Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/9400 E. 2022/13362 K. 26.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9400
KARAR NO : 2022/13362
KARAR TARİHİ : 26.10.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 3. … Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 23.01.2019 tarihli ve 2018/493 Esas, 2019/84 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş; bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 29.05.2019 tarihli ve 2019/1517 Esas, 2019/744 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın … İl Özel İdare İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … İdaresinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı … hakkında açılan davanın husumetten reddine, Davalı … Köylere Hizmet Götürme Birliği (Birlik) yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Birlik Yönetimi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davalı vekili dava dilekçesinde; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği işçisi olarak görünmesine rağmen, davalı … İdaresinin asıl işi kapsamında atölye ustası oto elektrikçi olarak çalıştığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu … sürerek davacının baştan itibaren davalı … işçisi olduğunun tespiti ile davalı … İdaresinin işçilerinden çok daha düşük ücretle çalıştırıldığını … sürerek kıdem farkı, ücret farkı, akdi ilave tediye, yasal ilave tediye, yıpranma primi ve toplu … sözleşmesi fark alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Köylere Hizmet Götürme Birliğinin 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’na (5355 sayılı Kanun) göre kurulan ve ayrı bir tüzel kişiliği olan kurum olduğunu, davacının kendi iradesiyle Köylere Hizmet Götürme Birliği ile sözleşme imzaladığını, müvekkili İdarenin köylere yönelik işlerini Birlik aracılığı ile yapmasının kanuni bir işlem olduğunu, bu sebeple muvazaa iddiasını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalı Birlik Yönetimi cevap dilekçesi sunmamış, aşamalarda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davalılar arasında muvazaalı … ilişkisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile hüküm altına alınan alacakların davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Köylere Hizmet Götürme Birliğinin 5355 sayılı Kanun’a göre kurulmuş, işlevi ve görevleri Kanun’da tanımlanmış ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve 5355 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “İl özel idareleri; köye yönelik hizmetlere ilişkin yapım, bakım ve onarım işleri, bölünmüş …, elektrifikasyon, köy yolu, içme suyu, sulama suyu ve kanalizasyon yatırımlarını, kendi bütçelerinde bu hizmetler için ayrılan ödenekleri köylere hizmet götürme birliklerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebilirler.” hükmü ile aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “ Köylere hizmet götürme birlikleri, ihtiyaca göre hizmet akdiyle personel istihdam edebilir.” hükmüne göre değerlendirme yapıldığında, Köylere Hizmet Götürme Birliğinin hizmet sözleşmesiyle personel istihdam ederek, İl Özel İdaresinin köylere ilişkin hizmetlerini yine İl Özel İdaresinin aktardığı ödenekle yürüterek yasal görev tanımları içerisinde hareket ettiğini ve muvazaanın söz konusu olmadığını … sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve fiili duruma göre köylere yönelik hizmetlerin yürütümü sırasında İl Özel İdaresi ve Köylere Hizmet Götürme Birliği personelinin birlikte çalıştıkları, hem İl Özel İdaresinin hem de Birliğin köylere yönelik görevleri paralellik göstermekte olup; Kanun’da bu iki tüzel kişilik arasında köylere yönelik hizmetlerin görülmesi noktasında bir yardımlaşma ve ortaklaşa çalışma imkânı getirildiği ayrıca birliklerin personel ve tesis/ekipman imkânlarının kısıtlılığı karşısında; kanunlarda öngörülen … birliği çerçevesinde İl Özel İdarelerinin tesis ve aletlerinin kullanması ve işin Özel İdare tarafından yönetilmesinin de davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin oluştuğu anlamına gelmeyeceği, zira kanun koyucunun her iki tüzel kişilik personelinin birlikte çalışmalarına ve hizmeti birlikte yürütmelerine cevaz verdiği, bu … birliği içerisinde yürütülen hizmetlerde tüzel kişiliklerin yapılarına ve imkânlarına göre İl Özel İdaresinin tesis ve araçlarının kullanılması ya da işin İl Özel İdaresi tarafından yürütülmesinin de verilen bu iznin doğal sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının çalıştırıldığı dava konusu işin, davalıların her ikisinin de asıl işi kapsamında olup dava konusu çalışma şeklinin 4857 sayılı … Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen asıl işveren alt işveren ilişkisinden farklı olup işin … birliği içerisinde görülmesine ilişkin olduğu, bu açıklamalara göre davalılar arasında muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı kanaatine varılarak davalı … İdaresinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, İl Özel İdaresi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Birlik Yönetimi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Birlik Yönetimi temyiz dilekçesinde; davacının iddiasının temelini muvazaaya dayandırdığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında muvazaanın reddedildiğini, davanın dayanağı kalmadığını, Birlik yönünden de davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği hâlde kabul hükmü kurulmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalılar arasındaki ilişkinin kanuna uygun olup olmadığı, dava konusu kıdem farkı, ücret farkı, akdi ilave tediye, yasal ilave tediye, yıpranma primi ve toplu … sözleşmesi fark alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı, davacı yararına usuli kazanılmış hak, faizin türü ve başlangıç tarihi noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5355 sayılı Kanun, 5302 sayılı İl Özel İdareleri Kanunu ve ilgili mevzuat.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesince aralarında muvazaalı ilişki bulunduğu gerekçesiyle davalıların hükmedilen alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Birlik Yönetimi tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince İl Özel İdaresinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemenin sonucunda, davalılar arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılarak istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmak suretiyle istinaf eden davalı … yönünden davanın husumetten reddine, hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden ise İlk Derece Mahkemesinin kararında belirtildiği şekilde davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
3. Kural olarak bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz … bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince davalı … İdaresinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeni hüküm kurulmuş ise de hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden yeni bir hüküm kurulmamış, İlk Derece Mahkemesi hükmü gibi yeniden hüküm oluşturulmuştur. Bu hâlde davalı Birlik yönünden yeniden kurulan hükümde bir değişiklik olmadığı söylenebilir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararının tamamı dikkate alındığında, davalı … yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasının davalı Birliğin durumunu ağırlaştırdığı tespit edilmektedir. Zira ilk Derece Mahkemesi kararına göre davalılar aynı alacaktan müştereken müteselsilen sorumlu tutulmuşken Bölge Adliye Mahkemesi kararına göre davalı Birlik hükmedilen alacaklardan … başına sorumlu tutulmuştur. Açıklanan sebeplerle, yeni hüküm ile durumu ağırlaşan davalı Birliğin temyiz … bulunduğu sonucuna varılarak işin esasına yönelik temyiz incelemesi yapılmıştır.
4. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, davalı Birlik tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle aynı alacak miktarına hükmedildiği ifade edilmiş ve yeniden kurulan hüküm de İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği şekilde oluşturulmuştur. Açıklanan bu olgulara göre somut olayda davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu açıktır. Şu hâlde davalı Birliğin temyiz istemi, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan miktar yönünden davacı yararına oluşan kazanılmış hak nedeniyle yerinde görülmemişir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Birlik tarafından temyiz dilekçesinde … sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.