Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/10645 E. 2023/16573 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/10645
KARAR NO : 2023/16573
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2181 E., 2023/575 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 26. … Mahkemesi
SAYISI : 2015/988 E., 2019/82 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, 30.11.2015 tarihinde işyerinden emekli olarak ayrıldığını, emeklilik öncesinde ve sonrasında işyeri yönetmelik hükümlerine göre hak ettiği ödemelerin yapılmadığını, Şirket Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesine göre ücret artışlarının, yürürlükte olan Yönetim Kurulu kararlarına göre Devlet İstatistik Enstitüsü 1987/100 bazlı endekse bağlı olarak üçer aylık dönemler sonunda yapılan zamlarla korunması gerekirken davacının ücretinde bu Yönetmelik hükümlerine uygun bir artış olmadığını, yılda 4 kez ödenen ikramiye 2012 yılında ücret içerisine dâhil edildiğinden ikramiye farkının da ücret farkı içerisinde hesaplanması gerektiğini, davalı Şirketin yapmış olduğu değişikliklerin … taraflı olup işyeri şartı hâline gelmesi mümkün olmadığı gibi 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesine ve emsal Yargıtay kararlarına da aykırı olduğunu, davalı Şirketin belli yaş haddine gelen ve Şirkete muayyen bir süre hizmeti geçmiş çalışanlara yaş ve kıdemleri ile ortalama aylık kazançlarına bağlı olarak hizmet ikramiyesi verdiğini, ancak davacının ücret alacağı eksik ödendiğinden hizmet ikramiyesi alacağının da eksik ödendiğini, davalı Şirketin 2009 yılından itibaren çalışanlarına yılın birinci çeyreğinden başlamak üzere her çeyrekteki performans kriterlerine göre AIP ödemesi yaptığını, bu ödemelerin de eksik olarak ödendiğini, iddia ederek fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark hizmet ikramiyesi alacağı, fark yıllık ücretli izin alacağı ve fark AlP ödemesi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerine karşı zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının tüm ücret ve sair ödemelerinin banka kanalı ile yapıldığını ve davacının bu ödemeleri ihtirazı kayıt koymaksızın kabul ettiğini, davacının ücretinde hiçbir zaman indirime gidilmediğini, aksine düzenli olarak ücretine artış uygulandığımı, hatta AIP uygulamasının yürürlüğe konduğunu, AlP uygulamasının davacının iddia ettiği aleyhe değişiklikten sonra yürürlüğe konulduğunu, bu uygulama ile eksik ödendiği iddia edilen primlerinin var olduğu kanaatine varılırsa bu bedelden düşülmesi gerektiğini, davacının hem eski düzenleme uyarınca ikramiyelerinin ödenmediğini hem de yeni yürürlüğe giren AlP farkını talep ettiğini beyan ettiğini, ancak davacının adeta ikramiye üzerinden ikramiye talep ettiğini, bu nedenle davacının fark izin ücreti ve AlP alacağı talep hakkı bulunmadığını, tüm alacaklarının ödenmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, 09.01.2004 ve 16.07.2004 tarihli düzenlemeleri 6 … günlük süre içerisinde yazılı olarak kabul ettiğine dair bir iddia ve delil bulunmaması nedeniyle davacı işçi açısından, altışar aylık dönemlerde enflasyon oranında ücret artışı yapılmasını gerektiren … sözleşmesi koşulu geçerliliğini sürdürmekte olup bu husus dikkate alınarak tespit edilen ücret farkı alacağının hüküm altına alındığı, davacıya 2011 yılı sonuna kadar, Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere yılda 4 kez, birer aylık ücret tutarında ikramiye ödendiği, 01.01.2012 tarihinden itibaren ikramiyenin aylık ücretlere eklendiği, bu hususun ücret bordrolarında gösterildiği, 01.01.2012 tarihinden itibaren, yıllık 4 aylık ücret tutarındaki ikramiye toplamı 12’ye bölünerek aylık ücrete