YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/11300
KARAR NO : 2023/15408
KARAR TARİHİ : 19.10.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3173 E., 2023/917 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 7. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/222 E., 2022/101 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken … … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen ücret farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının iddiasının aksine … … sözleşmesinde ücrete ilişkin bir oran yazılı olmadığını, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu … sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, ayrıca talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, buna karşın 01.01.2019 tarihinde davacının 31.12.2018 tarihindeki ücretine sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genelgesindeki Yüksek Hakem Kurulu kararında belirtilen %4 oranındaki ücret zammının uygulandığı gerekçesiyle, belirsiz süreli … sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret ve fark ilave tediye alacaklarına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; her ne kadar Mahkeme tarafından kesin olarak hüküm tesis edilmiş ise de verilen hükme karşı istinaf yolu açık olduğundan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan incelenmesi gerektiğini, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilmeden önceki … … sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, tereddütleri gidermek üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda 01.01.2019 tarihindeki günlük brüt ücretlerin 85,28 TL’nin altında kalması halinde ücretlerin asgari ücret seviyesine yükseltilerek üzerine %4 oranında zam yapıldığını, 85,28 TL’nin altında kalmadığının tespiti hâlinde ise mevcut ücret üzerine %4 oranında zam yapıldığını, İdare tarafından yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı taleplerinin toplu … sözleşmesi hükümlerine aykırı olduğunu, davalı Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesinin ve uygulanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri ile hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriği dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, … … sözleşmesinde kastedilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olup kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, davacının toplu … sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu … sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden yararlandığını, toplu … sözleşmesi ile ücretinde artış olan davacının diğer yandan … … sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını isteme hakkının olmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilerin ücretine, hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu … sözleşmesinden kaynaklı zammın uygulanmasının çifte zam durumu oluşturduğunu, bu durumun çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açacağını, işçilerin sözleşmelerinde belirli bir oran yazılmış olsa dahi bunun geçersiz olacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret ve fark ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığına, faiz türünün yerinde olup olmadığı ile harç muafiyetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun’un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile … … sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
“…
2. 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan … sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen … sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan … sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz eden sıfatına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; kanuna, … veya toplu … sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
3. Somut olayda, davacı tarafından aylık ücretinin eksik belirlendiği bu bakımdan fark ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle arabulucuya başvurulmuş olup 25.03.2020 tarihli anlaşamama nedeniyle tutulan son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamalar 01.01.2019 ile 10.07.2020 tarihleri arasındaki dönem için yapılmış olup davacı vekilince her ne kadar arabuluculuk son tutanak tarihine dek olan dönem yönünden ıslah talebinde bulunulduğu belirtilse de nihai olarak rapor doğrultusunda dava ıslah edilmiştir. Mahkemece ıslah dilekçesindeki tutar üzerinden alacağa hükmolunmuşsa da arabuluculuk faaliyeti, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen 25.03.2020 tarihli son tutanak öncesinde muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir.
4. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan, 25.03.2020 son tutanak tarihi ile 10.07.2020 tarihi arasındaki dönem için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu alacaklar yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. İlave tediye alacağı, 6772 sayılı Kanun’da düzenlenen bir alacak olup bu alacağa uygulanması gereken faiz oranı yasal faizdir. Diğer taraftan faizin türü belirlenirken davacının talebi de dikkate alınmalıdır. Davacı tarafça dava ve ıslah dilekçelerinde, ilave tediye alacağına en yüksek mevduat faizi uygulanması talep edilmiştir. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan ilave tediye alacağına, 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek “bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi aşmamak üzere yasal faize” hükmedilmesi gerekirken bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
6. 492 sayılı Kanun uyarınca davalı Bakanlık harçtan muaftır. Harç, Mahkemece resen dikkate alınması gereken bir yargılama gideridir. Somut uyuşmazlıkta, harçtan muaf olan davalı Bakanlık aleyhine karar ve ilâm harcına hükmedilmemesi yerinde ise de davacı tarafça yatırılan harçların davalı Bakanlıktan tahsiline karar verilmesi isabetsiz bulunmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.