Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/9328 E. 2022/9922 K. 20.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9328
KARAR NO : 2022/9922
KARAR TARİHİ : 20.09.2022

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak çalışmaya başladığı tarihten itibaren Yol … Sendikası üyesi olduğunu, 2001 yılına kadar geçici mevsimlik işçi statüsünde çalıştırıldığını, aynı işyerinde bu kez kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçilikte geçen sürelerinin kıdem hesabında dikkate alınmadığı için derece ve kademesinin hatalı tespit edildiğini, bu nedenle davalının düşük derece ve kademe üzerinden eksik ücret ödediğini belirterek, davacının kadroya geçişi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğunun tespiti ile derece ve kademelerinin doğru olarak belirlenmesine ve buna bağlı olarak ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye farkı ve akdi ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, mevsimlik çalışmalarda … sözleşmesinin 9 aylık bir süre için yapıldığını ve bu süreden sonra sözleşmenin sona erdiğini, davacının kadroya geçirilirken dava açmayacağı konusunda taahhütte bulunduğunu, yürürlükte olan toplu … sözleşmesi hükümleri gereğince intibak işlemleri yapılan davacıya 24.10.2013 tarihinde intibak ödemesi yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2018/181 Esas 2019/341 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile, davacının intibak işleminin yanlış olduğunun ve davacının 11.12.2018 tarihinde 16. derecenin 25. kademesinde olması gerektiğinin tespitine karar verilerek bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen yevmiye ücreti fark alacağı, yıpranma prim ücret alacağı, yasal ve akdi ilave tediye fark alacakları hüküm altına alınmıştır.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 16.03.2020 tarihli 2020/256 Esas
2020/447 Karar sayılı kararıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz başvurusu üzerine yapılan değerlendirme sonucunda Dairemizce 14.01.2021 tarihli ve 2020/1969 Esas 2021/1146 Karar sayılı karar ile;
“…
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama, 24.10.2013 tarihinde davalı tarafça yapılan ödemenin zamanaşımı süresini kestiği belirtilerek 24.10.2008 ila 28.02.2019 tarihi arasındaki süre için yapılmıştır. Ancak zamanaşımı süresinin kesildiği tarih olan 23.08.2013 tarihinden itibaren işçilik alacaklarına uygulanması gereken beş yıllık zamanaşımı süresinin 23.08.2018 tarihi itibariyle dolacağı dikkate alındığında dava tarihi olan 11.12.2018 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu halde davacının sadece dava tarihinden geriye doğru beş yıllık alacağını talep edebileceğinin gözden kaçırılması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan, hesaplamanın dava tarihinden ileri bir tarihe kadar yapılması hatalı olmuştur…”
gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince zamanaşımının bozma ilâmında belirtilen şekilde değerlendirilmesi sonucunda, beş yıllık zamanaşımı süresinin 23.08.2018 tarihi itibarıyla dolacağı gözetilerek dava tarihi olan 11.12.2018 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçtiğinin kabulü ile yeniden yapılan hesaplanmaya göre 25.12.2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince yasal süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; temyize konu edilen ilk kararın kesinlik sınırı kapsamında kaldığı için davalının ilk hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun kabul edilmemesi gerektiğini, zamanaşımı hususunda Yargıtayca verilen bozma kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Ödenemeyen Giderler ve Borçlar başlıklı 34 üncü maddesinde “ İlgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğramaktadır.” hükmü bulunduğunu, bahsi geçen Kanun kapsamının; “Madde 2- Bu Kanun, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsar.” şeklinde belirtildiğini, davalı kamu idaresi … Büyükşehir Belediyesinin Anayasanın 127 nci maddesine göre de Kanun kapsamında mahalli idarelerden olduğunu, bu itibarla davacı işçinin davalı İdareden hak etmiş olduğu bir intibak ödemesini, ilgili olduğu malî yılı izleyen 5 yılın sonuna kadar yazılı olarak istemesi hâlinde bu ödemenin zamanaşımına uğramamış olacağını, eldeki bu dava ile birlikte gerek Mahkeme nezdinde gerekse diğer … mahkemelerinde aynı tarihte seri şekilde, aynı dönemde çalışan, aynı tarihte ödemelerini alan müvekkilleri adına davanın kabulüne dair kararların bu şekilde kesinleştiğini, birbiriyle aynı nitelikte olan, aynı zamanda açılan ve Yargıtay’ın denetiminden geçip onanarak kesinleşen kararlar göz önüne alındığında davadaki haklılığını ortaya koyan Yargıtay kararları ile eldeki davada Yargıtayın aynı Dairesi tarafından verilen bozma kararının çelişmekte olduğunu, Yargıtay Dairelerinin aynı konuda çelişkili kararlar vermesi ve bu çelişkilerin giderilmemesini Anayasa’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının açıkça ihlali niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; devir tarihinden itibaren 2 yıldan fazla bir süre geçmiş olduğundan müvekkili Kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, davacıya zaten mülga edilen Kurumca intibak ödemesi yapılmış olduğu için davacının intibak alacağı bulunmadığını, maaş ödeme bordroları dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını, zira davacı işçinin maaş bordroları incelendiğinde intibak alacağını tahsil etmiş olduğunun anlaşılacağını, intibak istemine yönelik alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, intibak ödemesinin yapıldığı tarihten 5 yıl sonrası dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılacağı aksi takdirde zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, bilirkişinin hatalı ve yetersiz tespitleri neticesinde zamanaşımına uğramış alacakları da kapsayacak şekilde yapmış olduğu hesaplamaların hiçbir hukuki ve teknik değeri bulunmadığını, 22.10.2000 tarihinde, …-… Sendikası ile Hükümet arasında yapılan protokolle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde belirli süreli … sözleşmesiyle (geçici veya mevsimlik işçi pozisyonlarında) istihdam edilmiş veya 26 Ekim 2000 tarihi itibariyla çalışanların; uzun süredir bu kurumlarda çalışmış olmaları ve … deneyimleri dikkate alınarak 02.02.2001 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrolarına intibak ettirilmesinin öngörüldüğünü, davacı işçinin de, …-… Sendikası ve Hükümet arasında yapılan Protokol kapsamında sürekli işçi kadrosuna atanmış olduğunu, Protokolde geçici işçilerin mevcut ücretleri üzetinden sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri, bu işlemin işçinin isteğine bağlı olduğunun açıkça belirtildiğini, davacı işçinin de bu şartlar altında sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olduğunu, sürekli işçi kadrosuna geçirilme koşullarını bildiği ve yapıları işlem rızası çerçevesinde yapıldığı hâlde, on yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, Protokol hükümlerini göz önünde bulundurmadan fark ücret isteğinde bulunmasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını ileri sürerek kararın müvekkili lehine bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusundadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı … Kanunu’nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.