YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9151
KARAR NO : 2022/9121
KARAR TARİHİ : 14.09.2022
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2020/204 Esas, 2020/326 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 05.07.2021 tarihli ve 2020/1461 Esas, 2021/1766 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren … Teknik A.Ş. çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu … sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu ve işçilik alacaklarını talep ettiğini ileri sürerek dava konusu ilave tediye ücreti ile toplu … sözleşmesinden kaynaklı alacakların hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim … olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını, Kurumda aldatma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ihbar olunan Şirkette çalıştığı ve Maden … Sendikasına üye olduğu, davalı Kurum ile ihbar olunan arasında muvazaa ilişkisinin sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabında davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği, Maden … Sendikasına yazılan müzekkere cevabında ise Sendikanın, işçinin sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün uygulanmadığı hususlarının belirtildiği; bu sebeple davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği anlaşıldığından davacının toplu … sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; benzer konularda müvekkili ile aynı işyerinde çalışan kişilerin açtıkları davalarla birebir aynı davanın davacısı olduğunu, muvazaa nedeniyle davalarını kazandığını, davaların lehlerine sonuçlandığını ve toplu … sözleşmesinden kaynaklı ödemelerini aldıklarını, hâl böyleyken mahkemelerde, istinaf mahkemelerinde ve temyiz mahkemelerinde bir anda görüşün değiştiğini, kanuna ve usule aykırı, yüksek yargı kararlarına taban tabana zıt, hakkaniyete aykırı, benzer konuda verilmiş Anayasa Mahkemesi kararına aykırı, sürpriz karar verme yasağına aykırı, tarafları aynı, konusu aynı dava niteliğindeki davalarda farklı karar verilemez içtihadına aykırı kararlar verilmeye başlandığını, Mahkemenin yüzlerce kesinleşmiş emsali olan davaların kabulüne karar verdiği hâlde bu kez davalarını bir adet bölge adliye mahkemesi kararını emsal alarak reddettiğini, sebep olarak davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin gösterildiğini, kanun gereği muvazaa ile çalıştırılan işçi müvekkillerin toplu … sözleşmesi imzasından çok önce sendika üyesi olmaları nedeniyle toplu … sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren toplu … sözleşmesinden yararlanma haklarının zaten olduğunu, müvekkilinin ve diğer tüm davacı işçilerin sendika üyeliklerinin toplu … sözleşmesinin imzalanmasından çok zaman önce yapıldığını belirterek Mahkemenin davacı müvekkilinin toplu … sözleşmesinden kaynaklı alacak talepleri yönünden vermiş olduğu ret kararının istinaf yoluyla incelenerek ortadan kaldırılmasına, kesinleşmiş tüm yüksek yargı kararlarına, yasal düzenlemelere uygun olarak ilk davalardaki gibi davalarının da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; husumet ve hukuki yarar yokluğu itirazları ile zamanaşımı def’inde bulunduklarını, müvekkil Kurumun işveren sıfatını haiz olmadığını, sadece ihale makamı olduğunu, muvazaa iddialarını kabul etmediklerini, davayı tümüyle kabul etmemekle birlikte İlk Derece Mahkemesince muvazaa tespiti ile davacının baştan itibaren müvekkili Kurumun işçisi olduğunun kabul edilmesi hâlinde ilave tediye hesabında asgari ücret üzerinden bir hesaplama yapılması gerektiğini, Mahkeme kararında net ücret üzerinden karar verilmesi gerekirken brüt ücret üzerinden karar verilmesinin yerinde olmadığını, harç tamamlanarak arttırılan tüm miktarlar yönünden talep artırım tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, kararda belirtilen faiz talebi, faiz başlangıç tarihleri ve faiz türlerinin de hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından verilen hükümde harçlar, yargılama giderleri, masraflar ve vekâlet ücretine ilişkin (vekâlet ücretinin de az olduğunu) hükümlerin de hatalı olduğunu, aleyhlerine olanları kabul etmediklerini, Mahkeme kararı kısmen kabul olmasına rağmen harç miktarlarının çoğunluğundan sorumlu tutulmalarının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarına göre davalı Kurumun hizmetin yürürtülmesine ilişkin teknolojik imkânları, araç, gereç ve ekipmanları itibarıyla ihbar olunan Şirketten daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği, ancak davalı ve ihbar olunan Şirket arasında kanuna uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından davacının başlangıçtan itibaren TKİ Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli bulunduğu, davacının toplu … sözleşmesinden yararlandırılmasına yönelik talebi yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23…..2021 tarihli ve 2021/6396 Esas, 2021/10706 Karar sayılı ilâmının da Dairenin kararını teyit edecek nitelikte olduğu, dosya kapsamına göre davacının sendika üyeliğinin Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle toplu … sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca işçilik alacaklarının brüt olarak hüküm altına alınmasında hatalı bir durum olmadığı, hükme esas alınan ek raporun denetime elverişli olduğu, raporun işyeri ve Kurum kayıtları ile sunulan ücret bordrolarına ve 6552 sayılı … Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’da yeraltı maden işçileri için öngörülen ücret düzenlemelerine uygun olarak düzenlendiği ve herhangi bir hesap hatası içermediği; ayrıca hükmedilen alacaklarda faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihlerinde ve hükmün fer’î sonuçlarına ilişkin harç, yargılama gideri, vekâlet ücreti düzenlemelerinde ve brüt olarak karar verilmesinde hatalı bir uygulamaya rastlanmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaalı olduğu durumda sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmemesi hâlinde asıl işverenin tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve bu bağlamda davacının ücretinin tespiti ile toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 370 ve 371 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı … Kanunu ve 6356 sayılı Kanun hükümleri.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.