Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/10017 E. 2023/15617 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/10017
KARAR NO : 2023/15617
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/879 E., 2023/445 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/353 E., 2020/628 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davalı aleyhine hüküm altına alınan miktar bulunmadığından davalının temyiz talebinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı nezdindeki alt işverenler bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığını, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince davacının kadroya geçmeden önce aldığı ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının kadroya geçtikten sonra da uygulanmaya devam etmesi gerektiğini, müvekkilinin alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, 01.01.2019 tarihinden itibaren ücretinin müvekkilinin rızası bulunmaksızın düşürüldüğünü ileri sürerek kadroya geçiş öncesi hizmet alım sözleşmeleri ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak müvekkilinin alması gereken ücretinin tespiti ile 2019 yılından itibaren eksik ödenen ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü ve zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının sürekli işçi kadrosuna geçerken alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemdeki hak ve alacaklarından feragat ettiğini, o döneme ilişkin uygulamaların devam etmesinin mümkün olmadığını, davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi hükümlerine göre belirlendiğini, yapılan uygulamada hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte taraflar arasında asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğine yönelik sözleşme yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince deliller toplanmadan ve usuli eksikliklerin varlığı göz ardı edilerek tahkikat aşamasına geçilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı Üniversite tarafından mevcut haklarıyla kadroya geçirilen müvekkilinden yazılı veya sözlü onay alınmadan ücretinin eksik ödendiğini, ihale teknik şartnamesi ile toplu … sözleşmesi hükümleri doğrultusunda müvekkilin alması gereken ücretinin tespit edilip müvekkiline eksik ödenen ücret alacağının davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken, gerekli inceleme yapılmadan kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmek suretiyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, emsal dosyalardaki bilirkişi raporlarında geçmiş dönem ihale sözleşmesi ve ekleri olan idari şartnameler dikkate alınarak alacak hesabı yapıldığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna bvaşvurmuştur.

2. Davalı vekili; dava değeri yüksek olmasına rağmen çok düşük miktar üzerinden dava açılmasının harçlar ve vekâlet ücreti hususlarında kanunu dolanma amacı taşıdığını, böylelikle davalı lehine oldukça düşük vekâlet ücretine hükmedilmesine sebebiyet verilerek mağduriyete yol açıldığını savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesi uygulamasının hizmet alım sözleşmelerinin devam ettiği döneme ilişkin olduğu, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, davalı Üniversite ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçiş yapılırken herhangi bir … sözleşmesi yapılmadığından davacının talep edebileceği herhangi bir ücret farkı alacağının olmadığı; ayrıca karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne (AAÜT) göre belirlenen vekâlet ücretinde hata bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin kadroya geçişteki ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı alacağına hak kazanıp kazanmadığına ve davacıdan tahsiline karar verilen arabuluculuk ücretinin miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şöyledir:
“(14) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.”

4. 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler yerinde görülmemiştir.

2. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) ve (4) numaralı paragraflarında yer verilen yasal düzenlemelerde ifade edildiği gibi arabuluculuk ücreti yargılama giderlerindendir. Bu sebeple yargılamanın sonunda, arabuluculuk ücretinin de tarafların haklılık durumununa göre paylaştırılması gerekir.

3. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen arabuluculuk ücreti olarak 340,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına karar verildiği görülmektedir. Oysaki UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda yer alan arabuluculuk ücretine ilişkin sarf kararında suçüstü ödeneğinden arabulucu N.A’ya ödenmesine karar verilen miktar 680,00 TL olup tüm bu miktarın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Tarafın Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Tarafın Temyizi Yönünden
1. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “340,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “680,00 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.