Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/12416 E. 2023/15049 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/12416
KARAR NO : 2023/15049
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1152 E., 2023/1502 K.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 19. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/500 E., 2022/841 K.
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : … 43. … Mahkemesi
SAYISI : 2022/278 E., 2022/ 377 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenerek ödendiğini, kadroya geçerken … … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından 2019 yılından sonra sözleşmede yer alan ücret artış oranı uygulanmadığı için eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı ve … bayram genel tatil ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesinde; asıl davadaki taleplerini tekrar ederek asıl dava dosyasında, Mahkemece aldırılan bilirkişi kök raporu doğrultusunda ıslah talebinde bulunduğunu, itiraz üzerine düzenlenen bilirkişi ek raporunda hesaplanan alacak tutarları için ikinci kez ıslah talebinde bulunamadığı için ek dava açmak zorunda kaldığını beyanla ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı ve … bayram genel tatil ücreti farkı alacaklarının hüküm altına alınmasını ve dava dosyasının asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili asıl davada verdiği cevap dilekçesinde; kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, yargılama aşamasındaki beyanlarında asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Bakanlık arasında davacının kadroya geçişi sırasında 02.04.2018 tarihinde … … sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ilgili maddesinde işçiye sözleşme süresince asgari ücretin belli bir oran fazlası ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) ile kamu işçilerine ilave tediye ödeneceği hususunun düzenlendiği ve kadroya geçişte imzalanan … … sözleşmesinde kadroya geçiş öncesi alınan ücretten farklı bir ücret belirlemesi yapılmış is, davacının … … sözleşmesini imzalayarak yeni ücretlendirmesini kabul etmiş olacağı, bu nedenle de hizmet alımı ihalesinde yer alan düzenlemenin artık geçerli olmadığı, işçinin rızası alınmadan ücretinin değiştirilemeyeceği ve aleyhe düzenleme yapılamayacağının konuya ilişkin emsal yargı kararları ile kabul edildiği, … sözleşmesi, işyeri kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının talep edebileceği fark ücret, ikramiye, ilave tediye alacağı ile … bayram genel tatil ücreti alacaklarının hesaplandığı denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilerek asıl ve birleşen davanın kabulüne dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının 2018 yılı asgari ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının bir yandan … … sözleşmesinde diğer taraftan da toplu … sözleşmesinde öngörülen ücret kriterlerinin uygulanması talebinin mesnetsiz olduğunu, bu konudaki yaygın kanının, … … sözleşmeleri ve toplu … sözleşmesi hükümlerinin bire bir, … … ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, kaldı ki davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmeyip 2018 yılındaki ücreti korunarak bunun üzerine mevzuata uygun zam oranları uygulandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yüksek Hakem Kurulu kararında ücrete ilişkin bir belirlemede bulunulmayıp 2018-2020 yılları arasındaki zamların sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücretlerine %4 olarak uygulanacağının belirlendiği, bu şekilde kamudaki sürekli işçi kadrolarına geçişin, geçiş anındaki ücret seviyesine göre olacağının tespit edildiği, buna göre hazırlanan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görüş yazısında da asgari ücretin altında ücret olamayacağı için 2019 yılında ücretleri asgari ücretin altında olan işçilerin ücretlerinin asgari ücrete yükseltilerek zammın uygulanması gerektiğinin belirtildiği, 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesine aykırı davranılarak çalışma koşullarında ve … sözleşmesinde … taraflı değişiklik yapılamayacağı ve yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi hükmüne göre işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı, kadroya geçiş aşamasında imzalanan … sözleşmesinde, ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan … sözleşmesinin ücreti belirleyen 7 nci maddesindeki düzenleme de göz önüne alındığında davacı işçi için fark ücret ve bağlı olarak ücret farkına dayanan diğer dava konusu alacak koşulları oluştuğundan bilirkişi raporuna göre hesaplanan alacakların hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi ve toplu … sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesabı ve hükmedilen faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi konularındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesi.

3. 4857 sayılı Kanun’un 22 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Kanun’un 1 vd. maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23 üncü madde.

4. 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şu şekildedir:
“(14) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.”

5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.

6. Mahkemelerin, 6100 sayılı Kanunun’un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, infazında zorluklara ve tereddütlere mahal vermeyecek biçimde hüküm tesis etmek zorunda olduklarına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.09.2007 tarihli ve 2007/14-778 Esas, 2007/611 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
“…
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
…”

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince dava konusu alacaklara arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Bununla birlikte hükmün, 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinde yer alan düzenlemelere uygun biçimde tesis edilmesi ve infazı aşamasında tereddüt oluşturabilecek müphem açıklamalar içermemesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla faiz başlangıç tarihi olarak, arabuluculuk tutanak tarihini açık bir biçimde belirtmek yerine, yazılı şekilde “arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren” şeklinde kuşkuya mahal bırakabilecek açıklamasıyla hüküm tesis edilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde yer alan ” arabuluculuk son tutanak tarihinden” ibaresinin çıkartılarak yerlerine “arabuluculuk son tutanak tarihi olan ….11.2020 tarihinden” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.