Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/12837 E. 2023/13529 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/12837
KARAR NO : 2023/13529
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1428 E., 2023/1839 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 15. … Mahkemesi
SAYISI : 2022/524 E., 2022/838 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2022 tarihli kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalı Bakanlığa bağlı Ceza ve İnfaz Kurumu olan Ulucanlar Açık Cezaevinde çalışmaya başladığını, en son olarak yine davalı Kurum bünyesinde Şaşmaz Açık Ceza İnfaz Kurumunda çalıştığını, müvekkilinin üyesi olduğu … Ağaç ve Kağıt Sanayi İşçileri (Ağaç …) Sendikası ile davalı İdare arasında toplu … sözleşmesi imzalandığını, 01.01.2013-31.12.2014 tarihleri arasında akdedilen toplu … sözleşmesinin ücret zammına ilişkin maddesinde sendika üyesi işçilere uygulanacak zam oranının dönem dönem ayrılarak açıkça %4 olarak belirlendiğini, ancak burada belirtilen %4 oranındaki zammın gerçeğe uygun şekilde yapılabilmesi için öncelikle geçmiş yıllardaki artış oranlarının doğru olarak tespit edilmesi ve uygulanması gerektiğini, bu sebeple müvekkilinin bu döneme kadarki ücret artışlarında ilgili sendika ve Bakanlık arasında akdedilen toplu … sözleşmelerinin ücret zammı başlıklı maddeleri gereği devlet memurlarına verilen zam oranında ve söz konusu Bakanlar Kurulu kararı da dikkate alınarak artış yapılması gerektiğini, ancak toplu … sözleşmeleri gereği sendika üyesi işçilere sağlanması gereken zam tutarları ve iyileştirmelerin müvekkili ve arkadaşlarına yansıtılmadığını ileri sürerek müvekkilinin çalıştığı süre boyunca, toplu … sözleşmelerinin ücret zammı başlıklı maddeleri gereği devlet memurlarına verilen zam oranlarında yapılması gereken ve fakat yapılmayan ücret artışının tespitine, davacının dava açılış tarihine kadar aldığı ücret miktarı ile alması gereken miktar arasındaki fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, toplu … sözleşmelerinde işçi ücretlerinin ne şekilde verileceğinin yer aldığını, ilgili maddelerde devlet memurlarına verilen yüzde oranının ifade edildiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) gereğince memurlara denge tazminatı adı altında ücret verilmeye başlandığını, sözleşmelerde devlet memurlarına verilen zam oranı kadar denilmesinin nedeninin aslında işçileri kapsayan 375 sayılı KHK sözleşme gereği yürürlüğe girdiğini, İdarece yapılan işlemler ve ödenen ücretlerin toplu … sözleşmeleri ve mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının hak edilmiş ancak ödenmemiş alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 2008/10 dönemi itibarıyla Ağaç … Sendikasına üye olduğu, sendika üyesi olduğu dönemde davalı Bakanlık ile Ağaç … Sendikası arasında akdedilen toplu … sözleşmesi hükümlerinin davacıya uygulanması gerektiği, toplu … sözleşmesinin 2009-2010 ve 2011-2012 dönemine ilişkin “Ücret zammı” başlıklı 36 ncı maddesinde zam oranlarının düzenlendiği, 2013-2014 dönemine ilişkin toplu … sözleşmesinin “Ücret zammı” başlıklı 35 inci maddesinde, 2015-2016 dönemine ilişkin toplu … sözleşmesinin ise “Ücret zammı” başlıklı 34 üncü maddesinde zam oranlarının düzenlendiği, dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; toplu … sözleşmesi hükümlerinin ücret zammına ilişkin olduğunun tespit edildiği, bu hükümler ile ücret artış oranı konusunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na (657 sayılı Kanun) göre; devlet memurlarına verilen zam oranının uygulanmasının kararlaştırıldığı, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (666 sayılı KHK) uyarınca 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 9 uncu madde uyarınca kamu görevlilerine ödenmesi öngörülen ek ödemelerin ücret zammına ilişkin olmadığı, KHK’nın düzenleniş amacının kamu görevlileri arasındaki ücret eşitliğinin sağlanmasına ilişkin olduğu, kaldırma kararında belirtildiği üzere; davacının söz konusu KHK hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı göz önüne alınarak, davacının taraf olduğu Sendika ile davalı arasında imzalanan toplu … sözleşmesi hükümleri ayrı ayrı incelenerek toplu … sözleşmesinde devlet memurlarına verilen zam oranının davacıya yansıtılacağına ilişkin hüküm bulunduğu dönemler itibarıyla devlet memurlarına verilen zam oranının davacıya yansıtılıp yansıtılmadığı hususlarının tespiti amacı ile bilirkişiden ek rapor alındığı, ek raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili İdare tarafından yapılan işlemlerin toplu … sözleşmesi hükümlerine ve mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, işçinin hak etmesine rağmen ödenmeyen alacağı bulunmadığını, bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Bakanlığa ait Ceza İnfaz Kurumunda 4857 sayılı … Kanunu (4857 sayılı Kanun) kapsamında çalıştığı, Ağaç … Sendikası üyesi olduğu, dava tarihi itibarıyla üye olduğu Sendikayla davalı İdare arasında imzalanmış toplu … sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu, toplu … sözleşmesi hükümlerinin ücret zammına ilişkin olduğu, somut olayda toplu … sözleşmesi hükümleri ile ücret artış oranı konusunda 657 sayılı Kanun’a göre devlet memurlarına verilen zam oranının uygulanmasının kararlaştırıldığı, 666 sayılı KHK uyarınca 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 9 uncu madde uyarınca kamu görevlilerine ödenmesi öngörülen ek ödemelerin ücret zammına ilişkin olmadığı, anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin amacının kamu görevlileri arasında ücret eşitliğinin sağlanması olduğu, buna rağmen davalı işverenlikçe 375 sayılı KHK uyarınca davacıya ek ödeme yapılmasının davacıya aynı düzenlemelerde yer alan daha yüksek ya da farklı oranlarda ödeme yapılmasını talep hakkını vermediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının anılan Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı göz önüne alınarak devlet memurlarına verilen zam oranının davacıya yansıtılacağına ilişkin toplu … sözleşmelerinde hüküm bulunduğu dönemler itibari ile devlet memurlarına verilen zam oranının davacının ücretine yansıtılıp yansıtılmadığının tespit edildiği ve davacının fark ücret alacağının doğru şekilde belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar etmekle birlikte bu itirazlarına ek olarak hükmedilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerinin de kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işyerinde uygulanan toplu … sözleşmeleri uyarınca davacının davacının ücretinin doğru olarak belirlenip belirlenmediği ile buna bağlı olarak fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk,
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 02.11.2011 tarihli ve 28103 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 666 sayılı KHK’nın 1 inci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya aşağıdaki ek madde eklenmiştir:
“EK MADDE 9- Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre almakta olan personele, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personele, subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, sözleşmeli subay ve astsubay adayları ile uzman jandarma ve uzman erbaşlara, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarı dikkate alınmak suretiyle aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, en yüksek Devlet memuru aylığına (ek gösterge dahil), ekli (I) sayılı Cetvelde yer alan kadro ve görev unvanlarına karşılık gelen oranların uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılır.
