Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/10014 E. 2023/8707 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/10014
KARAR NO : 2023/8707
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı Belediye nezdinde çalışırken davalı Kuruma nakledildiğini, sendika üyesi olmasına rağmen toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalandırılmadığını, önceki çalıştığı Kurumdaki hizmet süresin dikkate alınmadığından kademe terfiilerinin de hatalı yapıldığını iddia ederek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının kıdem hesaplamasının yanlışlığı sebebi ile davalı Kurumun sorumlu tutulamayacağını, bu durumdan önceki çalıştığı Kurumun sorumlu olduğunu, davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri (TES-İŞ) Sendikasına 31.01.2011 tarihinde üye olduğu, zamanaşımına uğramayan dönemde davacının 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük süreli olan toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı olduğu, işçinin her hizmet yılı için kademe terfiine hak kazandığı, bahsi geçen toplu iş sözleşmesinin geçici 4 üncü maddesinde, davacının yevmiyesinin aynı kıdeme sahip bir işçinin yevmiyesinden düşük olamayacağı belirtildiğinden emsal işçinin ücreti dikkate alınarak davacının fark ücret taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; toplu iş sözleşmesine ve 01.03.2015-28.02.2017 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 82 nci maddesine uygun rapor tanzim edilmemiş olduğunu, işçinin ücretinin yeniden belirlenerek rapor tanzimi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davalı İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, işe başladığı dönemde usulüne uygun şekilde işe başlayışının yapıldığını, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, müvekkili İdarenin harçtan muaf tutulması gerektiğini, Kurumun vekille temsil edilmesi sebebiyle lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, İdare aleyhine arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut davada davacının İlkadım Belediyesinde çalışmakta iken 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (6111 sayılı Kanun) gereği kadrosunun 15.01.2011 tarihinde davalı Kuruma nakledildiği, 31.01.2011 tarihi itibarıyla Tes-İş Sendikasına üye olduğu, davacının kadrosunun davalı Kuruma devredildiği dönemde uygulanmakta olan 01.03.2009-28.02.2011 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin davacının üyelik tarihi olan 31.01.2011 tarihinden çok daha önce 16.10.2009 tarihinde imzalandığı, 6111 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin altıncı fıkrası uyarınca davacının Tes-İş Sendikasına üye olduğu tarihte bu sendika ile davalı Kurum arasında daha önce imzalanıp yürürlüğe girmiş olan bir toplu iş sözleşmesi bulunduğundan yenisi imzalanıncaya kadar davacının söz konusu sözleşmeden yararlandırılmasının mümkün olmadığı, bu çerçevede davacının 01.03.2009-28.02.2011 tarihleri arasındaki sözleşmeden yararlanması mümkün olmayıp bir sonraki 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük tarihli sözleşmeden yararlanmasının mümkün olduğu, anılan toplu iş sözleşmesinin geçici 4 üncü maddesine göre diğer kurumlardan nakil yoluyla gelen işçilerin sözleşmeden yararlanmaya başlayacağı 01.03.2011 tarihindeki ücretinin aynı veya benzer kıdemdeki bir işçinin ücretinden düşük olamayacağı, bu kapsamda emsal B.Y. isimli işçinin bordrolarından faydalanılarak yapılan denetime elverişli rapor çerçevesinde kurulan hükmün isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının toplu iş sözleşmesi hükümleri doğrultusunda intibakının yapılmış olup, ücretinin tespit edildiğini ve ödemelerinin tam yapıldığını, davacının geçici işçilikte geçen hizmet süresinin kadroya geçirildiği tarihte dikkate alınmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun hakkaniyete aykırı düzenlendiğini, davacının belirsiz alacak davası açamayacağını, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflara yükletilmesi gerektiğini, yine arabuluculuk giderinin bir kısmının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 6111 sayılı Kanun kapsamında devredildiği davalı iş yerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre fark ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, yargılama giderleri ve hesaplama dönemine göre son arabuluculuk tutanak tarihinin aşılıp aşılmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326 ncı maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 … maddesi.

2. 6111 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi.

3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Maddenin ikinci fıkrasında ise “… arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davanın, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekilince takip edildiği görülmekle, gerekçeli karar başlıklarında davalı olarak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yazılması gerektiği hâlde İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında davalı olarak …’ne izafeten DSİ 7. Bölge Müdürlüğü, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında ise … yazılmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilerek bozma sebebi yapılmamıştır.

3. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 07.03.2018 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 19.03.2018 tarihinde somut dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu fark ücret ve fark ilave tediye alacağına ilişkin hesaplamalar 19.03.2018 tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra, ihtilaf konusu olan son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.