YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/12413
KARAR NO : 2023/16149
KARAR TARİHİ : 26.10.2023
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/298 E., 2023/44 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına karşı direnilmiştir.
Kararın davacı Banka vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Banka vekili, davalılar … ve … vekili ile davalı … vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’in müvekkili Bankada 01.10.1997 tarihinde stajyer olarak işe başladığını, olayın gerçekleştiği Işıklar şubesine 22.04.2005 tarihinde önce operasyon yetkilisi, 23…..2006 tarihinde … müşteri ilişkileri yöneticisi, 11.03.2008 tarihinden itibaren de birebir müşteri ilişkileri yöneticisi olarak görev yaptığını, kasa işlemi yapma yetkisi bulunmayan davalı …’in, Banka müfettişinin tanzim ettiği 23.01.2009 tarihli ve 3/3 sayılı soruşturma raporu ile tespit edildiği üzere, toplam 24 müşterinin hesaplarından sahte imzalı, imzasız tediye makbuzları veya boş dekonta müşteriden imza almak suretiyle usulsüz işlemler gerçekleştirdiği, Işıklar şubesinde … müşteri ilişkileri yöneticisi olduktan sonra kendisine ve eşi davalı …’e finansman sağlamak için vadeli mevduat müşterilerinin hesaplarından zimmet yaptığı ve müşteri hesapları arasında aktarımlar yaptırarak müşterilerinin hesaplarından yaptığı zimmeti gizlediği, toplam 24 müşterinin 19’unun hesaplarını mutabık hâle getirdiği, hesaplarından zimmetine geçirdiği ancak iade edemediği 5 müşteriden toplam 4.793.234 TL’nin zimmetinde kaldığının belirlendiğini, davalı …’in, yaptığı zimmeti ve usulsüz işlemleri … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadesinde itiraf ettiğini, zimmetine geçirdiği tutarlarının; 768.067,00 USD ve 6.260,00 euroluk kısmını Finike Döviz Firmasının işlemleri için hesapları kullanılan … hesabına; 1.467.079,00 TL’lik kısmını … … Ürünleri Taş. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. hesabına; 226.500,00 TL’lik kısmını eşi …’in ortağı …’ın hesabına; 25.000,00 euro (Daha sonra … şubesine … adına havale edilmiştir.) ve 122.543,00 TL’lik kısmını kendi hesaplarına; 114.626,00 TL; 27.420,00 USD ve 22.650,00 euroluk kısmını eşinin annesi … hesabına; 25.900,00 euro ve 21.495,00 TL’lik kısmını babası … hesabına; 23.500,00 euroluk kısmını eşinin ortakları Ali ve …’ın kardeşi Ramazan Korkmaz’ın hesabına ve 51.551,00 TL’lik kısmını da eşi ve …’ın gayrî resmî ortakları oldukları Korer Turizm Firmasının hesaplarına aktardığının anlaşıldığını, müvekkili Bankanın eski personeli davalı … ile diğer tüm davalıların birlikte menfaat temin ettiklerini ve haksız kazanç sağladıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ilk tespitlere göre saptanan 1.626.898,00 TL, 1.609.283,00 USD, 223.911,00 euro, 10.655,00 GBP (…, …, … ve …’dan 1.626.898,00 TL, 1.609.283,00 USD, 223.911,00 euro, 10.655,00 GBP, …’dan 21.495,00 TL ve 25.900,00 euro, …’ten 114.626,00 TL, 27.420,00 USD ve 22.650,00 euro, …’ten 768.067,00 USD ve 6.260,00 euro, … … Ürünleri Ltd. Şti.nden 1.467.079,00 TL alacağın müştereken ve müteselsilen olmak üzere faizleri ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … … Ürünleri Taş. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. (Şirket) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Banka çalışanı diğer davalı … ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davacı Bankanın şikâyetleri sebebiyle müvekkili hakkında diğer davalılarla birlikte … Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/63589 Soruşturma numaralı dosyası ile tahkikat yapıldığını ancak müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacı Bankanın bu karara itirazının ise … Ağır Ceza Mahkemesinin 28.07.2009 tarihli ve 2009/1917 Değişik … sayılı kararı ile reddedilerek kesinleştiğini, davacı Bankanın müvekkili hakkında hiçbir somut veri ve delil olmadan salt kendi müfettiş ve kurulları tarafından yanlı ve salt zararının giderilmesi amacıyla oluşturulan rapora dayalı olarak eldeki davayı