Ek ödemeye hak kazanılmasında ve bu ödemenin yapılmasında aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye ödemesi, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun yapılan benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin (c) ve (f) fıkraları ve 14/4/1982 tarihli ve 2659 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında döner sermayeden ek ödeme yapılan personele, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin (Ç) fıkrası uyarınca sağlık hizmetleri tazminatı ödenen personele, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 221 inci maddesi, 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ödeme yapılan personele, sözkonusu mevzuat hükümlerine göre ödeme yapılmaya devam olunur ve bunlara bu maddeye göre ayrıca ek ödeme yapılmaz. Bu fıkra kapsamında yer alan idarelerin döner sermaye saymanlık hizmetlerini yürüten personele sözkonusu mevzuat uyarınca döner sermaye gelirlerinden herhangi bir ödeme yapılmaz.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; 21/12/1967 tarihli ve 969 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin son fıkrasında öngörülen ödemelerden yararlananlara, birinci fıkraya göre ödeme yapılmaz. Ancak üretimi teşvik primi ödenen personele, ödemenin yapıldığı tarih ile bir sonraki yılda yapılacağı tarih arasındaki dönemde birinci fıkra uyarınca kadro veya pozisyon unvanları için ödenmesi öngörülen ek ödemenin toplam net tutarı, anılan 3 üncü maddeye göre ödenen üretimi teşvik priminin net tutarına ulaştığı tarihten itibaren birinci fıkraya göre ödeme yapılmaya başlanır.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; kurumlarınca bir kadroya kurum içinden veya kurum dışından vekalet ettirilenlere, vekaletin 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine istinaden yapılmış ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekalet görevinin Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadrolar için ilgili bakan, diğer kadrolar için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, vekalet eden personelin asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadrolar için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) taşıması kaydıyla vekalet ettikleri kadro için öngörülen ek ödemenin asli kadroları için öngörülen ek ödemeden fazla olması halinde, aradaki fark, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görev fiilen yapıldığı sürece ödenir. Ancak, mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, geçici görev, vekalet, görevden uzaklaştırma, hizmet içi eğitim, seminer ve kurs nedenleriyle görevlerinden ayrılanlara vekalet edenlere bu şekilde ödeme yapılmaz.
Ücret ve tazminatları ek 10 uncu maddeye göre ödenenlere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlarda görev yapan personele ve bir kadroya açıktan vekil olarak atananlara bu madde uyarınca ek ödeme yapılmaz.
Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme, bu maddenin yürürlük tarihinden önce hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için şahsa bağlı haklardan sayılmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından önceki kadro veya pozisyonun ücretinin artırılması sonucunu doğurmaz. Bu ek ödeme, fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel hakkında, yukarıdaki hükümler esas alınarak ilgililerin yeni kadrolarına ilişkin mali haklarının belirlenmesinde fark tazminatı hesabında dikkate alınmak suretiyle uygulanır.
Kültür ve Turizm Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının, … Kamu Hastaneleri Kurumunun ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün … teşkilatı personeli ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, … … Sağlığı Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü personeline bu madde uyarınca yapılan ek ödemeler döner sermaye bütçelerinden yapılır. Devletin mali imkanlarını gözönünde bulundurmak suretiyle merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde istihdam edilen personele bu madde uyarınca yapılan ek ödemenin tamamını veya bir kısmını teşkilat yapısı esas alınarak merkezi yönetim bütçesinden veya döner sermayesi bulunan kurumlar için döner sermaye bütçesinden yaptırmaya Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Kadro karşılığı sözleşmeli personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele, çalıştıkları birim ve bulundukları pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel için belirlenmiş olan ek ödeme oranını aşmamak üzere, statüleri ile mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak bu madde hükümleri çerçevesinde ek ödeme yapılıp yapılmayacağını, yapılacak ek ödeme oranını sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin belirlemeye, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu ödeme tutarı damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı yönlendirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

3. Dairemizin 30…..2022 tarihli ve 2022/6941 Esas, 2022/8605
Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şöyledir.
“… davacının 666 sayılı KHK uyarınca 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 9 uncu madde uyarınca kamu görevlilerine ödenmesi öngörülen ek ödemelerden yararlanması mümkün değildir.
…”

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.