Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/11181 E. 2023/14812 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/11181
KARAR NO : 2023/14812
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/967 E., 2023/674 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
BİRLEŞEN DAVA MAHKEMESİ : … 11. … Mahkemesi
SAYISI : 2014/173 E., 2014/325 K.

Taraflar arasında … 9. … Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekili tarafından temyize cevap dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat … Karakaş ile davalı vekili Avukat … geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davada müvekkilinin davalıya ait sigara fabrikası işyerinin üretim bölümünde 2000 yılından beri forklift operatörü olarak doğrudan üretim sürecinin içinde çalıştığını, üretimde kullanılan tütün ve diğer malzemelerin taşınması, istiflenmesi, harmanlanması ve üretime sevkini davalının diğer işçileri ile birlikte forklift kullanmak suretiyle gördüğünü, çalışma süresi boyunca emeğini davalı Şirketin sigara üretimi yapabilmesi için harcamasına, üretime doğrudan dâhil olmasına ve talimatları davalı Şirketten almasına rağmen kayıtlarda muvazaalı bir şekilde alt işveren firmaların çalışanı olarak gösterildiği için ücret ve sosyal yardımlardan mahrum kaldığını beyanla eksik ödenen ücret, eksik ödenen fazla çalışma ücreti, eksik ödenen … bayram ve genel tatil ücreti, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada; davalı Şirketin müvekkilini işe başlatmamasıyla … sözleşmesini 10.03.2014 tarihi itibarıyla feshetmiş olduğundan müvekkilinin baştan itibaren davalı Şirkette geçen çalışmasının karşılığı olarak hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatının kendisine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davaya cevabında; müvekkili Şirketin asıl işinin tütün mamulleri üretimi olduğunu, davacının ise forklift kullanmak suretiyle tarım ürünü olan tütün hammaddesinin kutular hâlinde kamyonlardan indirilmesi, depoya istiflenmesi ve taşınması işi olan yardımcı işte çalıştığını, alt işverenlere verilen işlerin tütün mamulleri üretimi işinin yardımcı işlerinden ve asıl işe bağımlı ve asıl … sürdüğü müddetçe devam eden işler olduğunu, bu nedenlerle muvazaa iddiasının doğru olmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davaya cevabında; davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının işe iadesine ve müvekkili Şirket ile davacının nezdinde çalıştığı işveren arasında muvazaa olduğuna ilişkin Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi kararının doğru olmadığını, müvekkili ile davacının nezdinde çalıştığı Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 9. … Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli ve 2012/162 Esas, 2018/298 Karar sayılı kararı ile; davacının işe iade davasında Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince davalılar alt işveren ile asıl işveren arasında muvazaalı ilişki bulunduğu kabul edilerek kararın bozulup ortadan kaldırıldığı ve işverence yapılan feshin geçersizliği ile davacının davalı asıl işveren … Tütün Ürünleri Sanayi AŞ’ye ait işyerine işe iadesine karar verildiği, davacının yasal süresinde başvurmasına rağmen işe iade talebinin kabul edilmediği, davacıya en yakın emsal işçinin İ.A. olduğu, bu çalışanın son ücretinin emsal alınacağı, davacının başlangıçtan itibaren davalı asıl işveren … Tütün Ürünleri Sanayi AŞ’nin işçisi olduğuna karar verdiği, davacının bu konumda davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 31.12.2010 tarihinde aralarında muvazaalı ilişki bulunan alt işveren … Ltd. Şirketinin ihale süresinin bittiği gerekçesiyle … sözleşmesinin feshedilip alt işverenin ödediği ücret üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, fesih ve ödemeden sonra davacının çalışmasına ara verdikten sonra 16.02.2011 tarihinde yeniden çalışmaya başladığı dikkate alındığında önceki … sözleşmesi ile ikinci … sözleşmesinin birbirinden ayrı oldukları, ancak 31.12.2010 tarihinde yapılan fesihteki tazminatların davalıya ait işyerinde çalışan emsal işçilerin tazminata