ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesine hizmet alım sözleşmesi ile … yapan dava dışı şirketlerin çalışanı olduğunu, davanın öncelikle husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında bir … sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin ihale makamı olup yüklenici firmalarla üst işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, davacının alacak ve haklarından yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, yüklenici firmalar ile aralarında yaptıkları sözleşmede tüm işçilerin özlük ve alacak haklarının yükleniciye ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
… 14. … Mahkemesinin ….03.2014 tarihli ve 2013/96 Esas, 2014/35 Karar sayılı kararı ile; davacının 2010 yılı Aralık ayındaki ücretinin rızası dışında düşürüldüğünü, davacının kendilerine yazılı bildirim yapılmadığı için bu indirimi kabul etmediklerini ve bu konuda emsal kararların da bulunduğunu belirterek 2011 Ocak ayından sonra eksik ödenen ücretlerin ödenmesini talep etttiği, 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 62 nci maddesinde yer alan “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.” şeklinde açık hüküm karşısında dosya kapsamında yapılmış olan incelemede davacının 2010 Aralık ayındaki ücretinin, ihaleyi alan yeni alt işveren tarafından 2011 yılı Ocak ayından itibaren düşürüldüğünün görüldüğü, bu hususları göz önünde tutarak hesaplama yapan bilirkişi ek hesap raporunun denetime elverişli olduğu ve bu hesaplamaların hükme esas alındığı belirtilerek, 8.172,80 TL ücret alacağının hüküm altına alınmasına dair davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.09.2015 tarihli ve 2014/13830 Esas, 2015/24620 Karar sayılı kararı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, ücret farkı talep edilen dönemlere ilişkin davacı ile alt işverenler arasında imzalanan … sözleşmelerinin dosyada bulunmadığı, 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca işçinin rızası olmadan ücrette indirim yapılamayacağı dikkate alındığında, bu belgeler olmadan ücretin düşürülmesinin davacının rızası ile olup olmadığı hususunun denetlenemediği, Mahkemece anılan dönemlere ilişkin sözleşmelerin getirtilerek, sözleşmelerde ücrete ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığı ve ücretin davacının rızası ile düşürülüp düşürülmediğinin incelenmesi, ücrete ilişkin düzenleme varsa ve işçinin de imzası bulunuyorsa, imzanın inkâr edilmemesi veya irade sakatlığı ile alındığının ispat edilememesi hâlinde ücret değişikliğinin işçi tarafından yazılı olarak kabulü nedeniyle talebin reddine; yoksa ücret alacağı farkı olduğunun kabulüne karar verilmesi gerektiği, öte yandan işçinin ücretin düşürülmesinden önceki son ücreti esas alınarak, bu ücret ile ödenen ücret miktarları arasındaki farkın tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı
Mahkemenin 27.01.2016 tarihli ve 2016/819 Esas 2016/6 Karar sayılı kararı ile; emsal kararın daha önceden onanmış olması göz önüne alınarak bozma ilâmına direnilmesine karar verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2020 tarihli ve 2019/(22)9-796 Esas, 2020/871 Karar sayılı kararıyla; direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Mahkemece 18.01.2022 tarihli ve 2021/492 Esas, 2022/15 Karar sayılı karar ile; 4857 sayılı Kanun’un 22 inci maddesi uyarınca ücretinde yapılan değişikliğe işçinin rızası ile olduğuna ilişkin davalı tarafından herhangi bir delil sunulamadığı, taraflar arasında düzenlenen, davacıya ücrete asgari ücret artış oranında zam yapılacağına ilişkin bir sözleşme sunulamamış olduğundan davacı işçinin ücretinin düşürülmesinden önceki son ücreti esas alınarak ödenen ücret miktarı ile son ücret arasındaki fark doğrultusunda karar verildiği belirtilip 4.954,46 TL brüt ücret alacağı hüküm altına alınarak davanın kısmen kısmen kabulüne karar verilmiştir

E. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4661 Esas, 2022/5408 Karar kararı ile; davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, Mahkemece herhangi bir gerekçeye yer verilmeden kök bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının ve ek bilirkişi raporunun hangi nedenle hükme esas alınmadığının açıklanmamasının isabetsiz olduğu, konuya ilişkin kesinleşmiş emsal dava dosyaları getirtilip gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyada mübrez bulunan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … 9. … Mahkemesinin 2013/103 Esas ve 2021/71 Karar sayılı hükmüne esas alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak Yargıtay ilâmında da işaret edildiği şekliyle hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve ek rapor alındığı, dosya kapsamından davalı ile dava dışı alt işverenler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiği, konuya ilişkin emsal nitelikte kesinleşmiş yargı kararlarının bulunduğu, davacının 2010 yılı Aralık ayındaki ücretinin 2011 yılı Ocak ayından itibaren ihaleyi yeniden alan alt işveren tarafından düşürüldüğünün tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve 8.172,80 TL ücret alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; işveren sıfatı bulunmayan müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceği için öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davacının Bakanlığın değil İdarede ihale ile … alan yüklenici Şirketlerin çalışanı olduğunu, bilirkişi raporları arasında büyük bir çelişki olmasına rağmen bu hususlara yönelik itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, davanın alt işveren Şirketlere yöneltilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece ilk bozma kararında belirtilen esaslara riayet edilmeden karar verildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fark ücret alacağı bulunup bulunmadığı ile varsa hesabına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun’un) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun’un geçici 4 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun’un 22, 32 ve 62 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.