Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/9849 E. 2022/9700 K. 19.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9849
KARAR NO : 2022/9700
KARAR TARİHİ : 19.09.2022

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, taşeron bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, yine ikramiye ve ilave tediyelerinin de eksik ödendiğini iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararınca karara bağlanan toplu … sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli … sözleşmesinin ve toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı hakkında yapılan ücret artışlarının yasal düzenlemelere uygun olduğunu, davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, müvekkili Bakanlığın harçtan muaf olmasına rağmen yargılama gideri içerisine ıslah harcı dâhil edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf sebepleri ve kamu düzeni kapsamında yapılan incelemede; kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak belirlendiği, fark ücretin taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesinin ve uygulanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alınarak hesaplandığı ve kararın bu yönüyle isabetli olduğu; ancak davalı Bakanlık harçtan muaf olmasına rağmen hükmün yargılama giderleri bölümünde davacı tarafça yatırılan harçların yargılama gideri kabul edilerek “davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde hatalı hüküm kurulduğu gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelere ek olarak davacının, arabulucuya başvurduğu tarihte 2021-2022 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinin henüz imzalanmadığı dolayısıyla 2021 yılı için yapılan hesaplamalar açısından arabuluculuk dava şartının oluşmadığı, fark ikramiye alacağına hükmedilen faiz türünün de hatalı olduğu savunularak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile davacının ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye fark alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ve hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi ile dönemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Kanuna, bireysel veya toplu … sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

2. 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmi birinci fıkrasında; bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 07…..2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (6325 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

3. 6325 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.” hükmü mevcuttur.

4. 6325 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. …” şeklinde; üçüncü fıkrasında da ” Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.

5. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, “Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.

6. Yönetmelik’in 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar.” düzenlemesi bulunmaktadır.

7. 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesinde belirtilen kamu idareleri ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda ve yine maddede belirtilen idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 04.12.2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanların, maddede öngörülen şartları taşımaları, yazılı olarak başvurmaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları kaydıyla sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri düzenlenmiştir.

8. 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
“…
Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu … sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu … sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel … sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu … sözleşmesi bulunmakta birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesinin bitiminden önce toplu … sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesine göre belirlenir. …
…”

9. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi Hükümleri.

10. 4857 sayılı … Kanunu’nun 34 üncü maddesi gereğince gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanması gerekir.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava şartı olarak arabuluculuğun, sürecinin başından sonuna kadar detaylı kurallara bağlanması, yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından gereklidir. Şüphesiz arabulucuğun en önemli aşamalarından biri başvurunun yapılması, diğeri ise arabuluculuk tutanağı düzenlenmesidir. Anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları ya da anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.

3. Dairemizce; dava şartı arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de arabulucular tarafından yapılan hatalar tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, 6325 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkartılan ve 02…..2018 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik’in ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin başvuru formu uygulamasının başladığı 02…..2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. Başka bir deyişle başvuru formu uygulamasının başladığı 02…..2018 tarihinden önceki dönem için taraflardan kaynaklanmayan bu tür uygulama hataları aşılarak arabuluculuk müessesesinin amaca uygun yürütülmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

4. Başvuru formu uygulamasının başladığı 02…..2018 tarihinden sonraki başvurularda ise hangi alacak veya tazminat kalemleri konusunda anlaşma sağlandığı veya sağlanamadığını açıkça belirtmeyen son tutanağa göre dava şartının gerçekleştiği kabul edilemeyecektir.

5. Somut uyuşmazlıkta; Yönetmelik yürürlük tarihinden sonra davalı … ile yapılan arabuluculuk başvurusunda başvuru konusu, “Ücret, Prim Kıdem tazminatı, ücret, ihbar tazminatı fazla çalışma alacağı, yıllık izin, AGİ, Hafta tatili, …- Yemek ücreti” olarak belirtilmiştir.

6.“Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı” davacı ve davalı Bakanlık arasında 31.03.2021 tarihinde tanzim edilmiş ve tutanağın ilgili kısmında tarafların ücret, prim, kıdem tazminatı, ücret, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, hafta tatili ücreti, yemek ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti konusunda anlaşmaya varamadıkları belirtilmiştir. Bu durumda; Daire uygulaması gereği Yönetmelik yürürlük tarihinden sonraki dönemde yapılan başvurularda işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği söylenemez. Arabuluculuk son tutanağında faaliyete konu alacak kalemleri tek tek sayılmıştır. Son tutanakta yer almayan ancak dava konusu edilen ikramiye ve ilave tediye farkından kaynaklı alacak kalemlerinin arabuluculuk görüşmelerine konu edildiği ve bu alacak hakkında da anlaşmaya varılmadığının kabulü olanaklı değildir. Belirtilen sebeple dava konusu ikramiye ve ilave tediye farkından kaynaklı alacak kalemleri yönünden, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

7. Kabule göre ise hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021 – 31.12.2022 yürürlük süreli toplu … sözleşmesinin “Ücret Zammı” başlıklı 33 üncü maddesi hükmü uyarınca, bireysel … sözleşmesi doğrultusunda belirlenen 01.01.2021 tarihindeki temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulandığı anlaşılmaktadır. Hüküm altına alınan fark alacak kalemlerinde, arabuluculuğa başvurunun 2021 yılının Mart ayında yapılması ve 02.09.2021 tarihinde dava açılması birlikte değerlendirildiğinde, bu tarihler itibarıyla imzalanmış bir toplu … sözleşmesi olmadığı gibi bunun doğal sonucu olarak da dava dilekçesinde bu toplu … sözleşmesinde öngörülen ücret zammı oranına yönelik bir talebin mevcut bulunmadığı görülmekle, arabuluculuk başvuru tarihi ve dava tarihindeki koşullar değerlendirilmeksizin ve talep de mevcut olmadığı hâlde 01.01.2021 tarihinden sonraya ilişkin fark ücretin hesaplanmasında, bireysel … sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulanması ve davacının ikramiye alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken, en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.