esas ücreti üzerinden hesaplanıp ödenen tutarların mahsubu ile kıdem ve ihbar tazminatı farkının ödenmesinin, ikinci … sözleşmesi ile ilgili olarak da tazminata esas ücreti üzerinden yapılacak hesaplamaya göre yine kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olacağının, emsal işçi olarak bildirilen Z.D. ile İ.A’nın bu dava ile ilgili bilirkişi raporunda belirtilen hizmet döküm cetvelindeki prime esas kazançları ile davacının zamanaşımı kapsamı dışında kalan 07.05.2007 – 14.09.2012 tarihleri arasındaki prime esas kazançları üzerinden ücret, fazla çalışma, genel tatil ve sosyal yardım farkının hesaplanmasının uygun olacağ;, davacının fazla çalışma ile … bayram ve genel tatil alacaklarını tanık beyanları ile ispatlayamadığı, bordrolarda tahakkuk bulunan aylarda tahakkuk ettirilen tatil ücretleri için fark ücret alacaklısı olabileceği, bunun dışında fazla çalışma ve genel tatil ücreti farkı alacaklısı olamayacağı, Mahkemece davacının baştan beri davalı asıl işverenin işçisi olduğuna karar verildiği dikkate alınarak davacıya karşı işverenin eşit davranma ilkesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2019 tarihli ve 2018/2270 Esas, 2019/1780 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilince dava dilekçesinde açıkça 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi gereğine göre dava açıldığının veya belirsiz alacak davası açıldığının ileri sürülmediğini, bu hâlde açılan davanın kısmi eda davası niteliğinde açıldığının kabul edileceği, davalı … Tütün Ürünleri Sanayi AŞ ile … Temizlik Hizmetleri ve Malzemeleri San ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olmadığı, davacının 16.02.2011-14.05.2012 tarihleri arasında dava dışı … Hizmet ve İşletmecilik AŞ nezdindeji çalışma döneminde davalı … Tütün Ürünleri Sanayi AŞ. ile … Hizmet ve İşletmecilik AŞ arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kesin hükme bağlandığı anlaşılmakla bu dönem için muvazaanın varlığının kabulü gerektiği, ayrımcılık tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının emsali niteliğinde çalışan kadrolu işçi bulunmadığından 10.03.2014 tarihi itibarı ile davacının çıplak aylık ücretinin, … sözleşmesinin geçersiz olarak feshedildiği tarih itibarı ile asgari ücrete oranı esas alınarak belirleneceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.03.2021 tarihli ve 2020/2599 Esas, 2021/6690 Karar sayılı ilâmı ile taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile istisnai bir dava türü olan belirsiz alacak davasının açılabilmesi için davacının dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası türünde dava açtığını ya da 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesine dayanıldığını belirtmesi gerektiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince asıl davanın kısmi dava türünde açıldığı yönündeki değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davacının 17.01.2000–31.12.2010 tarihleri arasında forklift operatörü olarak davalı ile arasında geçerli bir asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunmayan dava dışı alt işveren firma … Ltd. Şti. işçisi olarak çalıştığı, davacının emsal işçi olarak belirttiği kişilerin hangi tarihlerde hangi bölümlerde çalıştığı, ne … yaptıkları, aynı bölümde davacının kadrosunda çalışan kimseler olup olmadığı, bu kişilerin çalışmasının devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte ve ne şekilde sona erdiği gibi hususlarda araştırma yapılarak, ilgili kişilerin varsa davalı Firmaya karşı açtıkları işe iade veya alacak dosyalarındaki tanık beyanları incelenerek, gerekirse yeni bir bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi verilmek ve işyerindeki kayıtlarla bordrolar incelenmek sureti ile davacı ile beraber çalışma süresi boyunca aynı birimde çalışıp çalışmadıklarının araştırılması, belli bir döneme kadar çalışmış olsalar bile bu dönemle sınırlı olarak emsal işçi olduklarının kabul edilmesi ve davacının dava konusu alacaklarının bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği, davacının dava dışı … Hizmet ve İşletmecilik AŞ nezdinde geçen 16.02.2011 – 14.05.2012 tarihleri arası çalışma dönemi yönünden davacının emsali işçi bulunmadığı kabul edilmiş ise de Mahkemece bu kapsamda, davacı vekilinin davacı ile emsal olduğunu belirttiği işçiler hakkında herhangi bir araştırma yapılmadığı, bu kişilerin hangi tarihlerde hangi bölümlerde çalıştığı, ne … yaptıkları, aynı bölümde davacının kadrosunda çalışan kimseler olup olmadıkları, bu kişilerin çalışmasının devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte ve ne şekilde sona erdiği gibi hususlar araştırılmadan taleplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının emsal işçi olarak belirttiği kişiler yönünden yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak ilgili kişilerin varsa davalı Firmaya karşı açtıkları işe iade veya alacak dosyalarındaki tanık beyanları incelenerek, gerekirse yeni bir bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi verilmek ve işyerindeki kayıtlarla bordrolar incelenmek sureti ile davacı ile beraber çalışma süresi boyunca aynı birimde çalışıp çalışmadıklarının araştırılması, belli bir döneme kadar çalışmış olsalar bile bu dönemle sınırlı olarak emsal işçi olduklarının kabul edilmesi, davacının kıdem ve ihbar tazminatına esas alınan ücretin yerinde olmadığı gibi kıdem ve ihbar tazminatı hesabı yönünden, davacının tüm çalışma dönemi ve emsal kadrolu işçilerin ücreti de dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiği, Mahkemece prim, promosyon, sağlık sigortası, … emeklilik, ikram sigara alacakları için dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL’nin ne kadarının hangi alacağa ilişkin olduğunu açıklaması için davacı vekiline bir haftalık ihtaratlı kesin süre verilmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda, davalı Şirket ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren – alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu; dolayısı ile davacı işçinin başından beri başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi sayılacağına karar verilmesi gerektiği, davacının 16.02.2011-14.05.2012 tarihleri arasında dava dışı … Hizmet ve İşletmecilik AŞ nezdinde çalışma döneminde davalı … Tütün Ürünleri Sanayi AŞ ile … Hizmet ve İşletmecilik AŞ arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kesin hükme bağlandığı, bu dönem için muvazaanın varlığının kabulü gerektiği, davacı vekilince emsal işçi olarak isimleri bildirilen forklift operatörlerinden, işe başlangıç tarihi ve dolayısı ile çalışma süresi açısından davacıya en yakın olan kişinin E.K. isimli işçi olması sebebi ile bilirkişi tarafından bu işçi esas alınarak yapılan hesaplamalara itibar edilerek hüküm kurulması ve bilirkişi tarafından ıslah zamanaşımı gözetilerek yapılan hesaplamaya ilk dava dilekçesi ile korunan tutarların eklenmesi sureti ile davacının muvazaa iddiasına dayalı fark ücret ve sosyal hak taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının aynı işi yapan ve aynı konumda olan … Şirketi personeli ile aynı mali ve sosyal haklara tâbi tutulması gerekirken buna aykırı davranılması hukuka aykırı olmakla birlikte, bu aykırılığın eksik tutarlara hükmedilmek sureti ile giderilecek olduğu, bu durumun ayrımcılık hâllerinden hiçbirine girmediği, ayrımcılık tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmadığı ve reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; asıl davanın belirsiz alacak davası olduğunu, kısmi dava olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının davalı Şirket işçilerine sağlanan hiçbir haktan yararlanamadığını, sosyal aktivitelere dâhil edilmediğini, ihbar tazminatı bakımından talep edilen kısım ile hüküm altına alınan kısmın farklı olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığını, sözde alt işveren ücreti üzerinden ödenen fazla çalışma ücretlerinin farklarına karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı ile davacının ücret tespitinden kaynaklı fark alacaklar ile fark çalışma ücreti ve sosyal yardım alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi.

3. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.