Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/11781 E. 2023/14802 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/11781
KARAR NO : 2023/14802
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2558 E., 2023/1062 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 17. … Mahkemesi
SAYISI : 2018/68 E., 2021/736 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat … geldi. Davalı adına kimse gelmedi.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı …’un arkadaşı olduğunu, …’da otelleri bulunan davalının davacıyı bu otellerde müdür olarak çalışması için …’a davet ettiğini, davacının ….09.2010 tarihinde çalışmaya başladığını, bir otel faal iken diğer otelin tadilatta olduğunu, bu nedenle diğer otel de çalışır hâle gelene kadar 4.000,00 EURO ücretle çalışmaya başladığını, davacının otelde kaldığını, tadilattaki otelin 2011 yılı Şubat ayı sonunda açıldığını, davacının ücretinin 2011 yılı Kasım ayında 5.000,00 EURO olduğunun şifahen bildirildiğini, ayrıca her ay net kârdan %5 prim verileceğinin söylendiğini, davacının çalışmasının 15.09.2012 tarihine kadar devam ettiğini, 70.000,00 EURO alacağı olduğunu, ancak davalı tarafça ödenmediğini belirterek ücret alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davalı …’a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının belirttiği dönemler arasında çalışma izni olmadığı gibi davacının davalılar ile herhangi bir yazılı veya sözlü anlaşması da olmadığını, davacının …’ye gelmek istediğini ancak ülkeyi bilmediğinden davalı …’dan yardım istediğini ve böylece otelinde konakladığını, davacının oturma veya çalışma izni olmadığından sık sık …’a gidip geldiğini, çalışma izni alabilmesi için davalı Şirkete %0,5 ortak yapıldığını, bu pay karşılığında davacıdan herhangi bir ücret talep edilmediğini, ancak daha sonra bu hisse devrinin çalışma izni için yeterli olmadığının öğrenildiğini, davacının dava dışı …. isimli işyerinde … bulduğunu ve 25.05.2012 – 25.05.2013 tarihleri arasında çalışmak için çalışma izni aldığını, davacının 13.12.2012 tarihinde söz konusu Şirketteki işinden ayrıldığını duyduklarını, bu tarih itibariyla da davacının çalışma izninin iptal edildiğini, davacının iddia ettiği dönemde müdür olarak başka bir personelin çalıştığını, davacının ücret ve prim iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 17.01.2011 ve 27…..2011 tarihli kolluk ve mahkemede vermiş olduğu ifadelerde … ilişkisinin varlığına yönelik herhangi bir anlatımda bulunmadığı, bakanlık kayıtlarında davacının S.T. unvanlı işyerinden 25.05.2012-13.12.2012 arası çalışma izninin olduğuna yönelik kaydının bulunduğu, dinlenen tanıkların da davacının hizmet süresine yönelik somut bir anlatımda bulunmadığı, davacının işverene bağlı olarak çalıştığına ilişkin de herhangi bir delil bulunmadığı, şirket müdürü L.T.’nin ifadesinde davacıya bağlı olarak çalışmadığını beyan ettiği, bu nedenle taraflar arasında … sözleşmesi ve davacının … sözleşmesine bağlı çalışmasının bulunmadığının anlaşıldığı, bir an için davacının fiili çalışma olgusunun varlığı ispatlanmış olsa bile ücret miktarının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacının ücretini ispat edemediği, emsal ücret araştırmasına göre belirtilen ücret esas alınarak yapılan hesaplamada, davacının 133.000,00 TL alacağı belirlendiği ancak dosyada mevcut cari hesap ekstresine göre davacıya 151.000,00 TL ödendiği ve davacının da bu ödemeyi kabul ettiği, önce 50.000,00 EURO ödeme yapıldığını belirttiği daha sonra bu tutarın 50.000,00 TL olduğunu beyan ettiği, bu tutarlar davacıya ödenmiş olduğundan … sözleşmesinin varlığı kabul edilse dahi davacının bakiye ücret alacağı bulunmadığı, aynı durumun prim alacağı talebi bakımından da söz konusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının davalı …’a ait her iki otelde sorumlu müdür olarak aylık 5.000,00 EURO ücret ve kârdan %5 prim alacak şekilde şifaen anlaşarak çalışmaya başladığını, davacının üniversite mezunu olup 7 lisan bildiğini, davacının çalışma olgusunu tanık beyanları ve işyeri kayıtlarıyla ispatladığını, emsal ücret kayıtlarıyla da ücret iddiasının ispatlandığını, davacının …’de oturum ve çalışma izni bulunmadığından … 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde davalı Şirket vekilinin talimatı doğrultusunda otelde çalıştığını söylerse hemen sınır dışı edileceğine yönelik kaygı ile otelde kaldığını beyan ettiğini, ancak davacının davalıya ait otelde misafir olarak kalmayıp müdür olarak çalıştığını, dosyaya sunulan resimler, davalı Şirket muhasebecisinin davacıya otelin doluluğu hakkında göndermiş olduğu e-postalar ve davacının her ay yurt dışına çıkışını gösterir vizeler ile davalıya ait iki otelin de müdürlüğünü yaptığını kanıtladığını, davacının davalıya ait oteller dışında hiçbir Şirkette veya yerde çalışmadığını, ancak davalı …’un davacıya gitmemesi için davacının haberi olmadan …. Ltd. Şti. ünvanlı işyerinde çalışma izni aldırdığını, davacının 2 yıl boyunca otelde sürekli misafir olarak kalmasının hayatın olağan akışına uymadığını, tanık beyanlarıyla da davacının otellerde müdür olarak çalıştığının ispatlandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça davalı …’a ait otellerde müdür olarak çalıştığına yönelik iddianın ispat edilemediği, zira sigorta kayıtlarına göre davacının 27.07.2012 – 13.12.2012 arasında …. Ltd. Şirketinde sigortalı kaydının görüldüğü, başkaca da herhangi bir sigorta kaydının bulunmadığı, ayrıca davacının 17.01.2011 tarihinde karakolda vermiş olduğu ifade de davalı …’a ait otelde konakladığını beyan ettiği, yine 27…..2011 tarihindeki … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/50 Esas sayılı dosyasında tanık olarak verdiği ifade de davalı …’un hem arkadaşı hem ortağı olduğunu, …’ye geldiği zamanlarda sürekli olarak bu kişinin otelinde kaldığını beyan ettiği, davacının bu yöndeki ikrarlarının kendisini bağlayacağı, davacı tarafça çalışma olgusunun somut delillerle ispat edilemediği, bu kapsamda Mahkemece ücret ve prim alacaklarının reddinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalı işverenler arasında işçi işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak ücret ve prim alacaklarının ispatı ve hesaplanması konularında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 2 ve 32 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.