açtığını, müfettiş raporunda soruşturma konusu yapılan olayla müvekkili arasında kurulmaya çalışılan menfaat ilişkisinin bulunmadığını, müfettiş raporunda her ne kadar konuyla ilgili 8 işlem olduğu iddia edilmekte ise de işlem sayısının 10 olduğunu, bu işlemlere ait aylık hesap ekstrelerinden görüleceği üzere müvekkilinin bu işlemlerin dışında gerek davacı ile gerekse de diğer bankalarla benzeri pek çok sayıda işlemi bulunduğunu, Bankaya yatırılan tüm paraların TL olmasından dolayı müvekkili adına herhangi bir döviz alım veya satım bordrosunun olmamasının soruşturma raporunun ilgili bölümünde bir eksiklik olarak ifade edilmesinin de anlaşılamadığını, müvekkilinin personelini Bankaya göndererek önceki günün faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlardan ve alacaklılarından yapılan tahsilatlardan, başka bankalardan çekilip davacı Bankaya yatırılmasına karar verilen tutarlardan ve bunun gibi pek çok sebepten kaynaklanan paraları Şirket yetkililerinin talimatları doğrultusunda yatırdığını, personelin para yatırdığına dair “nakit yatan” ibareleri para yatırma dekontunu alarak bu dekontları muhasebeye aktardığını, muhasebe biriminin de kanuni defterlerden oluşan yevmiye defterine gerekli kayıtları yaptığını, bundan sonra veya öncesinde meydana gelen Banka içi işlemle müvekkili arasında hiçbir illiyet ve menfaat bağı olmadığı gibi yaşananlardan müvekkili Şirketin bilgisinin de bulunmadığını, Banka Müfettiş Raporu’nun müvekkili ile ilgili kısımlarının mantığa aykırı belirlemeler olduğunu, bu bakış açısına göre müvekkili hesabında hareket olduğu gün diğer davalı …’in herhangi bir hesaptan çektiği paranın veya o gün herhangi bir hesaptan çekilen paranın bir kısmının mutlaka müvekkiline aktarılmış varsayılacağını, bunun da kabulünün mümkün olmadığını, müvekkiline isnat edilen eylemle zimmetine para geçirdiği Banka kaynaklarını kullandığı iddia edilen şahıslarla uzaktan yakından hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı …, … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili …’in en başından bu yana ortaya koyduğu ve sonrasında bir kısım teftiş kurulu raporu ve bilirkişi raporlarında tespit edilmiş bulunan zimmet miktarının, davacı Bankanın talep ettiğinin çok altında olduğunu, Bankanın meydana gelen zararı yükseltebilmek adına faiz oranlarını aleyhe kabulle en yüksek tespit edildiği dönemdeki hâliyle hesaplandığını, bu hesaplardan çekildiği iddia olunan paraların hangi tarihlerde çekildiği ve çekilen bedellerin o günkü reel kur üzerinden karşılıklarının tespit edilmediğini, bu sayede defalarca zimmet hesabı yapılmak suretiyle miktarın şişirildiğini, bu nedenle öncelikle davalı … açısından tespit edilmiş olan bedelin miktar itibarıyla kabul edilemez olduğunu, diğer vekil edenler … ve … yönünden ise bu vekil edenler hakkında yapılan soruşturmada hesapların bizzat kendileri tarafından kullanıldığı veya bu hesaplarda yapılan para dönüşümlerine bizzat etki ettiklerine ilişkin somut kanıt elde edilemediğinden verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına davacı Bankanın yaptığı itirazının reddedildiğini, diğer davalı …’in hem Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadeleri hem de Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda verdiği ifadelerinde Bankada bulunan bu kişilere ait hesapların resmî olarak adlarına görünmesine rağmen fiilen kendisi tarafından kullanıldığını, ailesi olan bu davalıların Banka ile fîilen herhangi bir ilişkileri olmadığını beyan ettiğini, yapılan soruşturmada bu iki davalı yönünden en küçük bir delil dahi elde edilemediğini, bu nedenle öncelikle açılmış olan davanın bu vekil edenler yönünden tümden reddi gerektiğini, davalı … açısından ise zimmete geçirildiği iddia olunan bedelin fahiş bir şekilde hesaplanmış olması dolayısıyla miktar itibarıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
3. Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacı Banka çalışanı diğer davalı …’in sahte imza ve zimmete para geçirme suçu işleyerek davacı Bankayı zarara uğrattığını ancak müvekkilinin bu olay ile ilgisinin bulunmadığını, hakkında davacı Banka tarafından yapılan şikâyet sonucu yürütülen soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara karşı davacı Bankanın itirazlarının da reddedildiğini, müvekkilinin dava konusu olayla ilgisinin bulunmadığının tüm dosya kapsamından anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin davacı Banka çalışanı olmayıp herhangi bir borçlarının da bulunmadığını, işlendiği iddia olunan haksız fîile de iştirak etmediklerini, müvekkillerinin diğer davalı … ile ticari ve sosyal ilişkileri bulunduğunu, davalı …’ın işlediği ve diğer davalı …’in de katıldığı iddia edilen zimmet suçundan müvekkillerinin haberi bulunmadığını, olayı gazetelerde çıkan haberlerden ve daha sonra savcılık soruşturmasından öğrendiklerini, müvekkillerinin diğer davalıların iddia edilen eylemlerine katıldığı yönünde ortaya konulabilecek bir delilin bulunmadığını, müvekkilleri hakkında yapılan şikâyet sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve bu karara karşı yapılan itirazın da reddedildiğini, bu nedenle müvekkillerinin dava konusu edilen haksız eylemle bir ilgileri de ortaya konulamamış olup hakkında ceza kovuşturması yapılan diğer davalılar ile eylem birliği içinde hareket etmediklerinin de anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
5. Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.09.2013 tarihli ve 2009/873 Esas, 2013/410 Karar sayılı kararı ile; davalılardan … ve … hakkındaki ceza mahkumiyet kararının onanarak kesinleştiği, diğer davalılar yönünden ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, Banka zararının miktar olarak tespiti ve sorumluların belirlenmesi için birden fazla bilirkişi raporu alındığı, 29.05.2013 tarihli bilirkişi raporu öncesi alınan raporların Bankanın … taraflı olarak düzenlediği müfettiş raporuna konu kayıtları esas alması nedeniyle itibar edilmediği, anılan oluşa ve dosya içeriğine uygun, hüküm vermeye elverişli 29.05.2013 tarihli rapor ile davacı Bankanın zararının ve sorumlularının belirlendiği, buna göre davalılardan … ve …’in Banka zararının talepten fazla olduğu, diğer davalıların zararın oluşumuna doğrudan ve dolayısıyla katılmadıklarının tespit edildiği gerekçesiyle davalılar … ve … yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … TAŞ vekili, davalı … … Ürünleri Taş. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … ve … vekili, davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 24…..2014 tarihli ve 2014/58 Esas, 2014/14326 Karar sayılı ilâmı ile; Banka zararının miktar olarak tespiti ve sorumluların belirlenmesi için birden fazla rapor alındığı, aldırılan raporların hiçbirinde davalıların yapmış oldukları işlemlerde hesaplarına kendi isimleri üzerinden para yatırılıp yatırılmadığının araştırılmadığı, uzman bir heyetten rapor aldırılmak suretiyle davalıların hesabına paranın nasıl yattığını tespit edilmesi, eğer bu kişilerin hesabına kendileri para yatırmış ise sorumlu olduklarının tespitine, eğer başka bir hesaptan havale yapılmışsa bozma öncesi gibi karar verilmesi, kabule göre ise dava konusu alacak hakkında en yüksek mevduat faizine karar verilmesi gerekirken yasal faize karar verilmesi ve her bir davalı için dava sebebi ortak olup hepsi için … bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönlerinden karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Karşı Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 07.09.2015 tarihli ve 2014/659 Esas, 2015/472 Karar sayılı kararı ile; hükmedilecek faiz türü ve vekâlet ücretine yönelik bozma kararına uyulduğu belirtildikten sonra, araştırmaya ilişkin bozma sebebi yönünden davalı … tarafından yapılan usulsüz işlemlere davalıların dâhil olduğunun, davacı Banka aleyhine ve zararına sebepsiz zenginleştiklerinin ortaya konulmadığı gibi paranın yatırılış biçiminin de sonucu değiştirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı Banka vekili ile davalılar … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29…..2021 tarihli ve 2021/(22)9-474 Esas, 2021/867 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının birbirleriyle çelişkili olduğu, davalı … tarafından müşteri hesaplarından paraların ne şekilde, hangi bankacılık işlemleri ile çekildiği ve çekilen tutarların hangilerinin diğer hesaplardaki açıkların kapatılması için kullanıldığının tespit edilmesi; davalıların hesaplarına aktarıldığı iddia edilen tutarlar bakımından işlemin dayanağı belge ve kayıtlar incelenerek paraların yatırılış şekli ile paraların davalılar tarafından çekilip çekilmediği, çekildiyse buna dayanak hangi kayıtların bulunduğunun belirlenmesi, belirtilen hususların her bir bankacılık işlemi ve her bir davalı yönünden … …, açıklaması ve dayanakları gösterilerek saptanması, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilerek yukarıda açıklanan hususlar yönünden bankacılık konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten açık, anlaşılır ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerektiği, bozma kararında geçen “… eğer bu kişilerin hesabına kendileri para yatırmış ise sorumlu olduklarının tespitine, eğer başka bir hesaptan havale yapılmışsa şimdiki gibi karar verilmesi gerekmektedir. …” şeklindeki ifadenin, bozma kararından çıkarıldığı belirtilerek direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun Bozma Kararı Üzerine Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Banka vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı … tarafından beş müşteri hesabından çekilen tutarların bir kısmının birkaç dakika arayla … … Ürünleri Ltd. Şti, …, …, …, … ve … isimli müşteri hesabına yatırılması, işlem dekontları üzerinde imza olmaması ve tutarların bir bölümünün birebir çekilen tutarla aynı olmaması öne sürülerek zimmet tutarından bağımsız olduğu kanaatine varılmasının yanlış bir değerlendirme olduğunu, bir kişinin hesabına yatırılan paranın kaynağının tespitinde … unsurun dekont üzerine parayı yatıran tarafından imza atılıp atılmaması olmadığını, aynı zamanda konunun hesap hareketleri ile birlikte karşılaştırmalı olarak bütüncül olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu kişilerin hesaplarına yatırılan paraların …’in suiistimal eylemleri ile ilgili olduğunu, davalılar … … Ürünleri Ltd. Şti, …, …, …, … ve … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalılar … ve … vekili, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
3. Davalı … vekili, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; haklarında davanın reddine karar verilen davalılar yönünden Banka zararının tespiti ve sorumlulukları ile hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 49 vd. maddeleri, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacının tüm, kararı temyiz eden davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Her bir davalı yönünden hakkında reddedilen miktara göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken tüm davalılar lehine aynı miktara hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalılar … ve … vekili, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalılar … ve … vekili ile davalı … vekillerinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, (5) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine; “5- Haklarında ret kararı verilen davalılar …, …, …, …, …tafa ve … … Şirketi kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 604.653,67 TL vekâlet ücretinin (davalı … lehine hükmedilen vekâlet ücreti 384.227,95 TL ile, davalı … lehine hükmedilen vekâlet ücreti 130.820,53 TL ile, davalı … lehine hükmedilen vekâlet ücreti 78.193,74 TL ile, davalı … … Ürünleri Ltd. Şti lehine hükmedilen vekâlet ücreti 165.366,32 TL ile sınırlı olmak suretiyle) davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,” bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalılar … ve … ve Mustafa Menevişe iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.