YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/11080
KARAR NO : 2023/11654
KARAR TARİHİ : 11.09.2023
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2019/856 E., 2020/162 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … sözleşmesinin işverence feshi sonrasında müvekkilinin davalı işverene karşı açmış olduğu işe iade davasının kabul edilerek kesinleştiğini, yasal süresi içine işe başlatılmak talebiyle davalı İdareye başvuru yapıldığını fakat işe başlatılmadığını, bir kısım ödeme yapıldığını ileri sürerek işe başlatmama tazminatı, ihbar ve kıdem tazminatı fark alacakları ile yıllık izin ücreti fark alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili İdarenin davacının tüm alacaklarını kendisine ödediğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, ayrıca talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.03.2016 ve 2015/406 Esas, 2016/598 Karar sayılı kararı ile; davacının fesih sonrasında boşta geçirilen dört aylık kıdem süresi ile işe başlatmama tarihindeki ücreti esas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarihli ve 2017/24674 Esas, 2019/19197 Karar sayılı kararıyla; davacının yıllık izin ücreti fark alacağının hesaplanmasında 28…..2012-14.09.2012 tarihleri arasında 64 gün yıllık izin kullandığına ilişkin davacı ile yetkili birimin imzası ve onayını içeren “İzin isteği ve onayı” başlıklı belgenin dikkate alınmadığı, anılan belgenin de dikkate alınarak yıllık izin ücreti fark alacağının yeniden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davacı tarafça kullanıldığı sabit olan 64 günlük izin süresinin de mahsubu ile davacının bakiye 32 gün yıllık izin ücreti alacağı bulunduğunun kabulü ile yıllık izin ücreti alacağı yeniden hesaplanmış olup bozmaya konu olmayan diğer alacaklar bakımından bozma öncesindeki gibi hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili; taraflarınca yapılan itirazların dikkate alınmadığını, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin ödemelerin işlemiş faizi ile ilgili alacaklardan mahsubu gerektiğini, davacının söz konusu tazminatlara hak kazanamadığını, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili 03.04.2023 tarihinde (yasal temyiz süresinden sonra) ek temyiz dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, yıllık izin ücreti alacağının miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 53, 57 ve 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış ve özellikle süresi içerisinde sunulan temyiz dilekçesi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bozma öncesinde Mahkemece hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğu hususu hüküm kısmında ifade edilmemiş ise de Mahkeme kararının gerekçesinde atıfta bulunulan bilirkişi raporlarının içeriği dikkate alındığında hüküm altına alınan alacakların brüt alacaklar olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin ücretinin hesaplanması sırasında esas alınan günlük çıplak brüt ücretinin de 153,96 TL olduğu anlaşılmaktadır.
3. Yine Mahkemece bozma sonrasında hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunu hususunda hüküm kısmında açıklama bulunmadığı görülmektedir. Her ne kadar Mahkeme kararının gerekçesinde günlük ücretin net 153,96 TL olduğunun kabulü ile yıllık izin ücreti alacağı bakımından resen hesaplama yapılmış ise de 4.926,72 TL olarak hesaplanan yıllık izin ücreti alacağının net mi brüt mü olduğu hususunda gerekçe kısmında açıklık bulunmamaktadır. Dosyanın geçirmiş olduğu aşama, aleyhe bozma yasağı, bozma ile taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturan hususlar dikkate alındığında; yıllık izin ücreti dâhil hüküm altına alınan diğer alacakların brüt olduğu anlaşılmakla bu hususun hüküm kısmında açıkça belirtilmemesi infazda tereddüt yaratır mahiyette olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasında yer alan “8.766,83TL kıdem tazminatının 26.02.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte,
2.091,83 TL ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
4.926,72 TL yıllık izin ücretinin 1.000,00 TL’sinin dava, geriye kalan kısmına ıslah tarihi olan 17.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
4.564,80 TL işe başlatmam tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin çıkartılarak yerine;
“Brüt 8.766,83 TL kıdem tazminatının 26.02.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte,
Brüt 2.091,83 TL ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
Brüt 4.926,72 TL yıllık izin ücretinin 1.000,00 TL’sinin dava, geriye kalan kısmına ıslah tarihi olan 17.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
Brüt 4.564,80 TL işe başlatmam tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.