Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/9673 E. 2022/17199 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9673
KARAR NO : 2022/17199
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 1. … Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı ve davalı adına gelen olmadı.

Duruşmaya son verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 24.08.2007-23.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını, taraflarca imzalanan … sözleşmesinin ilgili hükmü uyarınca sözleşme süresinin 24.08.2007 tarihinden başlamak üzere 3 yıl olduğunu, taraflardan birisinin bu sürenin bitiminden önce sözleşmeyi … taraflı feshetmesi yahut diğer tarafın haklı sebeplerle feshetmesine sebebiyet vermesi hâlinde diğer tarafa 75.000 … doları (USD) karşılığı … lirası cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının … sözleşmesini hiçbir gerekçe göstermeden, sözleşmedeki fesih sebep ve şartlarına uymadan … yanlı, haksız ve kanuna aykırı bir şekilde feshettiğini, davacının imzaladığı 30.10.2014 tarihli ibranamenin geçerli olmadığını ileri sürerek sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesinin belirsiz süreli … sözleşmesine dönüştüğünü, belirsiz süreli hâle gelen … sözleşmesinin cezai şarta konu olamayacağını, dolayısıyla sözleşmede geçen cezai şartın sözleşmede kararlaştırılan üç yıllık sözleşme süresi için sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlanmış cezai şart olduğunu, 30.04.2014 tarihli ibraname ile tarafların birbirlerini ibra ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
“…sözleşmenin belirsiz süreli olmasının cezai şart kararlaştırılmasına engel olmadığı, objektif şartların yokluğu nedeniyle belirsiz süreli sayılan sözleşmedeki cezai şartın geçersiz olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, başka bir anlatımla belirli süreli olarak yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu kabul edilse bile, sözleşmede öngörülen süre bitmeden haksız olarak sözleşmeyi fesheden taraftan diğer tarafın cezai şart talep hakkının korunması gerektiği, … sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğinin sabit olmasına göre, cezai şart talep koşulunun oluştuğu…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından oranlama yapılarak 75.000 USD cezai şart 12 aya bölünerek her ay için miktar tespit edilerek sözleşmenin geriye kalan kısmı ne kadar ise o kadar cezai şarta hak kazanılacağının belirtildiğini, değerlendirme hatası yapıldığını, somut olayda işverenin … sözleşmesini haksız feshetmesi sebebi ile cezai şartın tamamına hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararında emsal olarak kabul edilen bozma ilâmının somut dosyaya uygun olmadığını, davacının cezai şart alacağından feragat ettiğini, sözleşmedeki belirli sürenin dolması ile sözleşmenin belirsiz süreli hâle dönüştüğünü, bu nedenle cezai şarta hükmedilemeyeceğini, ibranameye konu işçilik alacaklarının davacıya eksiksiz ödendiğini, davacının cezai şart talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
“…
Davacının özelliklerine ve yaptığı işin niteliğine göre belirli süreli sözleşme yapılmasını gerektiren objektif koşullar bulunmamaktadır. Bu durumda … sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli … sözleşmesi olarak kabul edilmelidir. İstinaf incelemesine konu uyuşmazlıkta … akdi 24/10/2014 tarihinde sona ermiştir. Belirli süreli sözleşmenin süresinden önce feshine bağlı yapılan ancak belirsiz süreli sayılan sözleşmelerde düzenlenen cezai şartta geçersizdir. Yerel mahkemece karara dayanak yapılan Yargıtay 22 HD’nin 2015/18939, 2016/26066 Esas Karar sayılı ilamına konu uyuşmazlıkta ise süreden önce haksız fesih yapılamayacağına ilişkin cezai şart öngörüldüğünden eldeki dava dosyası ile aynı koşullara haiz değildir. Bu nedenle yerel mahkemece cezai şart alacağına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı…” olduğu gerekçe gösterilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kurulan yeni hükümle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli olduğunu, sözleşmede, karşılıklılık prensibi gereği sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde fesheden tarafın diğer tarafa cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiğini, davalı tarafında cezai şartın geçersizliğinin savunulmadığını, bilirkişi raporuna göre cezai şartın hesaplanmasında açık değerlendirme ve hesap hatası yapıldığını, Bölge Adliye Mahkemesince sözleşmenin belirsiz süreli olduğu ve belirsiz süreli sözleşmelerede cezai şart konulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca kararlaştırılan cezai şartın geçerliliği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 179, 182, 420 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Gerek belirli gerekse belirsiz süreli … sözleşmelerinde cezai şart içeren hükümler, sadece işçi aleyhine öngörülmemiş ise kural olarak geçerlidir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 08.03.2019 tarihli ve 2017/10 esas 2019/1 karar sayılı kararı ile belirli süreli olarak yapılmış ancak objektif şartları taşımadığı için belirsiz süreli kabul edilen … sözleşmesinde kararlaştırılan süreden önce haksız feshe bağlı cezai şart hükmünün geçerli olduğuna karar verildiğinden artık sözleşmenin belirli süreli veya belirsiz süreli olmasının cezai şartın geçerliliğine etkisi bulunmamaktadır. Asgari süreli … sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür.

3. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında imzalanan 24.08.2007 tarihli … sözleşmesinin “sözleşme süresi” başlıklı 4 üncü maddesinde; “Sözleşme süresi 24/09/2007. tarihinden başlamak üzere, 3 yıldır. Taraflar, taraflardan biri bu sürenin bitiminden önce, … taraflı sözleşmeyi fesh ettiğini, yahut, diğer tarafın, haklı sebeplerle sözleşmeyi fesh etmesine sebebiyet verdiği takdirde, diğer tarafa, 75.000-(yetmişbeşbin) … Doları karşılığı … Lirası tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder. … dolarının … Lirası karşılığının hesaplanmasında, ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınır. Sözleşmenin sona ermesine en az bir ay kala, taraflardan biri, diğerine ulaşacak şekilde yazılı fesih ihbarında bulunmadığı takdirde mukavele, bir yıl için uzar. Takip eden yıllar için de, uzama süresi ve bu feshi ihbar şartı aynen geçerlidir. … kanunundan doğan bildirimsiz fesih hakları saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.

4. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince belirli süreli sözleşmenin süresinden önce feshine bağlı yapılan ancak belirsiz süreli sayılan sözleşmelerde düzenlenen cezai şartın geçerli olmadığından bahisle davanın reddine hükmedilmiş ise de 24.08.2007 tarihli … sözleşmesinde düzenlenen cezai şartın 24.09.2007- 24.09.2010 tarihleri arası 3 yıllık süreye yönelik olarak düzenlendiği, … sözleşmesi cezai şart kararlaştırılan 3 yıllık süreden sonra feshedilen davacının ilgili sözleşme hükmüne dayalı olarak cezai şart talep edemeyeceğinin anlaşılmasına göre sonucu itibarıyla Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.