Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/11505 E. 2023/10087 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/11505
KARAR NO : 2023/10087
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4521 E., 2023/786 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk ( …) Mahkemesi
SAYISI : 2020/120 E., 2022/282 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2018/199 Esas, 2019/316 Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.01.2020 tarihli ve 2019/3850 Esas, 2020/169 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hizmet alım ihaleleri kapsamında … Elektrik İletim AŞ (…) Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde bulunan iletim trafo merkezleri ve entegre tesislerinin (bakım ve güvenlik koruma hizmetleri hariç) işletilmesi işlerini …’nin değişik yerlerinde 176 işçi ile yürüttüğünü, davacı Şirketin işletme merkezinin … İli Avanos ilçesinde bulunduğunu, yetki tespiti kapsamında değerlendirilen 16 işyerinden üçünün işkolunun farklı olduğunu, bir işyerinde ise işin tamamlandığını, bu işyerlerinde çalışmış veya çalışan işçiler için toplu … sözleşmesi yapılması imkânı olmadığını, Bakanlıkça tespit edilen çalışan ve sendika üyesi olan işçi sayılarının doğru olmadığını, davacı Şirketin faaliyet gösterdiği işyerlerinde yürütülen işlerin hemen hemen hepsinin ayrı hizmet alım ihaleleri sonucu bağıtlanan ayrı sözleşmeler kapsamında yüklenildiğini ve yüklenilen işlerin her birinin işe başlama ve bitiş sürelerinin ayrı olduğunu bu nedenle her bir işyeri için ayrı toplu … sözleşmesi imzalanması gerektiğini, her bir işyeri için sendika çoğunluğunun ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, … Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 sayılı Kanun’un (6552 sayılı Kanun) yürürlüğe girmesinden sonra …’ın ihalelerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine tabi hâle geldiğini, bu durumda 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun (4735 sayılı Kanun) 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca firmaların kamu işveren sendikalarını yetkilendirme ve toplu … sözleşmeleri ile ortaya çıkacak sendikal hakların fiyat farkı olarak firmalara ödenmesinin mümkün olacağını, 6552 sayılı Kanun’un getirdiği istisnai düzenlemelerin işbu itiraza konu ihaleler için de uygulanması, işletme toplu … sözleşmesinin yapılmaması, her bir işyeri için ayrı ayrı işyeri toplu … sözleşmesi imzalanması, her bir işyeri için ayrı ayrı yetki şartlarının değerlendirilmesi, kamu işveren sendikalarının sürece dâhil edilmesi, neticede oluşacak fiyat farklarının firmalara ödenmesinin sağlanması, böylece mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasının hem pratikte hem de hukuken bir zorunluluk olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 28.03.2018 tarih 25964 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesi uyarınca Bakanlığa yapılan yetki tespit başvurularının aynı Kanun’un 41 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince Bakanlığa gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerinin birlikte değerlendirilmesiyle sonuçlandırıldığını, aynı Kanun’un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı … kolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu … sözleşmesinin ancak işletme düzeyinde yapılabilir” hükmüne yer verildiğini, aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması hâlinde işletme olarak tespit yapıldığını, dava dilekçesinde her hizmet alım sözleşmesinin ayrı ayrı işyeri toplu … sözleşmesine konu olması gerektiğinin iddia edildiğini, yetki tespit başvurusunun 6356 sayılı Kanun’un 42 nci maddesine göre yapılması nedeniyle işyerlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı … Sendikası davaya cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın davalı Bakanlığın 28.03.2018 tarih ve 25964 sayılı yetki tespiti işleminin iptali talebine ilişkin olduğu, davalı Sendika tarafından 22.03.2018 tarihinde davalı Bakanlığa yetki tespit başvurusunda bulunulduğu, 28.03.2018 tarih 25964 sayılı tespit yazısı ile Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiği, 28.03.2018 tarih 25964 sayılı yetki tespitine göre davacı Şirketin İşkolları Yönetmeliği’nin 14 No.lu enerji işkolunda faaliyete bulunan 183 işçinin bulunduğu ve 140 işçinin sendika üyesi olduğundan bahisle yetki tespitine karar verildiği, dosya kapsamında bulunan yetki tespitine esas alınan sendika üyesi olan işçilere dair incelemede sendika üyesi olan davacı Şirketin işçi sayısının 138 olduğu tespit edilmekle Sendikanın Kanunda belirtilen gerekli çoğunluğu sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla Mahkemece yapılan tespitlerin hatalı olduğu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında bulunan … Genel Müdürlüğü ile Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan belgelerin değerlendirildiğini, bu belgelere göre dosya kapsamında bulunan yetki tespitine esas alınan sendika üyesi olan işçilere dair incelemede sendika üyesi olan davacı Şirket işçi sayısının 138 olduğu tespit edilmekle davalı Sendikanın 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesinde belirtilen gerekli çoğunluğu sağladığı, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğe rastlanılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dava ve istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu … sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu … sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu … sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu … sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu … sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı … günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı … günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı … günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı … günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.