eklenmek suretiyle zamanaşımına uğramayan dönem bakımından fark ikramiye alacağının hüküm altına alındığı, fark hizmet ikramiyesi talebi yönünden, davalı Şirkette en az 15 yıl çalışıp, emekliliğe hak kazanarak işten ayrılanlardan kadınlarda 45, erkeklerde 50 yaşına ulaşanlara, işyeri yönetmeliği ile belirlenen esaslar dâhilinde hizmet ikramiyesi adı altında bir ödeme yapılacağının davalı Şirket tarafından yayımlanan Netaşlının El Kitabı ile işyeri kuralları olarak kabul edildiği, davacının fark hizmet ikramiyesini hak ettiği, davacıya 78 günlük yıllık ücretli izin ödemesi yapıldığı, bu sebeple davacının olması gereken ücret miktarlarına göre ödenmesi gereken yıllık izin ücreti ödemesi ile ödenen miktarlar arasındaki farktan oluşan alacak miktarı bulunduğu, davacının ücret bordrolarında belirli dönemlerde “succes primi”, “yıllık performans primi (AİP)” adı altında değişik miktarlarda ödemeler yapıldığının görüldüğü, ödenen succes priminin ücrete oranı tespit edilip davacının 19.07.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda tespit edilen olması gereken ücretine göre yapılan fark AIP alacağı hesaplaması doğrultusunda fark AIP alacağının hüküm altına alındığı gerekçeleriyle 19.07.2017 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince 10 yıllık genel zamanaşımı def’inin değerlendirilmediğini, karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun yanlış tespitler ve hatalı hesaplamalar içerdiğini, itirazlarının İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmediğini, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu ve bu nedenle taraflarınca ileri sürülen zamanaşımı def’ine itibar edilmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, 09.01.2004 ve 16.07.2004 tarihli düzenlemeleri 6 … günlük süre içerisinde yazılı olarak kabul ettiğine dair bir iddia ve delil bulunmaması nedeniyle davacı işçi açısından, altışar aylık dönemlerde enflasyon oranında ücret artışı yapılmasını gerektiren … sözleşmesi koşulunun geçerliliğini sürdürdüğü, 01.01.2012 tarihinden itibaren, yıllık 4 aylık ücret tutarındaki ikramiye toplamının 12’ye bölünerek aylık ücrete eklenmesi ve zamanaşımı def’i dikkate alınarak 8.12. Hizmet İkramiyesi Yönetmeliği’ne göre davacı, 55 yaşın üzerinde olduğundan son 1 yıllık kazanç toplamının 12’ye bölünmek suretiyle bulunan rakam üzerinden ortalama ücret tespit edilerek ve 12,8 kat sayı ile hesaplama yapılarak davacının hizmet ikramiyesinin tespit edilip hesaplanmasının ve bu rapora göre hüküm kurulmasının dosya kapsamına uygun olduğu; 2010-31.12.2011 tarihleri arasındaki dönem için fark ikramiye alacağının tespit edilip hesaplanmasının, davacının olması gereken ücret miktarlarına göre ödenmesi gereken yıllık izin ücreti ödemesi ile ödenen miktarlar arasındaki farktan oluşan alacak miktarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda isabetli şekilde tespit edilip emsal raporlarda hesaplandığı üzere ödenen AIP priminin ücrete oranının tespit edilip davacının bu raporda tespit edilen olması gereken ücretine göre fark AIP alacağının tespit edilip hesaplanmasının isabetli olduğu, zamanaşımı değerlendirmesinde hata olmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru nedenlerini tekrar ederek belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının çalışma koşullarında rızası alınmadan aleyhine değişiklik yapılıp yapılmadığına ve bunun sonucunda fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark hizmet ikramiyesi alacağı, fark yıllık ücretli izin alacağı ve fark AlP ödemesi alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun’un 21, 22, 32, 53 ve 59 uncu maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.